Aksiyon dozunu artırdık

 ◊ İkinci filmle ilgili tüyolar alabilir miyiz sizden?

- Taron Egerton: “Kingsman”de benim en çok sevdiğim, filmin kendine ait bir kişiliği olması. Sinemada bir sürü seri var ve hepsinin kendine ait bir kişiliği var diyeceksin ama “Kingsman”deki umursamazlık, kimseyi takmayan cool tavır ve provokasyon diğer filmlerde yok. Hatta ikinci filmde dozu biraz daha artırdık.
- Colin Firth: Yönetmenimiz Matthew Vaughn’la çalış-manın farklı bir lezzeti var. Titiz bir planlama, her detayı çok dikkatli düşünme ve sonrasında çekim anında spontane gelişen doğallık... Yönetmenimiz bu konuda çok iyi. Kritik anlarda farklı modlara girip “Bu sahne ile ilgili farklı şeyler hissediyorum, haydi deneyelim” diyebiliyor, bu ani değişiklikler oyuncu olarak nedense bana daha coşku verici, daha eğlendirici geliyor.
Çekimlerde farklı tatları keşfedip o yöne yöneldiğimiz çok oluyor. İkinci filme geri gelme sebeplerimden bir tanesi bu, tabii bunun yanı sıra oynadığım karakter...
Çünkü aksiyon ne kadar iyi olursa olsun karakter iyi değilse insanlara ilginç gelmiyor. Hikayesiz, motivasyonsuz aksiyon hiçbir işe yaramıyor. “Kingsman”deki hikaye
sıradan ajan filmlerinden daha farklı.

◊ İkinci filmde daha çok aksiyon var değil mi?

- Taron: Yönetmenimiz ikinci filmde yavaş gitmenin anlamsız olacağını düşündü. Daha senaryoyu okurken çok hızlı ve dinamik bir film olacağının farkındaydım. Matthew gelecek sahnede ne olacağının izleyici tarafından tahmin edilebilir olmasından nefret ediyor.
- Colin: Kesinlikle tahmin edilebilir olmama fikrini film boyunca kullanıyor. İzleyici sürprizlere hazır olsun, ters köşeler çok çünkü, Matthew seyircinin tahminlerini araştırıp onların beklentilerinin karşıtını yapmayı seven birisi.

MATTHEW ÇOK TİTİZ BİR YÖNETMEN

◊ Yönetmeniniz Matthew Vaughn için rol arkadaşınız Channing Tatum “Çok fazla tekrar çekim yapıyor, aynı sahneyi 15-20 saat çekebiliyoruz” demişti. Sizce nasıl bir yönetmen Matthew Vaughn?

- Taron: Matthew çok titiz, kararlarından zor dönen ve uzlaşmaya yanaşmayan bir yönetmen. (Gülüyor) O kadar çok mükemmel sahne var ki çektiğimiz ama filmde kullanılmayan, o yüzden uzlaşmaz ve bu sinir bozucu bir durum. Matthew’un kafası bizim gibi çalışmıyor, sürekli fikir üretiyor. Aşırı yaratıcı bir adam.
- Colin: Matthew’un titiz, detaycı hazırlık dönemi ve kuralları yıkacak kadar da özgürlük vermesi ders olarak okutulacak bir durum...
Sinematik yeteneklerinin yanı sıra Matthew çok iyi de bir teknisyendir. Sette kullanılan araç ve gereçleri çok iyi bilir, teknik sorunların üstesinden kolayca gelir. Matthew filmi nasıl görmek istiyorsa öyle yapıyor. Seyirciye sahne önce tanıdık gelebiliyor ama sahne bittiğinde tamamen ona ait olduğunu görüyorsunuz.

◊ Bu filmin en sevdiğim yanı İngiliz centilmenlerinin giyim tarzları, davranış biçimleri. Her şey çok estetik. Filmde Amerikan ajanlarına bakınca aynı estetiği görmüyorum. Bu kültürel karşılaştırmayı nasıl görüyorsunuz?

- Taron: Estetik kelimesini kullandın, bence de çok doğru bir tanımlama oldu.
Zaten ilk filmde yaratılan stil oldukça belirgin ve kendine özgü...
- Colin: Araya girmek istiyorum: Bugün Londra’da yürüdüğünde yuvarlak şapkalı, ince çizgili takım elbiseli adamları ve şemsiyeli bayanları görmüyoruz artık ama İngiliz kültürüne ait asaleti Matthew ve yaratıcı takımı filmin yapısına uygun hale getirerek kullandı...

KOMİK BİR ÇEKİM SÜRECİYDİ

◊ İlk film eğlenceliydi. Şimdi ikinci filmde çok daha büyük bir kast var. Halle Berry, Julianne Moore, Pedro Pascal, Jeff Bridges diye liste böyle uzar gider. Nasıl bir çalışma ortamı vardı?
- Taron Egerton: Filme yeni katılan oyuncu arkadaşlarımız da en az bizim kadar projeyi sahiplendi. Jeff Bridges sete gelip ilk “filmi çok sevmiştim” dediğinde “Oh! Tanrım Jeff Bridges bizimle” dedim...
Sette eğlenceli kızlar ve erkekler bir aradaydık.
Dinamiğimiz güzel tuttu eğlenceli. Komik bir çekim süreci oldu.