Kitap

Toprak Ev
Woody Guthrie
Çev.: Evrim Öncül
Kolektif Kitap
Roman

“Bir Tanrıya inanmıyorum, ama inanmak zorunda olsam, Bob Dylan’a inanırdım,” der Pink Floyd’un davulcusu Nick Mason. Bob Dylan’ın inandığı Tanrı ise gezgin ozan Woody Guthrie’den başkası değildir. Gitarının üstünde ünlü ‘bu makine faşistleri öldürür’ yazısı yazan Amerikalı folk müzisyeni Guthrie aslında iflah olmaz bir yazı makinesi gibiydi. Ölümünden sonra ardında binlerce sayfa yazı bırakmıştı ve bunlar içinde tamamlanmış tek roman ‘Toprak Ev’ de vardı. Yakın zamanda ortaya çıkan kitabı Amerika’da aktör Johnny Depp’in yayınevi yayımladı ilk defa. Depp’le beraber tarihçi Douglas Brinkley’in hazırlayıp önsöz yazdığı kitaba Bob Dylan’ın da katkıda bulunduğunu belirtmek gerek... 1920’lerin sonuna doğru, Büyük buhran’dan darbe almış çiftçiyi, yoksul halkı bir de Amerika’nın orta bölgelerinde kıtlıklara sebep olan büyük bir kum fırtınası vurur. Guthrie hadisenin tanıkları arasındadır ve buna dair eleştiri ve fikirleri vardır. ‘Toprak Ev’i yazar. Büyük klasik ‘Gazap Üzümleri’ni andıran ama onun daha şiirsel hali bu. Üç-dört kahramanın yer aldığı, herhangi bir sürpriz olmadan büyük felakete ilerlediğimiz bir roman yazmış Guthrie. Zoru başarıp sürprizi olmasa da büyüleyici bir anlatımla sizi esir alıyor. Örneğin Gazap Üzümleri’nde kamyonun arkasında gerçekleşen sevişme sahnesi kadar güçlü, içinde siyasi ve sosyal göndermelerin olduğu öyle bir sevişme sahnesi yazıyor ki Guthrie bir taraftan ‘folk müzik’ neymiş aslında, onu da görüyorsunuz. Çevirmeni Evrim Öncül’ün bu zorlu dili ustalıkla Türkçeye aktardığını da belirtmek gerek.

Cihangir Günlüğü
Erdoğan Dağlar
Mürekkep Yayınları
Çizgi roman / Karikatür

Zamanın ‘Cihangir Günlüğü’ karikatürlerini hatırlayanlar yaklaşsın. Bilmeyenlere hatırlatalım, Cihangir Günlüğü, zamanın en çok okunan mizah dergilerinde yer alan, unutulmaz karikatürlerinden birisi. Erdoğan Dağlar’ın bir memleketin ‘rock çağı’ndan önemli bir bölümünü anlattığı bu karikatür albümüne “bir zamanlar Cihangir” denmeliydi aslında. Çünkü bundan yirmi yıl öncesinin Cihangir ’ini bulacağımız kareler var kitapta. Kahramanımız, Cihangir ’in bugünkü ‘nezih’ görüntüsünden önceki günlerinden çok uzak, ‘moruk’ hitabının revaçta olduğu, 90 ’lı yıllardaki tehlikeli ortamında maceradan maceraya koşuyor. Polislere kafa tutup mafyayla kapışıyor, sürekli koşturuyor ve karanlık Cihangir gecelerinde paçayı zor kurtarıyor. Kısacık ve tempolu öyküleriyle ‘Cihangir Günlüğü’ o yılların ‘kafasını’ hatırlatacak.

Son Yarış
Derleyen İshak Reyna
İletişim Yayınları
Öykü

‘Son Yarış’ bütün gün (spor olduğu bahanesiyle) futbolla yatıp futbolla kalkan, yıllardır en önemli gündemlerini spor meseleleri oluşturan, yahut daha önemli meseleleri spor gündemi ile unutturulan memleketimizde tam bir ‘turnusol kağıdı’ olacak kitap. Çünkü İshak Reyna, kitapta Rilke, Jack London, Robert Musil, Hemingway, Galeano, Orhan Kemal, Haldun Taner, Aziz Nesin, Memet Fuat, Umut Sarıkaya ve yerli yabancı başka yazarların ‘spor’ öykülerini derlemiş. Boksüründen 400 metre koşucusuna, futbolcusundan basketbolcusuna otuz iki kısım tekmili birden öykülerde çıkıyorlar karşımıza. Pisti olup kendisi olmayan Formüla 1’den şike bahsiyle anılan futbola, dopingli atletlere kadar sporu bu kadar konuşuyorken edebiyatı ihmal etmemeli!

Teoride ve Pratikte Yargı Bağımsızlığı
Murtuluş Tayanç Çalışır
Adalet Kitabevi
Hukuk

“HSYK ’nın varlık sebebi, yargı erkinin, yasama ve yürütme erki ile yargının kendisine karşı ve her türlü güce karşı bağımsızlığının sağlanması temelinde, yargı etiğine uygun bir yargılama yapılmasının teminidir.” Bu tanım son HSYK düzenlemesine kadar geçerliydi. Çünkü her fırsatta ‘hukuk devleti’ olarak anılan ülkemizde bağımsız yargı pratiği biraz askıya alınmış durumda. 17 Aralık tarihinden beri herkes bunu konuşuyor zaten... Bu yüzden kendisi de bir Cumhuriyet Savcısı olan Kurtuluş Tayanç Çalışır’ın kaleme aldığı ‘Teoride ve Pratikte Yargı Bağımsızlığı’ kitabını okumanın tam zamanı. Çalışır, yargı bağımsızlığına dair tüm unsurları masaya yatırıp, aklımızda dolaşan bütün sorulara cevap veriyor.