Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Güncelleme Tarihi:

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2016 14:12

Cem Yılmaz’ın “Fuerza Bruta” gösterisi sonrası “İçeride Sinan Akçıl da vardı” diyen muhabirlere “Sinan kim kardeşim, tanımıyorum” demesi abartılı bir tepki mi, değil mi? Cem Yılmaz, Sinan Akçıl’dan nefret mi ediyor? Konsey tartıştı...

Haberin Devamı

Onur Baştürk: Cem’den esprili bir yanıt beklerdim. İşi dalgaya vurmasını... Gayet klişe ve ciddi bir yanıt verdiğine göre Sinan Akçıl’dan bayağı hoşlanmıyor. Tamam, sıkılmış da olabilir mevzudan ama zekice bir yanıt ona daha çok yakışırdı.

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor


Cengiz Semercioğlu: Nefret etmese de adını duymak bile istemiyor olabilir. Sonuçta aylarca Sinan Akçıl’la birlikte konu oldu haberlere ve belli ki bu durumdan rahatsız. Kendini o düzleme yakıştırmıyor olabilir ama kendi etti kendi buldu, Ebru Şallı’yla kimin ilişkisi olsa “İçeride Sinan da var” diye sorarlar...

Melike Karakartal: Düşünsenize, güzel bir gösteri izlemek için bir yerlere gidiyorsunuz, size adınızın anıldığı kişinin eski sevgilisinin içeride olduğu söyleniyor. Ne deseydi normal olacaktı ki? Manasız soruya manasız cevap vererek iyi etmiş, isabetli olmuş.

Ömür Gedik: Tanıdığım Cem Yılmaz insanların şahsına kırıcı cümleler kuran biri değildir. “Sinan kim?” derken, gerçekten kimi sorduklarını anlamadığını düşünüyorum. Ki zaten “Sinan Akçıl” denildiğinde, “Yan yana gelmedik, karşılaşmadık” demiş. Ama şu da bir gerçek; Cem belli ki bıktı bu konudan. Ömrünün sonuna kadar Ebru, Sinan vs. yaşamak istemiyor. Ben bile sıkıldım. Kapansın bu konu. 

 

Haberin Devamı

Tarkan’ın bu açıklaması tuhaf ve maço

Tarkan tüp bebek yaptıkları iddiasına yanıt vermiş: “Ne tüp bebeği, sağlıklıyım!” Tarkan’ın tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olanları düşünmesi de lazımdı...

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Onur Baştürk: “Böyle bir şey yok” der geçersin, “Sağlıklıyım” demek manasız olmuş. Tarkan’a yakışmayan, “Erkeğim ulan, spermlerim de sağlam maşallah” diye tınlayan, maçoluk dozu hayli yüksek bir tepki. Ayıp etmiş.

Cengiz Semercioğlu: Bu yönteme kim başvurur? Normal gebelik şansı olmayan çiftler. Sperm ve yumurta laboratuvar ortamında döllenip, anne rahmine yerleştirilir. Tarkan da “Ben sağlıklıyım” diyerek “Bizde işler normal, bunlara ihtiyacımız yok” demeye getirmiş kısacası.

Ömür Gedik: Tüp bebek yapmak ayıp bir şey değil ki... Sağlıksız olmak anlamına da gelmiyor bence. Etrafa bakıyorum da tüp bebek yapanlar hiç de az değil! Şehir hayatı, kirli hava, stres vs. derken hamile kalınamaz hale geldi. Teknoloji de varken neden beklesinler ki? 

Melike Karakartal: Sanki birisi gidip Tarkan’a, “Tarkan’cığım, duyduk ki sen üreme becerileri zayıf olan bir erkeksin” demiş gibi cevap vermiş. Gerek yok böyle tepkiye... Tuhaf geliyor kulağa.

 

Haberin Devamı

Mustafa Erdoğan olması gerekeni yapmış

Mustafa Erdoğan, Erhan Çelik’le boşanma kararı alan eski eşi Gülben Ergen için “Yeter ki mutlu olsun” dedi. Böyle düşünen eski eşlere toplum olarak alışkın değiliz. Konsey, Erdoğan’ın bu olumlu tavrını değerlendirdi. 

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Melike Karakartal: Güzel hatıralara, birlikte geçmiş yılların hatırına ve birlikte sahip oldukları çocukların hayatının iyi olmasına odaklanıyor Erdoğan, alkışlanası bir davranış. Genellikle insanlar boşandıklarında kötü anılara sarılarak olumsuz hisler beslemeyi tercih eder, bunun aksini yaparak olgun bir ruhu olduğunu gösteriyor.

Cengiz Semercioğlu: Mustafa Erdoğan ilk başta “Çocuklarım başka bir adamla aynı evde yaşayamaz” çıkışı yaptı ama Allah’ı var baba olarak dışarıdan hiçbir dahli olmadı bu evliliğe. Çocuklarıyla da her dakika ilgilendi, ilgilenmeye de devam ediyor... Doğru bir “boşanmış babaya” en iyi örnektir Mustafa.

Ömür Gedik: Olması gerekeni söylemiş Mustafa. Her eski eş böyle davranmalı zaten. Sonuçta anne ya da babanın mutluluğu, çocukların da mutluluğu demek. Eski eşe destek olmak, sahip çıkmak, çocuklara destek olmak, sahip çıkmak anlamına geliyor bence.

Haberin Devamı

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor



Onur Baştürk: “Eski eş” olmak da zor hani. Çocukların var. Karşı taraf boşanıyor. Bir zamanlar karın ya da kocan olan kişi üzülüyor filan. Empati yapamadığım bir konum “eski eş” olma hali. Kolaylıklar dileyeyim ben, başka bir şey demeyeyim...

 

Şahan’ın asıl derdi sanat mı Cem mi?

Şahan Gökbakar’ın pahalı bir tablo alması üzerine “Cem Yılmaz’ı bu alanda da takip ediyor” yorumları yapıldı. Gerçekten öyle mi? Şahan koleksiyoncu mu olmak istiyor, yoksa Cem’i takipte mi? Konsey ne düşünüyor? 

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Cengiz Semercioğlu: Keşke sanatçılar bu tür işlerde birbirlerini takip etse... Keşke Cem ve Şahan’ın peşinden takip eden diğer sanatçılar da çıksa... Sanata ilgi gösterdiği, tablo satın aldığı, müzayedeleri takip ettiği için Şahan ancak alkışlanabilir. Cem’den önce de sanata yatırım yapan sanatçılar vardı. Bunlar güzel şeyler.

Ömür Gedik: Her tablo alana “Cem’i taklit ediyor” mu diyeceğiz? Sanata para yatıran, destek veren herkesi takdir edelim, “Taklit ediyor” deyip isteklerini, ilgilerini azaltmayalım derim. 

Haberin Devamı

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor



Onur Baştürk: Böyle yorumlar yapılması gayet doğal. Çünkü Şahan’ı daha önce hiç böyle sanat alımı yaparken görmedik. Ortaya çıkıp bir müzayedeye katıldığına göre gayet takipte bence Cem’i.

Melike Karakartal: Ben bunun son derece zorlama bir saptama olduğunu düşünüyorum. Genelde bu tip dedikodular dedikoduyu çıkaranın kendi dünyasını yansıtır. Demek ki bu kişi hayatında kendi tercihlerinin izinde gitmek yerine birilerinin tercihlerine öykünerek ve taklit ederek yaşıyor. Herhalde Şahan bunu okuyunca gülmüştür. 


Demet ve Hande Batman’le Superman gibi!

Demet Akalın, Hande Yener’in “Türk popunun üç büyükleri Gülşen, Tarkan ve benim” sözlerini anımsatan muhabirlere “Ben, ben, ben” yanıtını verdi. Haklı mı? Hande Yener’in kendisini yok sayan tavrına karşı güzel bir gönderme mi? Konsey bu ikiliyi masaya yatırdı... 

Haberin Devamı

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

 

Ömür Gedik: Bu ikili bu muhabbetlerden besleniyor. Bir barışıyor, beş kavga ediyor ve sürekli olarak magazin gündeminde yer alıyorlar. Alan memnun, veren memnun. 

Melike Karakartal: İnsanları oldukları gibi kabul etmek lazım. Demet Akalın her zaman kendine böyle yükseklerden yaklaşırdı, söylemleri hep bu yöndeydi, bugün de öyle, tutarsız bir durum yok. Başarıları egosunu okşuyor ve böyle konuşuyor, normal. Öte yandan Hande Yener de son derece başarılı bir isim ama karşılıklı dostane değil, böyle “nispetli” bir tavır içinde. Bence bu tarz söylemlerle rekabet etmeyi seviyorlar.

Onur Baştürk: Batman’le Superman gibiler. Nasıl Batman ve Superman aynı filmde bir araya geldiyse, onların da geçmişte aynı reklam filminde oynamışlığı var biliyorsunuz. Yakında yine barışırlar bence. Ama şu an listelere bakınca Demet’in de “Ben ulan ben” diye kendisinin altını çizmeye doyamaması da normal hani...

Cengiz Semercioğlu: Cem Yılmaz mı, Şahan Gökbakar mı; Galatasaray mı, Fenerbahçe mi gibi bitmeyecek bir tartışmadır Hande-Demet meselesi de... Birbirlerini yok saymaları da normal. Ama yaptığı şarkılar ve etkileriyle ikisi de 2000’lerin Türk pop müziği içinde ilk 5’te yer alır...

 

Okan ve Cem’e takılmış ama bir yandan da yüceltmiş

Cansu Dere, Hürriyet Pazar’a verdiği röportajda “Erkekte fizik gibi bir kriteriniz var mı?” sorusunu “Fizik kriterim var desem buna kim inanır? Zeka, akıl, muhabbet kriterim var” diye yanıtladı. Dere, bu yanıtıyla eski sevgilileri Cem Yılmaz ve Okan Bayülgen’i mi kast etti?

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Onur Baştürk: Süper cool bir yorum! Cansu Dere isim vermeden Cem ve Okan’a takılmış. Ama bir yandan da ex aşklarını yüceltmiş, “Zeka ve muhabbet kriterim var” diyerek!

Ömür Gedik: Ben sevmedim yorumunu. Bir yandan yüceltirken bir yandan da laf sokmaya çalışmış. Cem ya da Okan takılmaz böyle şeylere. Ama gerek var mıydı! Ayrıca fizik olarak Cem’i de Okan’ı da ben beğeniyorum.

Cengiz Semercioğlu: Nee bunu Ferhat duymasın Ömür! Ben Cansu’nun o kadar eskiye uzandığını düşünmüyorum. Kaldı ki yıllar içinde kadının erkek kriterleri değişmez mi? Erkeğin kadın kriterlerinin değişebileceği gibi. Cansu’nun da değişti belki...

Melike Karakartal: İnsanın hayatını, vaktini paylaştığı birinden zeka, akıl, muhabbet beklentisi olur elbette. Zaten insanı çekici yapan özellikler değil midir bunlar? Salt görüntüyle olmuyor yakışıklılık ve çekicilik, Cem Yılmaz ve Okan Bayülgen “düz adam”lar olsaydı çekici olduklarından bahsetmezdik bile.
Fizik kriteri, zeka kriteriyle şekilleniyor.

 

Hangi ekran çifti daha seksi

Hangi ekran ikilisi daha seksi? Konsey, perşembe gecesinin iki çiftini; Tuba Büyüküstün-Kıvanç Tatlıtuğ ile Bergüzar Korel- Halit Ergenç’i “seksapelleri” açısından değerlendirdi.

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Ömür Gedik: İki çiftin de artıları, eksileri var. Halit ve Bergüzar’ın evli olması kimilerine ışıksız gelse de ben bunun ekran önünde doğal, gerçek ve daha rahat olmaları adına bir artı olduğunu düşünüyorum. 

Cengiz Semercioğlu: Sadece seksapalite olarak ele alacaksak elbette Tuba-Kıvanç ikilisi ağır basar. Çünkü dizide anlattıkları hikaye onun üzerine kurulu, hem de günümüzde geçiyor... Diğer tarafta Bergüzar-Halit ise tarihi bir dokunun içindeler. Bu yüzden Tuba–Kıvanç’ın görüntüsü, Bergüzar-Halit’in ise duygusu daha güçlü...

Onur Baştürk: Dizinin hikayesinde iş yok ama seksapel çift olarak Tuba ve Kıvanç daha önde. Halit ve Bergüzar ise dönem dizisi çekiyor ve ister istemez daha olgun, daha “örtülü bir seksapellikleri” var.

Melike Karakartal: Oyumu Tuba-Kıvanç ikilisinden yana kullanıyorum. Diğer çift oyunculuk olarak daha önde ama hangisi seksi diyorsak Tuba ve Kıvanç tartışılmaz.

 

Rüzgar’ın dışarıdaki hayatı daha da zor olacak!

Rüzgar Çetin haftalar sonra trafikte ortaya çıktı. Arabayı kullanan kardeşiydi. Rüzgar muhabirlerin sorularına yanıt vermedi. Rüzgar’ın yeni hayatında karşılaşacağı şeyleri Konsey masaya yatırdı... 

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Melike Karakartal: Daha önceki sorumsuz hayatının izlerinin bugünkü hayatına yansımaması imkansız, en azından sosyal olarak. Kalabalık yerlerde tepki görmesi, tatsız bakışlarla karşılaşması çok muhtemel. Sessiz kalmayı tercih etmesi anlaşılabilir. Bazı olaylar ne yazık ki insanı hayatının sonuna kadar takip eder, buradan güzel bir ders çıkararak bunu daha farklı seçimler yapacağı bir hayata dönüştürürse isabet.

Cengiz Semercioğlu: Elbette Rüzgar haber olacak. Zaten önce de oluyordu, bundan sonra daha da çok olacak. Ama gazetecinin görevi hedef göstermek, linç etmek değildir. Adaletin az verdiğini düşündüğü cezayı haberleriyle kesmeye kalkmak hiç değildir. Gazeteciler bunu bilmeli...

Onur Baştürk: Cezaevinden çıktı belki ama dışarıdaki hayatı cezaevinden daha beter olabilir Rüzgar’ın. Çünkü uzun bir süre tüm gözler üzerinde olacak. Sadece medyanın değil, toplumun her kesiminin... Zor bir durum.

Ömür Gedik: Rüzgar hayatına bir süre ortalarda çok görünmeyerek ve sorulara yanıt vermeyerek devam edecek gibi geliyor bana. Aksini yaparsa konu hoşuna gitmeyecek yerlere uzar gider.

 

İnenler-Çıkanlar 

Seren Serengil (İNDİ)

Gülben Ergen’e laf atmaktan yıllardır bıkıp usanmadığı için... Temcit pilavı gibi yine aynı şeyi söylemiş: “Ona ben el verdim, gazino kadrosuna aldırdım, nikahlanacağım kişiyi elimden aldı.” 

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Melike Karakartal: Neticede herkes kariyerine bir yerden başladı, öyle değil mi? Herkesin hayatında ilk karşılaştığı kişi, ilk ona el veren, yardım eden veya patronu olan kişi çıkıp “Ona ilk ben el verdim” mi desin? Hazımsız bir yaklaşım bu.

Cengiz Semercioğlu: Seren’in bu meseleyi neden bu kadar takıntı halinde dönüştürdüğünü anlamış değilim. Obsesyon iyi bir şey değildir...

Onur Baştürk: O değil de, elinden alınan o nikahlanacağı kişi kimmiş onu merak ettim!

Ömür Gedik: Gülben popüler bir isim. Ona laf atınca haber olunduğu için bu iş uzar gider. Bir de işin içinde erkek meselesi varmış ki, böyle durumlarda kadınlar ömür boyu diğer kadına düşman olur.

 

SERTAB ERENER (ÇIKTI)

Son klibi “Olsun”da saçlarını kendi kestiği ve şarkıda geçen “Bir kedi alırım sen de anneni çağır” sözü için... 

Yanıtına bakılırsa Cem Yılmaz Sinan’dan hiç hoşlanmıyor

Onur Baştürk:Can Bonomo’nun yazdığı bu sözler günümüz ayrılıklarının sembolü olur. Klip de melankolik ve nefis.

Ömür Gedik: Klip güzel olmuş. Kadın ayrılıklarda saçıyla başıyla oynar gerçeğinin senaryoya yansımasına bayıldım. Kedi meselesi ise hayvanların hem iyi hem de kötü gün dostluğuna güzel bir vurgu. 

Melike Karakartal: Türkçe popun hepsi birbirine benzeyen fabrikasyon işlerinden sonra Sertab hep ilaç gibi...

Cengiz Semercioğlu: Şarkı da, klip de güzel olmuş... Kısa saçlarını da yakıştırdım ben Sertab’a, hedefi vurmuş yani...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!