Konfeti gibi savrulan değerler

Güncelleme Tarihi:

Konfeti gibi savrulan değerler
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2005 00:00

İSTANBUL’dan bir doktor grubuyla bir araya geldik, bize inanılmaz haksız uygulamalardan bahsettiler, belgeler gösterdiler. 2 yıl 4 aylık AKP iktidarında İstanbul’daki 32 devlet hastanesinden 16’sının başhekimi değiştirilmiş. SSK’dan devredilen hastanelere yapılan ‘tayinler’ bu sayıya dahil değil.Mağdur olanlar yargı yoluyla dahi haklarını arayamıyorlar.Arayanların başına neler geldiğini, nasıl bir ‘kıyım’ yapıldığını anlatmak istiyoruz. Çünkü bunun gibi birçok örnek var.Ümraniye Devlet Hastanesi, 2002 Ekim’inde açılan 250 yatağıyla İstanbul’un büyük hastanelerinden biri sayılıyor. 100’ü doktor 750 kadrosu bulunuyormuş. Hastanenin kurucu başhekimi Op. Dr. İlhan Eğilmez imiş. Uzman doktorluğun dışında ‘işletme yüksek lisansı’na, hastane işletmeciliği sertifikasına ve hizmette kalite yönetim belgesine ve 18 yıllık yöneticilik tecrübesine sahipmiş... Anlatılanlar bir karabasan gibi... Dinliyoruz:SÜRGÜNLERİN ÖYKÜSÜ ‘Opr. Dr. Eğilmez, AKP iktidara geldikten iki ay sonra hiçbir neden gösterilmeden görevden alındı. İdare Mahkemesi’ne başvurunca önce Şile’ye sürüldü. Yargı yoluyla göreve dönme kararı aldı ancak yasa gereği 30 günde yapılması gereken atama 78 günde gerçekleştirildi. Bunun üzerine Dr. Eğilmez çaresiz kalınca dönemin İl Sağlık Müdürü Prof. Erman Tuncer’i ve personelden sorumlu İl Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Bakar’ı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikáyet etti. (İstanbul 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, bu iki kişi hakkında ‘görevi ihmal’den dava açıldı. Dr. Eğilmez, ayrıca 20 milyar TL’lik manevi tazminat davası açtı; bu davalar görülmeye başlandı.)Dr. Eğilmez’le ilgili ‘kıyım süreci’ belki de kimsenin başına gelmemiştir.Meslektaşımız, hastanenin inşaat ve donanım işlemlerini tamamlamasını takiben açılıştan bir gün önce (16.3.2004) saat 16.45’te görevden alındı ve İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nde 45 gün görevlendirmeye tabi tutuldu. Bundan sonra ‘komik’ gerekçelerle hakkında toplam 18 soruşturma açıldı. 6 ay geçici görevle Ankara’ya gönderildi; bu ‘görevlendirme’ sırasında oradan da 7 ile (Gaziantep, Batman, Erzurum, Ordu, Bartın, Tekirdağ, Aydın) birer haftalık ‘sürgünlere’ gönderildi.’HİLE-İ ŞERİYE Hukuk dilinde buna ‘hile-i şeriye’, yani yargı kararlarını etkisiz hale getirme yöntemi deniyor.Gelişmeler üzerine Dr. Eğilmez, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na yeniden şikáyetçi olmuş ve Danıştay 1. Dairesi, Bakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Müsteşar Muavini Abdullah Atalık ve Personel Genel Müdürü Ali Yerlikaya’nın ‘yargı kararlarını etkisiz duruma getiren işlemler tesis etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak’ suçundan yargılanması gerektiğine karar vermiş. Açıkçası, Danıştay, bakanın koruma zırhını delmiş.Doktorların anlatımı devam ediyor:‘Dr. İlhan Bey hak bildiği yoldan dönmez. Kendisine yapılan haksızlıklara ve ‘idare’nin haksız işlemlerine karşı 18 dava açtı. Biz mücadelesini kutluyoruz. Sonuçlanan hiçbir davayı kaybetmedi.Geçen eylül ayında ‘düzmece’ bir soruşturmayla İstinye Devlet Hastanesi’ne sürülmüş olsa da, son davasında yürütmeyi durdurma kararı alarak 6. kez yargı yoluyla 23.5.2005’te Ümraniye Başhekimliği’ne döndü. Bundan biz de mutlu olduk; çünkü hastane gerçek yöneticisine kavuşmuş oldu.’BAŞHEKİM MUAVİNİ SAYISI4’TEN 10’A ÇIKARILMIŞDr. İlhan Eğilmez, Ümraniye’deki görevine döndüğünde, 4 olan başhekim muavini sayısının 10’a çıktığını görmüş; hastanenin idari, mali ve tıbbi yönden perişanlığına kahrolmuş... Bazı başhekim muavinlerinin liyakatten uzak, siyaseten ve birtakım ‘özel görevleri’ yerine getirmek için atandıkları dikkat çekmiş... Nitekim, bu başhekim muavinleri özel görevleri gereğince Dr. Eğilmez’e ‘iş gördürmemek üzere muhalefet yapmaya, çalışan personeli çalışmamaları için tehdit etmeye, bu tehditlere aldırmayanları başka hastanelere sürmeye ve ihaleleri engellemeye başlayarak hastanenin işleyişini tıkamaya’ başlamışlar.Dahası... Söz yine doktorların:‘İhalelerde yapılan oyunları hiç anlatmayalım. Sahte diplomayla çalışan teknisyenler mi, 3 milyar lira teklif edilen kantin yerini 580 milyona aylık kiraya vermek mi, çalışmayan personele maaş ödemek mi?.. Evsafa uygun olmayan malzemelerle yapılan işlere para ödemek mi? Hangisini söyleyelim? Her türlü kirli iş var tabii, bu başhekim muavinlerinin yaptığı işlerde.Bu durumda hastanenin döner sermayesinin kár etmesi düşünülemez. Bundan en çok zarar gören de hizmet alan hastalar ve biz çalışanlar oluyoruz.İşin bir de siyaset ayağı var; bu ihaleleri alanlar da AKP Ümraniye ilçe örgütünde görev alan kişiler.’En sonunda ne olduğunu alttaki yazıdan öğrenelim.Ve Ümraniye’de iki el silah patlıyorDr. İlhan Eğilmez, 6. kez göreve döndükten sonra henüz işleri düzeltmeye başlamışken, başhekim muavininin şikáyetleri üzerine İl Sağlık Müdürlüğü’nden görevlendirilen ‘soruşturmacı’ Dr. Fuat Kantarcı, hastane bahçesinde 24.6.2004 günü silahlı saldırıya uğruyor. Polis ve olayı soruşturanların kanaatine göre, saldırının asıl hedefi, ihale yolsuzluklarının üzerine giden Dr. Eğilmez... Buna karşın saldırıyı fırsat bilen İl Sağlık Müdür Vekili Mehmet Bakar, kendisiyle zaten mahkemelik olan Dr. Eğilmez’in açığa alınması için valiliğe öneride bulunarak ‘Dr. Eğilmez’i ve işleri yoluna koymaya çalışan beş arkadaşını’ görevden aldırıyor. Yerine kimi mi atıyor? Dr. Eğilmez’i şikáyet eden başhekim yardımcılarından Dr. İsmail Cengiz’i, yani hastanede son 9 aydır yöneticilik yapıp ihaleleri veren doktoru...Gelen iki müfettiş soruşturma başlatıyor. İktidar için hukukun üstünlüğü böyle mi algılanıyor? Gerçi hukukçuların ‘klasik’ deyimiyle adalet ‘kör’ değil ama ‘topal’... Yani sonunda gerçekler ortaya çıkıyorsa da atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor. AKP iktidarı da bunu bildiğinden dolayı her türlü kanunsuzluğu ‘yanıma kár kalır’ diyerek adalet gerçekleşinceye kadar ‘kadrolaşmayı’ inanılmaz boyutlara vardırıyor.Hukuk dışı bir şekilde ‘vekálet’ yoluyla bakanlık kadrolarını dolduran AKP iktidarı, Bakanlık Personel Genel Müdürü’nün deyimiyle, ‘Yargı yolu ile göreve dönenleri Sayın Bakan Prof. Recep Akdağ sevmez, konfeti yapar, atar’. Yapılan yeni atamalarda gördüğümüz gibi ‘Menzil tarikatı’ndan mı olmak gerekiyor. Sadece Allah’a bağlı olmak yetmiyor demek ki.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!