Kolay pes etmem

Güncelleme Tarihi:

Kolay pes etmem
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2007 00:00

"Zincirleme Film Tamlaması", "Güz Yangını", "Esir Kalpler" ve "Yumurta" gibi yapımlarda tanıdığımız polis kızı Saadet Işıl Aksoy, şimdilerde "Senden Başka" dizisinde oynuyor.

Aksoy kendini şöyle tanımlıyor: "Plan, program yaparak yaşamam. Sadece anı yaşamayı seviyorum ve kolay kolay pes etmem."

n Biraz kendinizden bahseder misiniz?

- 29 Ağustos 1983, İstanbul doğumluyum. İki ağabeyim var. Annem bana hamileyken, ailem yine erkek çocuk olacak diye epey telaşlanmış. Doğum sancısı başladığında bile cinsiyetimle ilgili sıkıntı içindeymiş. Ben dünyaya gelince annem başta olmak üzere tüm aile büyük bir mutluluk yaşamış.

n Aile ilişkileriniz çok sıcak anladığım kadarıyla...

- Öyledir. Anne ve babam polis... Ve galiba ben biraz da baba torpiliyle büyüdüm. Babam her konuda, her adımımda yanımda olmuştur. Annem ise daha temkinli, daha kontrollüdür. Böylece ailemizin içinde hep bir denge olmuştur.

n Evin tek kızı olmak nasıl bir duygu? Şımartıldınız mı?

- Bizim ev hep çok sesli olmuştur. Evde hep bir bağırış çağırış, hep bir gürültü vardı. Bu arada itiraf etmeliyim ki ağabeylerim küçükken beni çok ağlattılar. Düşünsenize evde iki erkek. İkisi de ortaokul çağlarında. Günün çoğunu birlikte gülüp oynayarak geçiriyorlar. Ben ise kendi köşeme çekilmişim. Onlar için oyuncak bebek gibiydim. Gözü yaşlı büyüdüm. Şimdi ise her ikisine de minnettarım.

n Bugüne gelelim... Oyunculuğa nasıl adım attınız?

- Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı son sınıf öğrencisiyim. Bir arkadaşım Number One TV’de müzik programı sunmamı isteyince havalara uçtum. Beni görüşmeye çağırıp, küçük bir stüdyoya soktular. Burnuma kamerayı dayadılar; "Hadi konuş bakalım" dediler. Normalde hiç susmayan ben, o anda ağzımı açamadım. O gün sonuç alamadık tabii. Birkaç hafta sonra tekrar gittiğimde, bana rahatlamam için başka programların çekimlerini izlettiler. Çekingenliğim biraz daha devam etse de, sonunda bülbül gibi şakımaya başladım.

n Ya sonra?

- Müzik programı iki sene kadar sürdü. O dönemlerde bir fırsatını yakalayıp, sekiz ay diksiyon kursuna gittim. 2002’de ise öğrenci değişim programı çerçevesinde Amerika’nın yolunu tuttum. Türkiye’ye döndükten sonra, okulum devam etmesine rağmen oyunculuğa iyice yoğunlaşmaya başladım. Pera Güzel Sanatlar Atölyesi’nde, daha sonra Harun Özakıncı’nın sinema-oyunculuk atölyesinde dört ay oyunculuk eğitimi aldım. Ve nihayet Kanal D’de yayınlanan bir dizide dört bölüm oynadım. Dizi yayından kaldırılınca üzüldüm, ama ben kolay pes eden biri değilim.

n Ekranlara çıkınca çevrenizde popüler oldunuz mu?

- Yakın çevremdekiler, basında benimle ilgili haber çıkınca hemen "Haberin çıkmış gördün mü?" diye arıyorlar. Bazen bir kafede "Sizi nereden tanıyoruz?" gibi sorularla karşılaşıyorum. Bunları yaşamak çok hoşuma gidiyor.

n Gelelim yaşam felsefenize...

- Ben pek plan program yaparak yaşamayı seven biri sayılmam. Geleceğin size neler getireceğini bilemezsiniz çünkü... O yüzden sadece o anı yaşamayı ve değerlendirmeyi seviyorum. "Hayat siz başka planlar yaparken gelişir" sözünü çok severim. İstediğiniz kadar titiz davranıp seçici olun, insanın hayatı boyunca önüne çıkacak sürprizlere açık olması gerekir.

n Biraz da sosyal meselelere değinelim... Türkiye’de hálá kadın-erkek eşitliği tartışmaları yapılıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

- Türkiye’de kadın-erkek eşitliği var gibi gösterilse de bence yok. Hálá bazı yörelerde kadının görevi sadece doğurmak, yemek yapmak ve evi temizlemek. Büyük şehirlerde bile bu durum yaşanabiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!