MEDYADAN : Genel

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN : Genel
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2004 17:54

“Kadın mı, erkek mi?” diye sormaz mı - Bayandan köpek yavrusu - Basında karşılıklı nezaket Fatih Altaylı ile Ayşe Hatun Önal’la başladı - Başlığı atan arkadaş kıyamamış - Türk basın tarihinde önemli bir gün - Türk askeri uçakları ne zaman emekliye ayrılır - Kısacık Uzan haberinde 3 tane isim vardı zaten - Trabzon DHA’nın muhteşem haberi - Hıncal Uluç bu sefer hangi ürünü tavsiye ediyor - 20 trilyonluk bilgisayar ihalesini kim kazanmış - Bin dolar İmparator zammı - Mehmet Barlas bu detayı nasıl atladı - Kadın nankörlüğü ne demek yahu? - Star'ın ayıbı...

Haberin Devamı

Medyadan değil, benden...

Babamı küçük bir ameliyat için hastaneye yatırıyoruz. Hasta Kabul’deki görevli kız soruyor:

- Hastanın ismi neydi?
- Hakkı
- Erkek mi, kadın mı?


*

BAYANDAN KÖPEK YAVRUSU

Hürriyet, 10 Ocak

Bir küçük ilan: Bayandan Golden Retriver yavruları

“Bayandan” olunca ne fark ediyor? Köpekler az kullanılmış mı demek istiyorlar?


*

BİR YERDEN BAŞLASIN DA...

Hürriyet, 13 Ocak

Fatih Altaylı diyor ki:

Ses kötü, yanıt güzel

AYŞE Hatun Önal, albümüne yönelik eleştirime son derece ‘‘şık’’ bir yanıt vermiş.

‘‘Fatih Altaylı benim yaptığım müzik türü için biraz yaşlı.’’

Ayşe Hatun Önal'ın yanıt verme düzeyi, umarım Türk basınındaki kimi yazarlar için de örnek teşkil eder.

Hem zeka dolu, hem iğneleyici, hem de çok fazla kırıcı değil.

Bu "seviyeli tartışma" bir yerden başlasın da, isterse Fatih Altaylı ile Ayşe Hatun Önal'dan başlasın...


*

ACIMIŞ...

Milliyet, 13 Ocak

Haberin Devamı

Haber diyor ki : “Tek yavru ve gebelik süreleriyle insana çok benzeyen orangutanların soyunun 20 yıla kadar tamamen tükenebileceği bildirildi.”

Başlık: Organgutanların 25 yılları kaldı

Başlığı atan arkadaş acımış, bir 5 sene de o ilave etmiş!


*

ÖNEMLİ BİR GÜN

Gazeteler, 13 Ocak

13 Ocak 2004 Türk basın tarihi açısından önemli bir gündü. Benim göz atabildiğim 13-14 gazetede, bugün, belki de ilk defa... Mustafa Sarıgül haberi yer almadı!



*

ACI GERÇEK

Gazeteler, 13 Ocak

Eskişehir’de bir Phantom (F-4E) eğitim uçuşu sırasında düştü, iki subayımız şehit oldu. İddiaya göre (BBC de bunu vurgulaya vurgulaya verdi) bu da, geçenlerde düşen Phantom gibi, İsrail’le yapılan modernizasyon anlaşması çerçevesinde elden geçililen bir uçaktı.

Lisede öğrenciyken, çok hoş bir Millî Güvenlik hocamız vardı, adını maalesef unuttum, bir karacı yarbaydı. Onu sormuştum:

- Hocam, Türk Ordusu’ndaki uçaklar ne zaman hizmetten kaldırılır?

Cevabını hiç unutmadım:

- Düştüğü zaman!


*

AMORTİ YOK

Star, 15 Ocak

Uzanlar’ın gazetesi yine tarafsız bir gazetecilik yaparak Cem Uzan’la röportaj yapmış. O kadar sıkıntıdaymış ki Genç Parti’nin genç başkanı, sadece kitap okuyabiliyormuş. Star’ın haberi diyor ki:

“24 saat kriz yönetimi bir tarafta, hukuki mücadele bir tarafta, siyasi mücadele bir tarafta, şu anda omzumda olan sorumluluklardan ve yüklerden dolayı herhangi şekilde rahatlama veya dinlenebilme lüksüm yok. Kitap okuyorum. Kitap okumak, daha doğrusu bir kitabı bitirmek çok zamanımı alıyor. İnatla taşıdığım kitaplar vardır. Birincisi Adenaur'un hayatı, bir de Caroline Kenedy'nin bir kitabı var. Amerikan tarihi ile ilgili...' Siyasette örnek aldığı siyasi kişiliğin Churcill olduğunu açıklayan Cem Uzan, Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini ise, Atatürk isminin siyasi malzeme olarak kullanılmasına karşı olduğu için söylemediğini belirtti...”

Haberin Devamı

Bir paragraf haberde hepsi hepsi 3 yabancı isim geçiyor: Adenaur, Caroline Kenedy, Churcill...

Patronla yapılan röportajı Star’dan hatta Uzan Grubu’ndan eminim en az 3-4 kişi okumuştur.

Demek ki içlerinde bu üç ismin nasıl yazıldığını bilen, en azından “acaba doğru mu yazmışız” diyecek bir adam çıkmamış.

Adenaur dedikleri Adenauer, Caroline Kenedy dedikleri Caroline Kennedy, Churcill dedikleri de Churchill olacak.

Bir tek Mustafa Kemal Atatürk’ün adını doğru yazmışlar, onu da Uzan “söylemek istemiyormuş...”


*

GÖZDEN KAÇAN HABER

Doğan Haber Ajansı, tarihini kaydetmemişim

Tekin Atay’ın haberi “Sokağa çiş yapana 86 milyon 700 bin lira ceza” diyordu.

Trabzon’da iki adam, gece içkiden dönerken sıkışmışlar, ‘Nasılsa kimse görmez’ diye Meydan Parkı’nın duvarına işemişler. Buraya kadar alışılmış bir haber. Ancak, devriye geçen zabıta ekipleri kimliklerini alıp, tutanak düzenlemişler. Ve Belediye Encümeni, iki işeyiciye 86 milyon 700’er bin lira para cezası kesmiş.

Haberin Devamı

Asıl güzellik bundan sonra başlıyor. Suçüstü yakalanan Fahri ve Mustafa Abanoz bu yüklü cezaya ne tepki vermişler biliyor musunuz?

Belediye’ye gidip cezayı ödedikten sonra bir açıklama yapmışlar ve demişler ki:

O gece aşırı alkollüdük. Ne yaptığımızı tam olarak hatırlamıyorum ama belediyenin verdiği karardan memnunum. Avrupa Birliği’ne girmek üzere olduğumuz bir dönemde, toplumumuzun her kesiminin Avrupalı gibi hareket etmesi gerekir. Belediye görevlilerini hassas davranışlarından dolayı kutluyorum!”

Bu Türkiye muhteşem bir memleket!

Karadeniz ise ayrı bir güzellik...


*

HINCAL ULUÇ KADIN BAĞI TAVSİYE EDİYOR

Sabah, 16 Ocak

Basında iki kamp vardır. Birincisi “gittiğin lokantanın, aldığın ayakkabının reklamını yapmak ayıptır” der, ikincisi “ben bir yere davet edildim mi, bir barda içtim mi reklamını yaparım kardeşim” diye savunur.

Haberin Devamı

Bu ikinci gururun öncülerinden biri de Hıncal Uluç’tur.

Hıncal Abi “Ben okurlarımın gözünde bir kanaat önderiyim, gittiğim lokantaları, oturduğum kafeleri, aldığım ayakkabıyı merak ederler, ben de yazarım” diye düşünür, düşünmekle kalmaz, bu görüşü de savunur.

Onun için evine aldığı aletlerin markasını, modelini verir, hatta aldığı dükkanın adresini, telefonunu bile yazar köşesinde.

Ancak bu sefer köşesinde reklamını, markasını hatta satıcısının telefonunu verdiği ürün biraz farklıydı: Mucize Külot!

Kadınların regl dönemlerinde kullanmalarını sağlık verdiği bir “mucize külot.”

Hıncal Abi’de bir değişiklik mi var?


*

TAMAMEN TESADÜF

Star, 16 Ocak

Küçük bir haber. Adalet Bakanlığı 20 trilyon liralık bilgisayar, bilgisayar ekipmanı vs ihalesi açtı. Escort, Casper, Vestern, IBM, HP gibi firmaların katıldığı ihaleyi Datateknik kazandı.

Haberin Devamı

Datateknik firmasını tanımıyor musunuz? Sahipleri arasında tanıdık isimler var, Sabri Ülker ve Murat Ülker mesela. Tanıdınız değil mi, hani Ülker Grubu’nun sahipleri. Hani Sayın Başbakan’ın ürünlerini pazarladığı Ülker Grubu’nun...



*

BİN DOLAR FAZLA VERECEK ANGUT ARANIYOR

Vatan, 16 Ocak

Tarabya Nurol Sitesi’nde kiralar 1500 dolarmış. Ama bir emlakçı gazeteye verdiği ilanda 1500 dolarlık fiyatı 2500’e çıkarmış. Neden mi?

İlanı okuyun, anlarsınız:

TARABYA - GALATASARAY’ın İmparatoruyla komşu olmak isteyenlere deniz manzaralı. 2500 USD

Yani Fatih Terim’e komşu olmak istiyorsanız, ayda 1000 Dolar fark ödemeniz gerekiyor.

Adam bunun için gazeteye ilan veriyor...

Demek ki “böyle” müşteriler var!


*

YANLIŞLIK VE UNUTMA MÜSTESNADIR

Sabah, 18 Ocak

New York’ta yaşayan kalp uzmanı Dr.Mehmet Öz, uzun yaşamanın sırlarını açıkladı. Sporun, beslenmenin önemini filan anlattı ve dedi ki “Senede en az 200 kez seks yapın.”

Mehmet Barlas soruyor: “Neden senede 200 defa seks yapmalı. Bir senede 365 gün yok mu?”

Niye bunu bize soruyor, anlamadım, ama neyse, benim aklıma takılan başka şey...

Dr.Öz şöyle diyordu ki: “Tek bir kadınla senede 200 kez seks yapmak ömrü uzatıyor.”

Mehmet Barlas bu “tek kadın” detayını “yanlışlıkla mı unuttu" dersiniz?


*

“KADIN NANKÖRLÜĞÜ” NE DEMEK?

Gözcü, 18 Ocak

Birçok gazetede birden yer aldı bu haber. Hüseyin Yetkin isimli şahıs, ölmek üzere olan karısını bir böbreğini vererek kurtarmış, ama şimdi kadın ayrılmak istiyormuş, gerekçesi de aldatılmak.

Gazeteler bu olayı genellikle, “nankörlük” diye yorumladılar, sanki böbrek verdi diye kadın ömür boyu adamla evli kalmak zorundaymış gibi. Neyse, aralarında olup biteni bilmiyoruz tabii.

Ama, gazeteler arasındaki en garip tepkiyi Gözcü verdi.

Haberin stbaşlığı: “Bu da kadın nankörlüğü

Ne demek “kadın nankörlüğü” ?

Hürriyet böyle yazsa, bizim “Kadın Grubu” ortalığı birbirine kadardı.

Demek ki her gazeteye bir Kadın Grubu lazım...

*

STAR'IN AYIBI

Star, tarihini bilmiyorum

Annem seyretmiş, isyanlarda:

"Ermeni yönetmen Atom Egoyan'ın Türkiye'de yasaklanan Ararat filmiyle ilgili bir program anons ediyor Star. Etyen Mahçupyan da davetli (imiş), kabul etmemiş demek ki..."

"Sunucu, 'Sözde Ermeni katliamını konu eden Ararat filmini konuşmak üzere yazar Etyen Mahçupyan'ı davet ettik, gelmedi' gibi bir laf ediyor. Ama halini, tavrını, imalarını bir görsen... Yani bize 'Ermeni olduğu için bu programdan kaçtı' demeye çalışıyor..."

- Peki kimdi bu sunucu?

- Kadir Çelik

- İlahi anacağım, ne bekliyordunuz ki?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!