Konniçiva

Güncelleme Tarihi:

Konniçiva
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 1997 00:00

Haberin Devamı

JAPON SÖZÜ

....Taigyo wa shochi ni sumazu

... BÜYÜK BALIKLAR

DERİN SULARDA YAŞARLAR

JAPON FIKRASI

Büyük bir Japon şirketinin çalışanları için düzenlediği moral gecesinde patron elemanlarının sadakatini ölçmek için tek soruluk anket yapar ve ‘‘Hayatta zevk alarak yaptığınız iş nedir?’’

Bütün çalışanlar, ‘‘Patrona ve şirkete hizmet etmek’’ diye cevap verirken sadece işe yeni giren genç memur Suzuki, ‘‘İnsanın karısına karşı yerine getirmek zorunda olduğu işler’’ der. Patron genç memurun bu kadar açık yüreklilikle verdiği cevap karşısında çok duygulanır ve bu açık sözlü elamanına eşi ile Hawai tatili armağan eder.

Suzuki yüzlerce kişi arasından şeçilmenin sevinciyle eve koşarak heyecan içinde karısına olayı anlatmaya başlar. Suzuki tam patronun sorduğu soruya en iyi cevabı verdiği için Hawai tatili kazandığını söylediği sırada kapı çalınır. Karısının annesi ve babası gelmişlerdir. Karısı anne ve babasını içeri buyur ettikten sonra yarım kalmış hikayenin sonunu öğrenebilmek için merakla sorar: ‘‘Peki sen ne cevap verdin?’’

Karısının anne ve babasının yanında doğru cevabı söylemekten utanan Suzuki, ‘‘Karım ile sinemaya gitmek dedim’’ der.

Tatilden döndükten sonra patron yeni evlileri yemeğe davet eder. Patron yemek sırasında genç kadına dönerek, ‘‘Kocanızla ne kadar övünseniz azdır. Ne düşünüyorsa onu yazmış’’ der.

Genç kadın biraz buruk bir ifade ile ‘‘siz onun öyle dediğine bakmayın efendim bir yıllık evliliğimiz sırasında söylediği şey ancak üç kere oldu. Birincisinde evliliğimizin ikinci günüydü yapacak bir şey bulamadık onun için oldu. İkincisinde sonuna kadar sabredemedi. Üçüncüde ise olayın en heyacanlı yerinde uykuya daldı’.

Sepet sepet yumurta

Sevgili Türk gençleri sizden özellikle rica ediyorum. Artık önünüze gelen Japon kızına aşık olup mektup yazmayın. Hadi diyelim ki bir bakışta aşık oldunuz, ama o kadar kısa görüştünüz ki sevdiğiniz kıza aşkınızı anlatacak vakit bulamadığınız ve mektup ile ilanı aşk etmeye karar verdiniz. O zaman bir zahmet mektubunuzu Japonca veya hiç olmazsa ingilizce yazın. Tamam Japonca yazmak çok zor. İngilizce de bilmiyorsunuz onun için mektubunuzu Türçe yazıyorsunuz. Be kardeşim o zaman sade bir Türkçe kullanın da çevirirken zorlanmayalım.

Ne öyle; yok efendim bir çiçek nasıl suya hasretse o da sevgiye hasretmiş de... Sevginin eşsiz doyumu, sevgilinin muhteşem kokusu olmadan uyuyamıyormuş da... Sevgisiz kalbi meyvasız ağaca benziyormuş da... Falan filan... Sanki bütün mektuplar da mani ile bitmek zorundaymış gibi mektubun sonunda bir de mani.

‘‘Sepet sepet yumurta sakın beni unutma veya kestane kebap acele cevap’’

Hadi kolaysa çevir çevirebilirsen... Niye şaşırdınız. Japon teknolojisi henüz yabancı dillerde yazılan mektupları anında Japoncaya çevirecek bir sistem geliştirmediğine göre sizin aşk mektuplarınız da birileri tarafından Japoncaya çevriliyor. İlk gördükleri japon kızına aşık olan Türk gençlerinin mektuplarını çevirmekten başka iş yapamaz hale geldik.Tokyo'da yaşayan ne kadar Türk varsa hepsi en azından birkaç kez Türkiye'den gelen aşk mektuplarını Japonca’ya veya İngilizceye çevirmek zorunda kalmıştır. Hele hele Türkiye'nin Tokyo Büyükelçiliği personeli... Onlar artık bu işin uzmanı oldular. Karşılıklı gönderilen mektupların tercümesi nedeniyle çok uzun süredir yakından takip ettikleri ilişkiler bile var.

Artık Türkiye'ye gidip gelmiş Japon kızlarıyla karşılaşmaktan korkar oldum. Türk olduğumu duyan hemen çantasından bir mektup çıkartıp tercüme etmemi istiyor. Mektuba çizilen içine ok batmış kalp işaretlerinden ve mektubun en üst köşesine yazılan ‘‘I LOVE YOU’’ yazısından kızlar bunun bir aşk mektubu olduğu anlamakta zorlanmıyorlar ama kimden ve niçin geldiği sorularına bir türlü cevap veremiyorlar. Bir Japon kızının adresini öğrenen gençlerimiz başlıyor edebiyat parçalamaya, aslında kötü bir niyetleri yok sadece aşırı yakışıklı olmaları dolayısıyla kendilerine ilk görüşte aşık olan Japon kızlarının duygularına karşılık veriyorlar.

İşin ilginci şimdiye kadar okuduğum mektupların hepsi sanki aynı kalemden çıkmış gibi. Eminin aşık gençlerimizin hepsi istisnasız her gazete bayiinde satılan ‘‘Güzel Aşk Mektubu Yazma Sanatı’’ kitaplarından bir tane edinmişler. Aşk mektubuna ihtiyaç duyduklarında da kitaptan bakıp bakıp beğendiklerini yazıyorlar. Ama artık yeter. Sevgili Türk gençleri sizden özel olarak rica ediyorum. İlk gördüğünüz japon kızına aşık olup yazdığınız aşk mektuplarında ağdalı aşk kelimeleri kullanmayın. Biraz da bizi düşünün. Çevirirken burada göbeğimiz çatlıyor.

Bu da Japon dürüstlüğü

Kesinlikle söylüyorum. Bu adamlar normal değiller. Tamam insan dürüst olmalı ama bu kadarı da fazla. Beni dinledikten sonra kesinlikle bana hak vereceksiniz. Şimdi düşünün bağlı bulunduğunuz belediyenin muhasebecisi kasadan para çalıyor ve bunları afiyetle yiyor. Sonra siz hırsız muhasebe müdürünün yediği paranın tekrar belediye kasasına konması için tam 12 yıl boyunca tasarruf yapıyorsunuz. Bana pek akıl işi gelmiyor.

Japonya'nın kuzey vilayetlerinden Wakayama'ya bağlı Shımotsucho belediyesi muhasebe müdürü 1982 yılından 1984 yılına kadar belediye başkanının mührünü kullanarak belediye hesabından 1 milyar yen, finansman bonolarından da 2 milyar yen olmak üzere toplam 3 milyar yeni zimmetine geçirir. Olayın ortaya çıkmasından sonra yakalanan muhasebe müdürü paranın hepsini harcadığını belirterek geri ödeyemeyeceğini söyler. Ağır hapis cezasına çarptırılan müdür hapishanede cezasını çekerken, belediye yönetimi çalınan paraları yeniden kasaya koymanın yollarını aramaya başlar.

Shımotsucho belediye meclisi toplanarak genel giderlerde tasarruf yapılmasını ve paranın bu yolla tüm kasaba halkı tarafından geri ödenmesini kararlaştırır. 15 bin 600 nüfuslu kasabada 1984 yılından itibaren zorunlu harcamaların dışında hiçbir harcama yapmadan hırsızın yediği parayı yeniden kazanmaya çalışır. Belediye bu yolla her yıl 200 milyon yen tutarında bir kazanç elde eder. Tüm kamu binalarında ısıtma ve soğutma giderlerini de bütün yıl süresince sıfıra indirerek toplam 35 milyon yen tasarruf sağlar. Yani tüm belediye çalışanları kışın soğukta yazında sıcakta çalışarak kaybedilen parayı ödemeye katkıda bulunurlar. Belediye personel maaşlarına zam yapmayarak 75 milyon yen tutarında ek kazanç elde eder. 12 yıllık tasarruf tedbirleri sonucu elde edilen 3 milyar yen 1997 yılı içinde belediye kasasına konulur da kasaba halkı rahat bir nefes alır.

Düşünüyorum da biz de belediye kasasından haksız yere çıkan paraları ödemeye kalkışırsak yandığımızın resmidir. Yüzyıllar boyu tasarruf yapsak yenilen paraları yerine koyamayız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!