Küçük rolleri severim

Güncelleme Tarihi:

Küçük rolleri severim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2011 09:00

Aynı dönemde iki ayrı sinema filmiyle seyircinin karşısına çıkıyor Ushan Çakır... Biri “Dedemin insanları”, diğeri “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”... “iki filmde küçük rollerim var ama küçük rolleri severim, daha özgür bir oyun alanına sahip olursunuz” diyen Çakır’la son projelerini, oyunculuğunu konuştuk; “Gel bu iki filmi karşılaştır” dedik... Her birine yanıt verdi. Konu “Leyla ile Mecnun”un setinde rol arkadaşı Ezgi Asaroğlu’na şiddet uygulamasına gelince sustu. Konuşması için daha zamana ihtiyacı olduğu belli; ısrar etmedik.

Haberin Devamı

* Son olarak Çağan Irmak’ın gerçek hikâyesini beyazperdeye taşıyan “Dedemin ınsanları”nda rol aldınız, üstelik filmde Çağan Bey’i canlandırdınız. Yönetmeni oynamak zor mu?      
 
- O çok büyük bir sorumluluktu. Çağan abiye mahcup olmamak gerekiyordu, o yüzden büyük bir sorumluluk hissettim. Sürekli ondan geri dönüş bekledim. Sürekli “Oldu mu?” diyerek onu daralttım da biraz. O, sonuçtan mutlu olduğu için ben de mutluyum.
 
* Çağan Irmak’la çalışmak nasıldı?          

- Çok çok keyifliydi. ınsanlarla iletişimi çok iyi... Kendisini çok iyi ifade, başkalarını da çok iyi organize ediyor.  

* Fragmanlarda sizin olduğunuz sahnelerin sonradan kısaltıldığını söylüyorlar, doğru mu bu?

- İki fragman yaptılar, ikinci fragman daha kısaydı sadece.

BURADA YUNAN GAVURU ORADA TÜRK TOHUMU 

* Rol için size diret olarak Çağan Bey mi ulaştı?

- Bizim bir oyunumuza gelmişti, kendisiyle öyle tanışmıştık. Aradan bir süre geçti, ben dizi görüşmesi için bir yapım şirketine gittim. Orada Çağan abi de vardı. Yanıma geldi, “Al bu tekst, sen de oynuyorsun” dedi.

* “Dedemin İnsanları”, ailesi Girit göçmeni olan Ozan’ın hikâyesini konu alıyor. Siz de ızmirli’siniz, var mı göçmenlik?

- Ben Karşıyakalı’yım.

* 35,5 yani?

- Evet, 35,5 (gülüyor)... Göçmenlik benim ailemde yok ama etrafımda çok var. Tanıdığım ve hikâyelerini dinlediğim iki yaşlı insan vardı. Küçükken bana orada “Türk tohumu”, burada “Yunan gavuru” olma durumlarını anlatmışlardı. Meseleyi tarihsel olarak da biliyorum ama bu film geldiğinde daha ayrıntılı okumalar yapmam gerekti.

* 35,5 dediniz ya, bu Karşıyaka aşkını merak etmişimdir hep. ızmir’den ayrı mı görüyorsunuz orayı?

- ızmir çok güzel ve yaşanası bir yer. Ailem ve arkadaşlarım hâlâ orada... Çok sık gidemiyorum ama emekli olunca orada yaşamak istiyorum açıkçası. 35,5 olayına gelince... Biz aslında il olmak istemiştik ama (gülüyor)... Bu eskiden gelen bir durum. Mesela babam Alsancak’a gittiğinde, “ızmir’e gidiyorum, bir şey istiyor musunuz?” der. ızmir, Karşıyaka dışında bir yermiş gibi telaffuz ediliyor bizde.

ONUR ÇOK ZEKİ BİR YÖNETMEN

* Gelelim rol aldığınız diğer filme... “Celal Tan ve ailesinin aşırı acıklı hikâyesi”nde Okan’ı oynadınız. Filmi bir kesim hiç anlamadı sanırım, o yüzden de çok eleştiri aldı. Onur Ünlü, anlaması güç bir yönetmen mi?

- Anlaması güç biri olduğunu düşünmüyorum açıkçası... O çok zeki bir yönetmen ve filmde bazı şeyler metaforlar üzerinden anlatıyor. Türk izleyicisi sinemada metafora alışkın olmadığı için yadırganmış olabilir. Çok anlaşılmaz değil ama çok katmanlı bir film. Aile üzerinden anlattığı bir şey, devlet üzerinden bir başka şeyle örtüşüyor. “Aileni seveceksin, çünkü senin ailen” diye bir durum söz konusu ya, Onur’un bunu tartışmaya açıyor olması cesurca... Zaten mesele bunu düşündürmesi. Bir şey demek ya da bir noktaya parmak basmak değil.

* Okan’ın bu filmdeki yeri ne?

- Açıkçası iki filmde de ufak rollerim var. Okan, onların korumaya çalıştıkları konforu bozan bir olay sonrasında açığa çıkan kafa karıştırıcı bir yan unsur gibi. Yaşlılara konser veren, kendinden yaşça büyük insanlara Akdeniz Marşı çalarak müzik yapmaya çalışan bir karakter. Bu durumdan sıkılıyor.

* Küçük roller dediniz, bu sizi üzen bir durum mu?

- Aksine, küçük rolleri severim. Çünkü daha oyuncaklı ve daha özgür bir oyun alanına sahiptirler.

Haberin Devamı

KEYİFLE YAPILAN İŞLER YILDIRMAZ

* Sizin işinizden sıkıldığınız, “yeter artık” dediğiniz dönemler olmuyor mu?

- Hayır... Keyifle yaptığınız işlerin hiçbiri yılgınlık vermez.

* Bu iki filmi karşılaştırmanızı istesem...

- ikisi de güzel filmler. ikisi de Türk sinemasının farklı uçlarında duruyor. iki güzel senaryo, iki güzel yönetmen... Daha ne diyebilirim ki?         

Haberin Devamı

                                                                  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!