Koltuk şeyi

Güncelleme Tarihi:

Koltuk şeyi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2004 00:00

- Günaydın sayın başkanım.- Günaydın Hilmi Bey, ne şeyttircektin?..- Ehem...- Agh! Yine şey dedim di mi ben!- Önemi yok efendim.- Kurtulmaya çalıştıkça dilime yapışıyor şeyini şey ettiğimin şeyi!- ...- Neyse, ne şeyttirecektin sen bakalım? Agh! Fesuphanallah! Ne var bugün programda?- Malum bugün 23 Nisan, Koltuğa oturacak çocuk geldi efendim.- Aaaa, gelsinler gelsinler...- Gel bakalım çocuğum, başkanımız seni kabul edecek...- Nasıl yani? Ben onu kabul etmeyecek miyim? Ben başkan diil miyim?- Ha-ha! Hilmi Bey esprilisinden bulup getirmişsin maaşallah. Sen temsili başkan olucaksın yavrucuğum.- Bana başkan olacaksın dediler, anlamam!- Ha-ha- haaaa! Gel, gel, peki başkan ol bakalım sen şimdi. Adın ne senin yumurcak?- Adım Ali. Ben şimdi başkanım di mi?- Evet Ali, sen şimdi başkansın.- Öksürün bakalım; nedir benim yetkilerim?- Öhö! Yetkin çok, sen milletin seçtiği meclisin başkanısın.- Ben ne istersem o oluyor di mi şimdi?- Tabii yavrucuğum. Her şey demesek de, pek çok şey olabilir.- Koltuğu yükseltin önce bi bakim...- Hı?- Koltuk, koltuk...- Oldu mu yavrucuğum?..- İyi...- Siz şimdi burada tam olarak ne yapıyorsunuz?- Milletin bize verdiği yetkiyle, yine millet için çalışıyoruz.- Millet kim?- Sen, ben, hepimiz. Annen, baban, deden...- Babam zaten çalışıyor. Siz ne yapıyorsunuz?- Senin ve arkadaşlarının daha güzel, daha müreffeh, daha aydınlık bir ülkede yaşamaları içiiiiin?- Valla benim gördüğüm kadarıyla pek bir şey yapmıyorsunuz. Benim babam daha çok çalışıyor.- Aha-ha! (Hilmiiii, nerden şeyttiniz bu toramanı?) Biz de çok çalışıyoruz Ali...- Ben seni televizyonda gördüm oturuyorsun öyle.- Aha-ha! çocuk işte... Olur mu orada çok mühim işler görüşüp, çok mühim kararlar alıyoruz biz.- Bi kere de kavga ediyordunuz.- Şakalaşıyor amcalar, kavga etmiyorlar.- Öyle şaka mı olur?- Aliciğim, istersen ben çalışayım artık, var mı başka istediğin, emrin?- Var! Şimdi bana ‘Şeyini şeyettiğimin şeyi’ de bi kere.- Yok devenin şeyi... Ha-ha-ha! Nereden de öğreniyorlar bilmem ki böyle şeyleri.- Televizyonda gördüm seni ben; orada öyle diyordun.- O öyle yanlış çıkmış. Der miyim hiç ben öyle şey!- Çocuk mu kandırıyorsun, dedin işte, yine söyle.- Olur mu aha-ha! (Basın alma içeri Hilmi Bey... Bu velet saçmalayacak, çok belli...)- Ben başkan diil miyim? İstiyorum işte...- Yavrucuğum olmaz! Haydi ben sana temsili evrak getireyim, sen onu imzala. Basın mensupları görüntü alsın, sonra benim işim var onlara bakayım...- Ama ben başkanım, koltuk benim şeyim...- Hade hade...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!