Korsanlar ebedi gençliğin peşinde

Güncelleme Tarihi:

Korsanlar ebedi gençliğin peşinde
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2011 21:48

Korsanlara itibarını yeniden kazandıran Karayip Korsanları serisi hız kesmeden dördüncü filmine ulaştı. ‘Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde’, Jack Sparrow’un bilinmeyen coğrafyalara, Gençlik Pınarı’nın peşine düşmesini anlatıyor. Keira Knigtley’den boşalan kadın boşluğunu bu filmde Penelope Cruz doldurmuş. Yönetmen koltuğunda ise Rob Marshall var. Öncekiler kadar karanlık ve heyecanlı olmasa da sürükleyici ve eğlenceli olan ‘Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde’ 3 boyutlu olarak sinemalarda.

Haberin Devamı

Korsanlar önce yapımcı Jerry Brucheimer’a, sonra da Johnny Depp’e çok şey borçlular.
Ne de olsa onları itildikleri, unutulmaya terk edildikleri yerlerinden bulup çıkaran ve hayat veren öncelikle bu iki isim.
Onlar olmasa biz, korsan dendiğinde hâlâ “köhnedi, eskidi, korsan hikayesi mi kaldı?” diye burun kıvırıyor olacaktık.
Şimdi ise aklımıza hemen sarsak yürüyüşü, alaycı konuşması ve ince zekasıyla Jack Sparrow ve tabii ki bu sıra dışı tiplemeyle karizmasına karizma katan Johnny Depp geliyor.
ESPRİLİ VE KOMİK TON KORUNMUŞ
Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde serinin ilk filmi gibi hikaye odaklı tasarlanmış bir yapım.
Hikayenin ilk dakikaları Londra Greenwich’te geçiyor. Jack burada hapse mahkum olmaktan son anda kurtularak saraydan kaçıyor ve denize açılıyor.
Filmde herkes gençlik aşıladığı iddia edilen Gençlik Pınarı’nın peşinde. Oraya ulaşmak için türlü tehlikeler atlatıyorlar, pek çok tuzağı aşmak, deniz kızları ve zombilerin saldırısından kurtulmak zorunda kalıyorlar.
Gizemli Denizlerde filminin iyi-kötü savaşı odaklı bir hikayesi var. Zalimin güçsüze zulmü alt metin olarak verilmekte. Ama tabii o arada esprili ve komik ton da korunmuş.
YENİ KARAKTERLER KARA SAKAL VE ANGELICA
Keira Knithley ve Orlando Bloom’un canlandırdığı Elizabeth Swan ve Will Turner karakterleri devre dışı kalınca film yeni karakterlerin eklendiği katıksız bir korsan öyküsüne dönüşmüş. Yeni karakterler arasında Kara Sakal ve Angelica ön planda olanlar.
Penelope Cruz’un canlandırdığı Angelica, Kara Sakal’ın kızı. Jack Sparrow ile nefret ve sevgi arasında gidip gelen duygusal bir bağı var. Filmin en eğlenceli sekanslarının bu iki karakter arasında yaşandığını söylemeye gerek yok herhalde.
KOREOGRAFİK AKSİYON SAHNELERİ
Serinin bu filminin diğerlerinden farkı, yönetmen koltuğunda, kadın oyuncuda ve sinemada bize verilen gözlüklerde gizli.
Önce yönetmenle başlayalım. İlk üç filme damgasını vuran Gore Verbinski’nin Disney ile yollarını ayırmasından sonra korsanlar Nine ve Chicago ile hatırladığımız Rob Marshall’a teslim edildi. Marshall’ın, müzikal deneyimi ile kareografik açıdan nitelikli aksiyon sahnelerine imza atacağı belliydi. Öyle de oldu zaten.
Ne var ki Marshall’ın gelişi filmin heyecanından ve renginden biraz götürmüş. Eski filmler kadar sürükleyici bir devam filmi beklememek lazım.
DENİZ KIZLARI ÇOK GÜZEL
İlk üç filmin karanlık ve gizemli tonundan da uzaklaşıldığı gözleniyor. Deniz kızları sahnelerini ayrı bir yere koymak gerekli ama.
‘Gizemli Denizlerde’ filminde beni en çok etkileyen güzeller güzeli deniz kızları oldu. Gözyaşı damlalarından gençlik elde edilen kızlar 3 boyutlu perdede şahane görünüyorlar. Kişiye özel bir detay belki ama gemiye saldırdıkları sahnede denizdeki kargaşa bana yunus katliamını anlatan ‘Koy’ (The Cove) belgeselini hatırlattı. Oldukça gerilimli.
ATEŞLİ PENELOPE CRUZ’LA DAHA EĞLENCELİ
Keira Knightley’den sonra serideki ünlü kadın koltuğuna oturan kişi Penelope Cruz. Performansı merakla bekleniyordu. Cruz’u gayet eğlenceli bulduğumu söylemem gerek. Açık denizlerde, üçkağıtçı korsanlarla cebelleşen, eli maşalı kadın korsan rolüne oturmuş. Soğuk İngiliz Keira Knightley’den sonra ateşli İspanyol Penelope Cruz, korsanların dünyasına daha bir yakışmış.
IMAX’TE 3 BOYUTLU İZLEMEK KEYİFLİ
‘Gizemli Denizlerde’, serinin önceki filmlerinden farklı olarak 3 boyutlu izlenebiliyor.
Filmin tamamı 3 boyutlu kameralarla çekilmiş. Yani yarısı 3 boyutlu, gerisi bildiğimiz yöntemlerle çekilerek 3 boyutlu diye lanse edilen filmlerden değil.
IMAX’te 3 boyut seyir hayli keyifli. İnsan kendini sürmeli gözlü Johnny Depp’e daha da yakın hissediyor.
İlk kez 2,5 saat gibi uzun bir süre burnumun üzerindeki gözlükleri hissetmeden bir film izledim diyebilirim. Bunda IMAX’in dev perdesinin bizi filmin içine almasının da etkisi vardır tabii.
IŞIKLAR AÇILSA DA YERİNİZDEN KALKMAYIN
Ve final. ‘Thor’da hatırlatmıştım, burada da söylüyorum. Sakın ola yazılar akmaya başladı diye sinemadan çıkmayın.
‘Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde’nin sonunda, jeneriğin ardından sürpriz bir sahne var.
Hem de öyle bir sahne ki, bence o ana kadar izlediklerimizin en güzeli, en esprilisi, en çok konuşulacak olanı.
Her şey bittikten sonra gelen sürpriz sahne izlenmezse film yarım kalır, benden söylemesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!