Kitabı okumadım bile

Güncelleme Tarihi:

Kitabı okumadım bile
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2011 00:00

Ünlü yazar Paulo Coelho’nun son kitabı ‘Elif’ (Aleph) için açtığı video art yarışmasını 100 bin kişi arasından kazanan Raif Kurt (28) hiçbir şeyin tesadüf olmadığının kanıtı. Hayatını Tanrı’dan aldığı enerjiyle hislerini sanata dönüştürmeye adadığını söyleyen Kurt, yarın Los Angeles’a yerleşiyor. Oscar heykelciğiyle dönerse hiç şaşırmayın

Soyu Roma İmparatorluğu’na dayanan Rum Niki ile annesi Yugoslav göçmeni, babası Mardinli Ahmet, İstanbul’da tanışıp aşık olup, tüm olumsuzluklara direnip evlenmeseydi bugün Raif Kurt’ten bahsetmek imkansızdı. Raif onları şöyle anlatıyor: “Annem çalışmazdı ama her türlü yaratıcılığını bizim ve evimizin üzerinde sergilerdi. 15 sene önce dekorasyon ve taze çiçek üstüne Wood’s diye bir şirket kurdu ve aldı başını gitti. Annem diye söylemiyorum ama elinde sihirli değnek var sanki. Değdiğini güzelleştirir. Bence bir tür heykeltıraş. Babam avukat. Anne ve babası da avukatmış. Ama yaratıcı bir adamdır. Resim yapar, eski milli basketbolcu. Kafası farklı çalışır.”
Raif, Saint Michel mezunu. Çocukluk ve ilk gençliğini spor yaparak geçirmiş. Yarışmalara katılacak düzeyde kayak yapıp, tenis oynadı. Bir ara yine yarışma düzeyinde fitness yapmış. Bir noktada vücudunun büyüyüp beyninin küçüldüğünü hissedince, spordan geri dönmemek üzere uzaklaşmış: “Ağırlık çalışmayı tavsiye etmiyorum. Pilates ve yoga yapın kaslarınızı uzatın” diyor.

Fotoğrafa, kameraya oldum olası meraklı, bilgisayarla ilk tanıştığı günden beri dijital bir işle ilgileneceğinden emin, uzun yıllar tuval ve boyalarla haşır neşir biriymiş. Bahçeşehir Üniversitesi’nde iç mimarlık ve çevre tasarımı okumuş ama dördüncü sınıfta bırakmış. Hangar’ı kurmuş. Hangar, Kemerburgaz’da bir sitenin şantiyesi olarak kurulan, 200 metrekarelik metal bir depo. 20’ye yakın kişi bir çeşit sanat kardeşliği yapıyor. Kısa filmler, video artlar fotoğraflar çekiliyor, dev tablolar, mütevazı resimler, heykeller yapılıyor, müzikler kaydediliyor.

Raif, Hangar’da sayısız resim, heykel yapmış, Orion ve Otkodek Film Stüdyoları da sponsoruymuş. 150’ye yakın video art çekmiş. Paulo Coelho’nun blogundan açtığı yarışmaya gönderdiği video da onlardan biri: “Aleph (Elif) kelimesinin anlamını video art ile anlatmamız gerekiyordu. Galaktik bir tını var, bu bunu beş duyunun ötesinde hislerle anlayabiliriz. Coelho sürekli değişim ve birlik hislerinin anlatımı için Aleph kelimesini seçmiş. Herkesin herkesi hissedebileceğini söylüyor. Yarışmanın katılım metnini okuyunca çok tuhaf oldum. Çünkü tam da bu videoyu beş ay önce çekmiştim ve kazanmışım gibi sevindim. Videoda elimle bir kum hareketi yapıyorum. Kendim yaptım çünkü modele kumu nasıl bırakması gerektiğini tam anlatamadım. Sözü edilen galaktik hareketin avuç içinde yapılmış hali. Galaksiler de böyle hareket ediyor ama videoda iki dakikada gösterdiğimiz hareketi iki milyar yılda tamamlıyorlar. Videoda 1 milyon dolarlık ekipman kullandık. Hazırdı ve hemen gönderdim.

Yarışmanın ödülü bir laptop ve 4 bin dolar. Laptop’u bağışladım ama para hesabıma yattı. Hayatta her şeyin bir anlamı ve nedeni olduğuna inanıyorum. Bir akış var ve hiçbir şey tesadüf değil. İçinden geldiği gibi davranırsan eninde sonunda mutlu olursun.”

HİSLERİMİZ KADERİMİZDİR

Çok enteresan ama Kurt, Coelho’nun romanı Elif’i okumamış. “Okuma zorunluluğum yoktu! Hem istediği şeyi anlamam için okumam gerekmiyordu. Zaten kitap da okumuyorum, disleksiya var. Kitap dinliyorum.” Yağlıboya, heykel, video ve fotoğrafın Raif Kurt için bir farkı yok. Hepsi hislerinin yansıması. His meselesine takık. Hatta hislerimizin kaderimiz olduğunu düşünüyor: “Ne hissediyorsan ona göre seçim yapıyorsun ve o hayatı yaşıyorsun” diyor. Galeri sanatçısı değil. Olmayı da düşünmüyor. Bir-iki sergi yapmış ama daha çok dijitale inanıyor:
“Sanat insan içindir ve herkes eşit derecede ulaşabilmelidir. Henüz kendime sanatçı diyemem. Fetusum daha. Sanat, hayat boyu kendini adamak demek. Ben de adadım. Para ya da ün peşinde değilim. Yaptığım şeye biri milyonlar verir ve evinin bodrumunda tutarsa içim acır. İnternete koyduğum videoları Zambia ve Mozambik’ten izleyenler bile var. Bundan mutluyum ama beş sene sonra ne olurum bilmiyorum. Şimdilik sanatımı kendimi yansıtabilmek ve insanlık için yapıyorum. Sanat yapmaya Los Angeles’a gidiyorum. Hangar devam ediyor ama orada da bir hayat kuruyorum artık.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!