Meme ağrısınıne hafife alın ne de abartın

Güncelleme Tarihi:

Meme ağrısınıne hafife alın ne de abartın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2008 00:00

Kadınların yarısından fazlası meme ağrısından şikayet ediyor. Zaman zaman tedirgin eden, kötü haberci gibi algılanan meme ağrısı, her zaman hastalık belirtisi değil elbette. Meme ağrılarının yüzde 70’i adet öncesi dönemde başlıyor, kanamayla birlikte de sona eriyor. Ancak küçük bir ihtimal de olsa bazen kanserin habercisi olabiliyor.

Haberin Devamı

Memorial Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gürsel Soybir, meme ağrısının adet öncesi dönemde görülen ve ortalama 4-5 gün süren gerginlik ağrısından ayırt edilmesi gerektiğini söylüyor. Çünkü bu tip meme ağrısı normal sayılıyor. Kadınların en büyük korkusu memesindeki ağrının kanser işareti olabileceği ihtimali. Doç. Dr. Soybir, "Gerçekten de meme kanseri bazen ağrıyla kendini belli edebilir. Hatta bazen ağrı meme kanserinin tek bulgusu olabilir. Ancak doktor tarafından incelenmiş, ağrının altında yatan nedenin kanser olmadığına karar verilmişse, ağrının kanser riskini artırdığı söylenemez" diyor.

30’LU YAŞLARDA ADET SÜRECİ AĞRI YAPIYOR

Adet düzeniyle ilişkili ağrılar, genellikle adet öncesi dönemde ortaya çıkıyor. Adet görmeden hemen önce en yüksek seviyesine erişiyor. Adet kanamasıyla da kayboluyor. Bu tip meme ağrısı, otuzlu yaşlarda daha sık görülüyor. Bazen menopoza yakın dönemde alevlenme gösteriyor. Sıklıkla menopoza yakın kendiliğinden kayboluyor. Memenin üst ve dış taraflarında daha fazla hissediliyor. Bazen koltuk altına doğru yayıldığı da oluyor. Ağrıyla memelerde hassasiyet de artabiliyor.

Adet düzeniyle ilişkisiz ağrılar ise 40’lı yaşlarda daha sık görülüyor. Adet düzeniyle ilişkili olanlara göre daha kısa sürüyor. Hastaların yarısında kendiliğinden geçiyor. Genellikle tek meme ağrıyor. Memenin bir noktasında olabileceği gibi tamamına da yayılabiliyor. Bu tip ağrıların esas sebebi memede bulunan bir kist, fibroadenom, kanal genişlemesi, fibrokistik değişiklikler vs. olabiliyor.

Memeyle ilgisiz bir olaydan kaynaklanan meme ağrıları çeken kadınlar da var. Göğüs duvarındaki kaslardan, kaburga eklemlerinden, kıkırdak dokulardan ve boyundaki sinir köklerinden de kaynaklanabiliyor.

Çay, kahve, çikolata şarap, sigara, stres de memede ağrı yapar

Memede bariz bir hastalık olmamasına rağmen ağrının neden hissedildiği tam olarak aydınlatılmadı. Ancak ağrının meme hücrelerinde bulunan ve reseptör denen bazı algılayıcıların aşırı hassaslaşması sonucu geliştiği tahmin ediliyor. Bu hassaslaşmayı yapan sebeplerden biri "metilksantin" denen ve bazı ilaçların içinde, ayrıca çay, kahve, çikolata ile kolalı içeceklerde bulunan bir kimyasal madde. Bir de şarapta bulunan tiramin, bu ağrıların sebebi olabiliyor. Ağrılarda rolü olan bir diğer konu sigara kullanımı ve stres. Her iki faktörün de meme hücrelerindeki aşırı hassaslaşmanın nedenlerinden olduğu biliniyor. Doymuş ve doymamış yağlar arasındaki denge, doymuş olanlar lehine kaydığında meme hücre zarları normal çalışmasını yitiriyor ve aşırı hassas hale gelebiliyor.

Kendi memenizi muayene etmeyi alışkanlık haline getirin

 Normal ve adet öncesi hafif gerginlik şeklindeki meme ağrıları haricinde ağrı çekenler, mutlaka doktor kontrolünden geçmeli. Ağrıya sebep olan bir faktör varsa o ortadan kaldırılmalı.

 Ağrısı olan ve olmayan her kadın, kendi kendini her ay, adetten 5 gün sonra muayene etmeyi alışkanlık haline getirmeli.

 Bazen ağrının nedeni uygun olmayan sutyen kullanımı olabilir. Ağrısı olan kadınların, kendi meme ölçülerine uygun, çok sıkı olmayan sutyen kullanması gerekir. 

Meme ağrısı olan hastalar diyetlerine dikkat etmeli. Çay, kahve, çikolata, kolalı içeceklerle, şarap gibi gıdaları çok daha az tüketmeli. Sigara kullanmamalı, stresten olabildiğince uzak durmalı ve bitkisel yağları tercih etmeliler.

Yaşa göre kontroller

 20 yaşından itibaren tüm kadınlar, rutin muayene sırasında ailede kalp hastalığı bulunup bulunmadığı, sigara içme alışkanlığı, kötü beslenme ve fiziksek aktivite azlığı gibi risk faktörleriyle değerlendirilmeli. Yüksek kolesterol ve diyabet riskine göre kolestorellerine ve açlık kan şekeri düzeyine bakılmalı. Eğer risk faktörleri varsa bu testler her 2 senede bir yaptırılmalı. Riskler yoksa her 3 senede bir yapılması yeterli. 

40 yaşından itibaren her 5 senede bir kalp damar hastalığına yakalanma riski değerlendirilmesi yapılmalı. Bu tarama eğer birden fazla risk faktörü (düşük HDL düzeyi, ailede erken kalp hastalığına yakalanma öyküsü, erken menopoz, şeker yüksekliği vb) varsa daha sık yaptırılmalı.

 50 yaşından sonra tüm kadınlarda tiroid hastalıkları için TSH düzeyine de bakılmalı.

21 yaşından itibaren her yıl sağlık kontrolü şart

Düzenli sağlık kontrolleri, varsa sorunların erken saptanması, dolasıyla tedavinin de zamanında yapılmasını sağlar. Her yaşta yapılması önerilen farklı tetkik ve kontroller var. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Dahiliye Uzmanı Dr. Erdoğan Selçuk Şeber, 21 yaşından itibaren, yılda bir kez rutin kontrollere başlanması gerektiğini söylüyor.

Yıllık kontrollerde: 

Boy, kilo ve kan basıncı ölçümleri alınmalı. 

Meme dokusunda kitle veya anormallikleri saptama amacıyla klinik meme muayenesi yapılmalı. 

Klinik meme muayenesi (uzman tarafından elle muayene) 20-39 yaş arası kadınlarda her üç senede bir, 40 yaş üzeri kadınlarda senede bir defa yaptırılmalı. 

Üreme sağlığını değerlendirme amacıyla jinekolojik muayene yaptırılmalı.

 Jinekolojik muayene pap testini de içermeli.

 40 yaşından sonra senede bir defa mamografi çektirilmeli. 

Tüm kadınlar menopoz dönemine girdiklerinde rahim kanseri için risk faktörleri ve belirtileri konularında bilgi edinmeli. Tüm beklenmeyen kanamaları doktorlarına iletmeli.

 Akrabalarında kalıtımsal kalın bağırsak kanseri olan kadınlarda, 35 yaşından itibaren yıllık tarama ve biyopsi yapılmalı.

Kalp ve damar hastalıkları kadınları da öldürebilir

Kadınlarda ölüme yol açan sorunların başında kalp ve damar hastalıkları geliyor. İstatistiksel veriler, kadınlarda kalp damar rahatsızlıklarının görülme sıklığının her geçen yıl erkeklerdeki sıklığa yaklaştığını gösteriyor.

İkinci sırada ise kanserler geliyor. Kadınlarda ölüme en sık sebebiyet veren kanserler meme, kalın bağırsak ve akciğer kanserleri. Deri kanserleri sıklığında da son yıllarda hızlı bir artış gözleniyor. Üçüncü sırada ise artık neredeyse bir salgın boyutuna gelen diyabet yer alıyor.

İleri yaşta aşıdan muaf değilsiniz

Genel kadın sağlığı muayenesinin yanında, kadınlar doktorlarıyla yaşa uygun aşılanma takvimi konusunda görüş alışverişinde bulunabilirler. Çocuk doğurma çağındaki kadınların çoğu, grip, hepatit A ve B, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık hastalıklarından koruyucu aşıları yaptırabilirler. 55 yaşın üstündeki tüm kadınlar zatürreden korunmak için pnömoni aşısı ve 60 yaşın üstündeki tüm kadınlar zonadan korunmak için su çiçeği aşısı yaptırabilir. Tüm kadınlar her 10 yılda bir tetanoz-difteri-boğmaca aşısı olmalı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!