Hayatımda biri var ama New York’ta

Güncelleme Tarihi:

Hayatımda  biri var ama  New York’ta
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2019 08:30

Müzik dünyasının “Nazo Gelin”i birkaç yıl arayla “Ben buradayım” diyor, çıkardığı single’larla müzik sektöründen de sahnelerden de kopmayacağını gösteriyor. Hatta kıtalar arası yaşamak zorunda kaldığı aşk bile onu işinden, mikrofondan, buralardan koparmaya yetmiyor. Nazan Şoray ile bir araya geldik, New York’taki gizemli sevgiliyi, yıllar öncesinde kalan “hatalı evliliği”, eski ramazanları... Her şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

◊ “Steril Sevda”dan yaklaşık üç yıl sonra “İçimde Fırtınalar” adlı yeni single’ınızla müzikseverlerin karşısına çıktınız. Önce bir hayırlı olsun diyeyim.

- Çok teşekkürler.

◊ Yanlış hatırlamıyorsam 2 ay önce çıktı yeni şarkı... Nasıl tepkiler?

- Umduğumdan daha iyi gidiyor açıkçası, bu kadarını beklemiyordum. “Vaaay, bu şarkı hit olur” gibi bir düşüncem yoktu. Ama kaliteli bir şarkı sonuçta. Sözleri kaliteli, eli yüzü düzgün.

◊ Her single’dan sonra birkaç yıl ara veriyorsunuz, uzun değil mi bu es’ler?

- Bazıları çok uzun buluyor. Tek şarkı ya, üç ayda bir yenisini istiyorlar. Ama bence normal... 5 senede 9 şarkı yapmışım, az değil.

◊ Neden son yıllarda herkes single’a yöneldi?

- Aslında haklılar. Niye derseniz, şarkıcı kendi şarkılarından birini ötekinden ayırmaz. Ama albüm söz konusu olduğunda bazen çok güzel eserler arada kaynayıp gidiyor. İnsan üzülüyor tabii. Hangisi parlar, hangisi sevilir bilemiyorsun ki... Mesela benim için “Hal Hal” öyleydi.

Haberin Devamı

BARIŞ MANÇO “HAL HAL”  DEYİNCE KALDIM: O NE Kİ!

◊ Nasıldı yani?

- Bu kadar patlayacağını hiç düşünmemiştim yani... Bir de ilginçtir, 80’lerde patlayan şarkıların neredeyse hepsi söylendi, cover yapıldı. Bir tek “Hal Hal”ı okumadılar. Buna rağmen unutulmadı. Hatta geçen gün bir video gönderdiler bana, şarkı Amerika’da çalıyor. Bir kere de bir aile dostum İsveç’te girdiği mekanda rastgelmişti “Hal Hal”a. Şaşırılmayacak gibi değil.

◊ O döneme ait hemen her şarkı cover yapıldı da “Hal Hal”a neden dokunulmadı sizce?

- Belki bana yazıldığı içindir. İçinde adım geçiyor “Nazo gelin” diye ya. O yüzden kimse cesaret edemiyor olabilir. Direkt beni hatırlatıyor.

◊ Bu şarkının özel bir hikayesi var mı?

- Var. Barış (Manço) “Şarkın hazır” dedi. “Adı ne” diye sordum ama biraz da çekiniyorum tabii ondan. “Hal Hal” dedi. Kaldım bir an, düşünüyorum; “Hal Hal ne ki”... Sorsam “Şuna bak, hal halı bile bilmiyor” der diye de çekiniyorum. Ama tabii dayanamadım, dedim “O ne?”... “Ayağa takılan bir bileziktir” dedi.

◊ Hal hal nedir bilmiyor muydunuz gerçekten?

Haberin Devamı

- Bilmiyordum, o zamanlar şimdiki gibi bilinen bir aksesuvar değildi ki. Bu arada şarkıya yeni düzenleme yapıldı. Çok bomba. Belki de klibi Mardin’de çekeceğiz.

UMARIM ARAMIZDAKİ MESAFE SORUN YARATMAZ

◊ Sahne programlarınız var mı?

- Var. Bir hafta önce New York’ta bir program vardı mesela.

◊ Orada ilgi nasıldı?

- Çok güzel geçti. Daha önce de gitmiştim. 6 sene önce New York Başkonsolosu’nun veda yemeğine katılmıştım. Şansım New York’tan açıldı.

◊ Neden acaba? Yoksa...

- Yoksa (gülüyor)...

◊ Aşk mı var yoksa?

- Yani, neden olmasın? Aşksız hayat olur mu?

◊ Var mı gerçekten hayatınızda biri?

- Yani... Varsa var diyelim değil mi? Evet.. Bakacağız gidişata. Mesafeler sorun yaratmazsa, o heyecanı, o duygusallığı azaltmazsa... Çünkü ciddi mesafeler var arada.

Haberin Devamı

◊ Bazen de mesafeler iyi geliyor, özlemi ateşliyor ama...

- Öyle diyenler de var ama ben gene de bir arada olmanın ilişkiyi daha çok beslediğini düşünenlerdenim.

◊ Zamanla o engel de aşılır belki...

- Hayalim o...

◊ New York’a yerleşmek mi hayaliniz?

- Yok yok, temelli gidemem. Çünkü işkoliğim. İşimi çok seviyorum. Kendimi bildim bileli sahnelerde canlı performans sergileyerek hayatımı kazanıyorum. Aslında albüm şarkıcılığı ile sahne performansı farklı şeyler. En zoru benim yaptığım. Çünkü canlı performans çok zor iş.

◊ Sahnede en çok kimlerin şarkılarını söylüyordunuz?

- Senelerce Ferdi Tayfur şarkıları söyledim Maksim Gazinoları’nda, ama öyle aranjeler yapılıyordu ki kimse anlamıyordu onun şarkıları olduğunu. Ferdi Tayfur benim için çok iyi bir şarkı kaynağıydı.

Haberin Devamı

◊ Biraz nostalji yapalım... Eski sahneler ile şimdikileri karşılaştırır mısınız?

- Çok farklı çok.

◊ Hangi açıdan?

- Bir kere gazino kültürü diye bir şey var. Gazino kültürü almış kişi farklı davranıyor, gazinoya hiç gitmemiş olan farklı...

◊ Gazinonun bir adabı var değil mi?

- Kesinlikle... Saygı mıdır tam olarak bunun adı, adap mı bilmem ama farklı bir dengesi var onun.

◊ Ya sanatçılar açısından farkı? Mesela bir gazino assolisti olmanın şartları...

- Assolistler Türk sanat müziği söyler bir kere...

◊ Kural mıdır bu?

- Evet kuraldır. Gazinonun bel kemiği de assolisttir.

◊ Arabesk söyleyen assolist olmaz mı?

- Olmaz. Bir ara İbrahim Tatlıses İzmir Fuarı’nda assolistlik yapmıştı, onu biliyorum ama istisnadır.

Haberin Devamı

Hayatımda  biri var ama  New York’ta

EV TAKSİDİNİ ÖDEMEK İÇİN ALTINLARIMI REHİN BIRAKTIM

◊ Hiç maddi sıkıntılar yaşadığınız dönemler oldu mu?

- Oldu tabii... Sanatçıları hep bir eli yağda bir eli balda, hiçbir problemi olmayan insanlar sanıyorlar ama öyle değil. Benim de zor zamanlarım oldu. Sahneye ilk çıktığım günlerde ilk evimi almıştım. Ramazan dolayısıyla gazinolar kapandı. Altın bileziklerimi, kolyelerimi kuyumcuya rehin bırakmak zorunda kaldım. Çok şükür sonra gidip geri alabildim. Bu utanılacak bir şey değil ki. Günümüzde de şartlar zor. Albümler eskisi kadar satmıyor, herkes kuyruğu dik tutmanın derdinde. Bazıları muhtemelen şarkı çıkarmak, klip çekebilmek için başka şeylerden kısıyor. Bu anlamda çok takdir ediyorum arkadaşlarımı. Masraflı işler bunlar.

◊ Sanat camiasından dostunuz var mı hiç?

- Çok... Benim neredeyse bütün dostlarım sanat camiasından. Bir tek sevgililerim bu çevreden olmadı, parantez içinde onu belirteyim (kahkaha atıyor).

◊ Neden?

- Bilmem.

◊ Sanatçıdan sevgili olmaz mı?

- O zamanlar olmaz gibi geliyordu. Olabilir belki ama zor diye düşündüm. Ben hep ayrı işler, ayrı branşlar olsun istedim. O yüzden hiç sanatçı sevgilim olmadı.

◊ Ya şimdiki erkek arkadaşınız...

- İşadamı...

İNGİLTERE’DE EVLİ BİRİYLE EVLENDİM

Az önce özel hayat konuşuyorduk, konu dağıldı. Siz hiç evlenmiş miydiniz?

- O nikah Türkiye’de sayılmıyor ama İngiltere’de evlendim.

Türkiye’de neden sayılmasın?

- Çünkü evli bir erkekle evlendim! Ayrı yaşıyorlardı ama sonuçta henüz boşanmamışlardı. Şimdiki aklımla böyle bir şey yapmazdım tabii.

O zamanki aklınızla nasıl böyle bir şeye “evet” dediniz ki?

- Bir inatlaşmaydı belki, bilemiyorum. Neyse ki insan zaman geçtikçe olgunlaşıyor.

HAMİLELİK KISA OLSA DÖRT ÇOCUK YAPARDIM

Pek bilinmiyor ama sizin Türkan (Şoray) Hanım’dan başka bir kardeşiniz daha var.

- Evet, annemin ikinci evliliğinden olan bir kardeşimiz var, Figen... Ablamla ikimizin sevgilisidir. Hatta dün üç kız kardeş bir aradaydık.

Figen Hanım neden hiç göz önünde değil?

- Çünkü o eğitimini Amerika’da tamamladı. Babası Los Angeles’taydı, orada okudu. Sonra evlendi, bir de oğlu var. Hatta dizilerde oynuyor. Ama kendisi hiç girmek istemedi bu çevreye.

Siz hiç anne olmayı düşünmediniz mi?

- Yok. Aslında çocukları çok seviyorum ama vaktim olmadı.

“Çocuğa vakit olmadı” da ne demek?

- (Gülüyor). Çalışmaktan vakit olmadı işte. Hamilelik süreci 9 ay, bir de ondan sonrası var birkaç ay. Benim için çok uzundu. Hamilelik 3 ay sürse herhalde üç dört çocuğum olurdu (kahkaha atıyor).

Hayatımda  biri var ama  New York’ta

ESKİ RAMAZANLARI ÖZLÜYORUM

Ramazan ayındayız. Neler söylemek istersiniz?

- Eski ramazanları özlüyorum. Şimdi bazıları sahura bile kalkmadan oruç tutuyor. Adetler unutuldu sanki. Oysa sahura kalkmalısın, onun güzelliği duygusu başka çünkü. Ben annem sahura kaldırmıyor diye ağlardım inanın. Hiç unutmuyorum hâlâ o sofraları; annem pilav yapardı, yanına da pestil kompostosu. Törelerimize, adetlerimize sahip çıksak ne güzel olur. Tamam, modern kafalı olalım ama onları da bırakmayalım. Galiba bunda internetin ve sosyal medyanın çok etkisi var, değişti artık her şey.

Sizin sosyal medyayla aranız nasıl?

- Twitter, Instagram, Facebook hepsinde varım. Sosyal medya şirketine de bırakmıyorum, hepsini kendim kullanıyorum. Çünkü başkasına bıraktığınızda duygusu eksik oluyor.

Eski ramazanlara dair hatırladığınız başka neler var?

- Ulvi bir an var ya; tam orucunu açarsın, içinden duanı edersin. Masada kimi suyla açar orucunu, kimi zeytinle, kimi hurmayla. Ben ille de zeytinle açarım bu arada.

ANNEANNEMİN KORKUSUNDAN ZEYTİN ÇEKİRDEKLERİNİ YUTTUM

Niye ille de? Özel bir sebebi mi var?

- Annem ve babam ben daha çok küçükken ayrılmıştı. Ablam ve ben anneye kalmıştık. Annem çalışıyor, ablam okula gidiyordu. Bakacak kimse olmadığı için annem beni sabahları anneanneme bırakıyordu. Biraz cimri bir kadındı anneannem. Kahvaltıya oturmuştuk, ben tıkır tıkır zeytinleri götürüyorum. Durdu durdu, “Sen ne kadar çok zeytin yiyorsun” dedi. Sonra “Bak, zeytini katık edeceksin. Alacaksın zeytini, önce yarısını yiyeceksin, koyacaksın tabağa, ekmeğini yiyip çayını içeceksin, ikinci lokmada diğer yarısını yiyeceksin” dedi. Hem üzüldüm hem de korktum. Ertesi gün oldu. Dediği gibi az yemeğe çalışıyorum ama bakıyorum benim önümdeki zeytin çekirdekleri yine onunkilerden fazla. Bir türlü denk getiremiyorum.

Eeee?

- O başka yere bakarken çaktırmadan çekirdekleri ağzıma atıp yuttum. O yüzden zeytine karşı bir zaafım var. İntikamımı nasıl alıyordum biliyor musun? Fark ettirmeden gidip burnumu eteğinin arkasına siliyordum. Büzük büzük oluyordu o etekleri. Ama bunu hiç anlamadı. Eğer anlasaydı yanmıştım zaten. Sonra zaman geçti, beni yuvaya verdiler.

Yaramaz bir çocukmuşsunuz.

- Yok yok, değildim. Sadece meraklı bir çocuktum. Her yeri karıştırırdım ama yaramaz değildim. Ben Oğlak burcuyum, Oğlak burcu çocukları zaten yaramaz olmazmış. Oğlaklar yaşlı doğar genç ölürlermiş, aynen görüldüğü gibi (gülüyor).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!