Güncelleme Tarihi:
Cem Yılmaz, ilk kez ailesiyle birlikte objektiflerin karşısında. Ağabeyi Can ile yengesi Zeynep'in bebekleri Ece'nin rahatsızlanmasından dolayı randevumuza katılamadığı buluşma, anne Sabahat Hanım, baba Arif Bey ve kızkardeş Özge’yle bol kahkahalı geçti. Özge'nin deyimiyle büyük ağabey Can ‘‘normal’’ biriyken, kendisi de Cem gibi dünyaya ‘‘esprili’’ bakmayı seviyor.
Cem Yılmaz, şimdiye kadar hiçbir yerde birlikte objektif karşısına geçmediği ailesini bir eksikle bizim için buluşturdu. Cem'in kendisinden dört yaş büyük olan ağabeyi Can ve eşi Zeynep, üç aylık bebekleri Ece'nin rahatsızlanmasından dolayı buluşmaya katılamadılar. Beyaz eşya ticaretiyle uğraşan Can, baba mesleği ile hayatını kazanıyor. Tiyatroya ve mizaha ilgisi olan Can, yeteneğini sadece hobi olarak kullanıyor. Özge ise şimdilik babasının sözlerini kaleme alıyor ve aile toplantılarında okuyor. ‘‘Malzemem babam. O olmasa bunların hiçbirini yazamam. Benim ilham kaynağım o’’ diyen Özge, hayata espritüel gözle bakabiliyor. Şu anda kendisi için mizahi metinler karalayan Özge, çizgi olarak sadece güzel kadın çizebildiğini söylüyor.
GÜLMEKTEN KIRILIYORLAR
Evde aile toplantıları yaptıkları zaman hiç durmadan güldüklerini söyleyen Cem, ‘‘Bir gün o kadar güldük ki, Özge kanepeden düştü’’ diyor. Cem ağabeyini ‘‘çok eğlenceli’’ diyerek iki kelimeyle özetleyen Özge, kendini şanslı sayıyor. Özge, ağabeyinin gerçek bir fanatiği ve sık sık arkadaşlarıyla onu izlemeye gidiyor. Fakat anne ve baba için durum aynı değil. Onlar oğullarını sahnede izlerken, çok tedirgin oluyorlar. Cem Yılmaz'ı üç yıl içinde sadece üç kez izlemeye gittiklerini belirten Sabahat Hanım, ‘‘Bir yanlışlık olacak mı, diye diken üzerinde oturuyorum. Sanki oğlum okul müsameresine çıkmış gibi hissediyorum. Espriler arasında ya bir bağlantısızlık olursa diye çok endişeleniyorum’’ diyor.
Oğlu Cem'ın çok vefalı bir evlat olduğunu belirten Sabahat Hanım, ‘‘O çocukluğundan beri eğlenceyi severdi. Çok rahat bir kişiliği var. Asla şekilci değildir, akıllıdır’’ diyor.
O DA EĞLENİYOR
Sahnede kendisi de seyircileriyle birlikte eğlenen Yılmaz, ön sıralarda gülmeyen birileri olduğu zaman gözlerinin hep o insanlara takıldığını belirtiyor. ‘‘Bir turne sırasında, ön sırada oturan bir kadının hiç gülmediğini farkettim. Ara olduktan sonra tekrar sahneye geldim ve o kadına niye hiç gülmediğini sordum. Bana 'Ben Avustralyalıyım. Türkçe bilmiyorum' dedi.’’
Son günlerde işinden çok özel hayatıyla gündeme gelmekten rahatsız olduğunu belirtiyor: ‘‘Bunları yazarken kullandıkları dil önemli. Ya 'Komik adam aşık' ya '15 gündür sevişiyorlar' diyorlar. Bunları yazarken de kızın büyük mayolu bir fotoğrafını koyup, benim kafa resmini kullanıyorlar. Hayır ben, benim mayolu fotoğrafımı kullansınlar, onun küçük resmini kullansınlar isterim. Ayrıca ben mayolu da sevmem.’’