Bu yapılanlar Mehmetçik'e ayıp

İbrahim Tatlıses ve Demet Akalın arasında “Mehmetçik’e moral ziyareti” üzerinden gelişen polemiği nasıl değerlendiriyorsunuz? Kim haklı, kim haksız? Ya da bir haklı ve haksız var mı?

Ömür Gedik:

Demet Akalın en başından beri Hatay’a gitmek istediğini ama kendisini arayan olmadığını söylerken, İbrahim Tatlıses’in “Yusuf yusuftan gelemediler” tepkisi vermesi çok anlamsız.

Demet’i de tanıyoruz ayrıca, özellikle vatan millet konularında korkacak, geri adım atacak biri değil. Tam tersi en önde gider. 

Onur Baştürk:

Haklı ya da haksız yok, ikisi de ilkokul öğrencisi gibi. “Öğretmenim arkadaşım benim saçımı çekti” diye şikayet eder ya sınıftaki biri. Diğeri de ona silgisini filan atar. Aynen öyleler. Yahu gitmek isteyen alır biletini gider Hatay’a, desteğini verir.

İlla resmi olması gerekmiyor ki ziyaretin. Koskoca Tatlıses’in de laf yetiştirmesi ayrıca şık değil.

Cengiz Semercioğlu:

Bu ziyaretin neden yapıldığını anlamadım zaten. Kendi reklamları, kaprisleri, egoları için mi, Mehmetçik’e destek vermek için mi?

Yaptığınız bir iyilik, susun oturun. Susup oturmayacaksanız da iyilik yapmayın. Bir günlük ziyaretten bir haftalık magazin malzemesi çıktı.

En son Alişan’la Esra Erol’un gerginliğini bile öğrendik.

Konuşmayın susun artık, moral vermeye gittiğiniz Mehmetçik’e ayıp.

Böyle ferah cümlelere ihtiyacımız var!

Burcu Esmersoy, sevgilisi Berk Suyabatmaz’ın eski aşkı Ayşe Özyılmazel’i bir davette gördü, sohbet etti ve onunla beraber eğlendi. Daha sonra da “Ayşe’yi Berk’ten önce tanırım. Biz medeni insanlarız, neden ona selam vermeyeyim ki?” açıklamasını yaptı. Konsey, Esmersoy’un bu açıklamasını yorumladı.

Onur Baştürk:

İşte böyle ferah cümlelere ihtiyacımız var. Bu şehir birbirini yiyen, birbiri hakkında bin türlü entrika yapan kadın ve erkekle dolu. O yüzden Burcu, Ayşe ve Berk’in durumunu çok sevdim! Ayşe, Berk’le hâlâ dost. Burcu, Ayşe’yi görünce konuşuyor, kafasını çevirmiyor. Görüntüde değil, gerçekten bu konuları aşmışlar. Hepsini tanıdığım için söylüyorum bunu.

Ömür Gedik:

Sevgilisinin eski sevgilisiyle bir atışması, küslüğü olmadıysa ve zaten tanışıyorsa neden selam vermesin, neden sohbet etmesin ki! Aksi çok saçma olurdu zaten.

Burcu olması gerekeni yapmış. Bunu bu kadar dert edinip, açıklama yapmasına bile gerek yoktu bence.

Cengiz Semercioğlu:

Burcu “Biz medeni insanlarız” diyor. Ben de diyorum ki; siz şehir insanlarısınız.

Şair İsmet Özel de bu konuyla ilgili; “Şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin... Kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin” diye yazmış zaten.

Bizim magazin dünyasında öyledir, kaypak ilgiler de vardır, zarif ihanetler de. Hatta çok daha fazlası da... Burcu’yla Ayşe’nin yolu da kesişmiş, sinyalizasyon hatasından. Bir tren kazası olmuş...

Sıla ihanet mi etti?

Haklarında bir süredir ilişki yaşadıkları yönünde dedikodular dolaşan Sıla ve Okan Can Yantır, bir mekan çıkışı objektiflere yakalandı ve aynı araca bindi. Konsey, Sıla’nın bu yeni ilişkisini yorumladı.

Cengiz Semercioğlu:

Hatırlayın, ocak ayının ortasında Sıla’yla Okan baş başa çıktıkları yemekte görüntülenmiş, “Ahmet Kural kıskançlık krizine girdi” haberleri yapılmıştı.

Demek o zamanlardan bir elektrik var aralarında. O dönem bir şey var mıydı bilinmez ama ortaya çıkan bu tablo, “Sıla ihanet mi etti?” sorusunu gündeme taşır.

Belki de o dönem başlayan arkadaşlık daha sonra aşka dönüştü ama gel de anlat bunu millete şimdi...

Ömür Gedik:

Evet, ocak ayından beri bu ilişkinin dedikodusu yapılıyordu. Demek ki neymiş, ateş olmayan yerden duman çıkmıyormuş...

Onur Baştürk:

Uzun süredir konuşulan bu ilişki de nihayet ayyuka çıktı.

Yakışıp yakışmadıkları mevzusuna girmeyeyim, çünkü o tarz konularda laf ebeliği yapmayı azıcık manasız buluyorum.

Birbirlerine gönül vermişler işte, bize ne? İşin magazin kısmına gelirsek: Burada önemli olan bu ilişkinin ne zaman başladığı... Ahmet Kural’la olan ilişkiden hemen sonra mı? Gibi gibi hain sorularım var. Belki yanıtlar Sıla.

Birileri Nihat’a “sus” desin

Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan, birlikte çektirdikleri fotoğrafı sosyal medyada kullanması üzerine Nihat Doğan’a müthiş bir ayar verdi. Sizce Nihat Doğan artık bu konuda kelam etmeyi bırakır mı?

Cengiz Semercioğlu:

Nihat Doğan hangi konuda kelam etmeyi bırakmış ki bu konuda bırakacak! Bu meselenin üzerinde tepinmeye, Özgecan’ın hatırasına ve ailenin acısına saygısızlık yapmaya devam edecektir. Çünkü yaptığından üzgün olduğunu düşünmüyorum. Hâlâ ailenin üzerinden kendini haklı göstermeye, kendini temize çekmeye uğraşıyor. Uğraştıkça da daha çok batıyor...

Onur Baştürk:

Bırakmaz! Nihat Doğan bu.

Polemikle, abartılı ve klişe söylemlerle beslenen bir popüler figür. Bugün söyledikleri ertesi gün unutulacağı için bu çizgisi aynen devam eder. 

Ömür Gedik:

Özgecan’ın yattığı yerde huzura ermesi için artık Nihat Doğan’a birilerinin “sus” demesi gerekiyor. Bu tatsız konu daha fazla uzamasın.

Afişteki o kısım acayip

 Hülya Avşar’ın “Selfi” filminin afişi yayınlandı. Afişte Avşar’ın çıplak bir pozu var. Altta ise her şeyin Hülya Avşar tarafından kotarıldığı yazıyor. Nasıl buldunuz?

Ömür Gedik:

Valla bu filmin ortası olmayacak gibi geliyor bana. Ya gerçekten çok kötü ya da şu anda burun kıvıranları utandıracak kadar bomba bir iş olacak.

Çıplak poza gelince... Bu pozla “Her şeyi tüm çıplaklığıyla anlattım” diyorsa ve hayatında bilmediğimiz şeyleri bu filmde göreceksek, merak katsayısı artar tabii.

Onur Baştürk:

Afişteki çıplak poz çok güzel ve hatta sanatsal. Ama afişte her şeyin ama her şeyin Hülya Avşar tarafından kotarıldığı yazıyor ya, o kısım acayip.

E zaten “Selfi” filmin adı, o kadar belirtmelere doyamamaya gerek var mıydı?

Cengiz Semercioğlu:

Yenilikçi, farklı bir tarz da, bu tarza sinema denir mi onu vizyona girdiğinde göreceğiz. Hülya Avşar, akıllı telefonların ‘anılar’ bölümünden farklı bir şey yapmıştır herhalde...

Bizim ünlülerden YouTuber çıkmaz

Ünlüler YouTube’u keşfetti. Çağla Şıkel, Murat Boz ve Burcu Kara’dan sonra Burcu Esmersoy da kanal açtı. Onun ardından Demet Şener de açacağını söyledi. Sizce ünlüler YouTube’da ilgi görüyor mu? Yoksa oranın egemenliği hâlâ YouTuber’larda mı? 

Cengiz Semercioğlu:

Ünlüler YouTube’u keşfetti de, YouTube ünlüleri keşfetti mi? Asıl mesele bu. Takip ediyorum ünlülerin YouTube maceralarını, daha orijinal bir içerik yaratanı görmedim. TV’nin kalıplarıyla düşünüyorlar hâlâ. Oysa çok izlenen YouTuber’ların farkı, TV’nin kalıpları dışında içerikler yaratması. Bu yüzden izleniyorlar. Bizim ünlülerden YouTuber çıkmaz. Genç internet kullanıcısı da ünlülere YouTuber muamelesi yapmaz.

Onur Baştürk:

Çağla ve Burcu’nun şansı bir tık daha yüksek bence. Çünkü içeriği doldurmak için yapabilecekleri çok şey var. Ama şarkıcı ya da oyuncuların içeriği bir yere kadar. YouTube kitlesi orada saçma sapan eğlence görmek, yeri geldi mi kavga gürültüye tanık olmak istiyor. Zor yani ünlülerimiz için o topraklar!

Ömür Gedik:

YouTube’u takip eden gençler, orada ünlü olanlarla daha fazla ilgileniyorlar bence. Ünlülerin açtıkları kanalların genç YouTuber’larınki kadar ilgi göreceğini düşünmüyorum. Ünlülerden YouTuber olmaz.

Bu fotoğraf olay oldu

Arda Turan, eşi Aslıhan Doğan’ın fotoğrafını “Yeni fizyoterapistim” notuyla Instagram’da paylaştı. O kare, “Arda, Aslıhan’a ayak yıkattı” başlıklarıyla haber yapıldı. Bunun üzerine Turan yanlış anlaşıldığını açıkladı. Ne diyorsunuz bu duruma?

Onur Baştürk:

Vileda kovası değil mi o? Ben şok şok şok! Ben en çok kovaya şaşırdım galiba sevgili Konsey. Zaten dalga geçmek için bu fotoğrafı koydukları belliydi. Ciddiye alınacak bir durum yok ortada. Ama şunu da söylemek lazım; bu fotoğrafın konuşulacağını ve yanlış anlaşılacağını bilmiyor olamazlar!

Cengiz Semercioğlu:

Karı koca ne yaparsanız yapın, ister birbirinizin ayağını yıkayın, ister masaj yapın, kimseyi ilgilendirmez. Yeter ki bunu gözümüze sokmayın. Soktuğunuz anda, şimdi olduğu gibi tartışılmaya başlanır. Sonra Arda magazincilere kızıyor, “O benim karım, dikkatli konuşun” diyor. Bu malzemeleri verirseniz, magazinciler de aklına geleni sorar size Arda. Keşke açıklamayı da en başta yapsaydı. Kafaları karıştırmadan olayın doğrusunu anlatmış olurdu.

Ömür Gedik:

Bana fotoğraftaki görüntü pek ayak yıkama gibi gelmemişti. Arda da “Yeni fizyoterapistim” diye not düşmüş zaten. Yani fotoğraf farklı düşünmeye teşvik eder cinsten olsa da ortada eleştirecek bir durum yok.

Arda Turan, paylaştığı fotoğrafa gelen tepkiler üzerine yine sosyal medyada şu açıklamayı yaptı: “Dizimdeki buza yardımcı olduğu için eşime yeni fizyoterapistim diyorum. Ayağım da buzlu kovada! Şaka, komiklik, eğlence hani. Baktığımızı ne zaman göremez olduk. Ne ayak yıkatması? Allah akıl fikir versin. Hatırlatma: Geçmiş olsun denir.”

Çevir kazı yanmasın

Merve Sevi, Çalkan Algün’den boşanmak istemiş, dilekçesinde “Kocam enerji içeceğini suratıma fırlattı” ifadesine yer vermişti. Sonra da şu açıklamayı yaptı: “Hakkımda çıkan şiddet görüyor açıklamaları, almış olduğum uzaklaştırma kararı abartılı bir şekilde yayınlanmıştır. Eşim tarafımdan şahsıma yapılmış bir şiddet ve tehdit söz konusu değildir.” Konsey bu çelişkili durumu yorumladı.

Onur Baştürk: Valla ben anlamadım. Önce “Şiddet gördüm” de, sonra da “Haberler abartılı” diye ortaya çık. E “şiddet gördüm” diyen sen değil miydin?

Ömür Gedik: Çevir kazı yanmasın. Önce “şiddet var” demiş, sonra da kıvırmaya çalışmış. Ne denebilir ki? Kendi kendini yalanlıyorsa, son dediğine inanmamızı istiyor diye anlıyorum. Öyleymiş gibi yapalım.

Cengiz Semercioğlu: Eşi hakkında aldırdığı 6 ay uzaklaştırma kararının metnini okudum. Oradaki “Kafama enerji içeceği kutusu attı” ifadeleri abartılı değil de, bunun haber yapılış şekli mi abartılı? Eşinin “Seni rezil ederim” demesi, tehdit etmesi, evde ortalığı dökmesi...

Merve Sevi anlatmasa bunları nereden bileceğiz biz? Keşke hemen mahkemeye koşup uzaklaştırma kararı aldırmak yerine kocasıyla konuşup meseleyi çözmeye çalışsaymış. Bunların hiçbiri haber olmazdı o zaman. Merve Sevi bunların haber olmasından değil, tekrar yaşama olasılığından korkmalı.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR