Küçük’ten sıcak bir aşk romanı: Sarı Yaz

Güncelleme Tarihi:

Küçük’ten sıcak bir aşk romanı: Sarı Yaz
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2017 13:44

"Siyah Gelinlik", "Yabancı Ses", "Yoksul Ruh" ve "Öznesi Sen" kitaplarının yazarı Seda Küçük’ün yeni romanı “Sarı Yaz” raflardaki yerini aldı.

Haberin Devamı

Sarı Yaz; evliliği çatırdayan İrem’in, eşini kaybetmemek adına verdiği büyük mücadele, sonrasında baş başa kaldığı yalnızlığıyla hayata tutunma çabaları, gelen bir telefonla geçmişe çıktığı yolculuğu, ailesiyle ilgili gün yüzüne çıkan sırlarla savruluşunu ve bu süreçte hayatına giren yeni bir adamla yaşadıkları nefes nefese bir macerayı anlatıyor.

İNSANLARIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU
Beşinci kitabıyla okurlarının karşısına çıkan Yazar Seda Küçük “Sarı Yaz”la ilgili şunları söyledi:
“Son yıllarda toplumun psikolojisi bozuldu. Özellikle metropollerdeki insanlar; bırakın iyi yaşamayı sadece hayatta kalabilmek için büyük bir mücadele veriyor. Gün ağarmadan evlerinden çıkıp saatlerce trafikte kaldıktan sonra işlerine gidiyor, geç saatlere kadar çalışıp yine yollarda ömür törpüleyip evlerine dönüyorlar. Bu yoğun ve yorucu tempo; aile, arkadaş, komşuluk ilişkilerini de bitirme noktasına getiriyor. İnsanların enerjisi ve yaşama hevesi yok oluyor. Bu da başta İstanbul olmak üzere milyonların yaşadığı büyük şehirleri yaşayan ölüler mezarlığına dönüştürüyor.

Haberin Devamı

Sarı Yaz’da; aşk ve tutkuyla evlenen, işlerinde başarılı bir çiftin bir süre sonra metropol hayatıyla tıkanan evlilikleri, bu evliliği kurtarmaya çalışırken verilen mücadele ve sonrasında gelinen yol ayrımları var.

Küçük’ten sıcak bir aşk romanı: Sarı Yaz

İÇ İÇE GEÇMİŞ HAYATLAR

Ben, romanlarımda iç içe geçmiş hayatları örgülemeyi çok seviyorum. Hayatlarımıza giren herkesin bir görevi olduğuna inanıyorum. Kimileri bir dakika kimileri bir ömür bu yolculukta bize eşlik ediyor. Doğum ve ölüm arasında geçen bizim “ömür” dediğimiz bu yolculuk, görenler için fırsatlarla dolu... Yol boyunca işaretleri iyi takip edenler mutluluğa ulaşıyor, bu işaretleri çözemeyenler ise mutsuz oluyor. Bu yolculuk boyunca ne hep mutluluk var ne de hep hüzün. Yaşamlarımız da bizi hayatta tutan kalp ritmi gibi. Nasıl kalp ritmi düz olduğunda yaşam duruyorsa hayatlarımız da durağanlaştığında ilişkiler ölmeye mahkum oluyor. İlişkilerin yaşaması için; sevgi, saygı ve hoşgörünün yanında birlikte kaliteli zaman geçirmek de çok önemli...

Haberin Devamı

TABULAR İNSANLARI ÇEKİYOR
Son yıllarda özellikle yeni jenerasyon kitaplarda cinsellik çok fazla ön plana çıktı. Gelişmiş toplumlarda cinsellik eğitimin bir parçası. Bireyler belli bir yaşa geldiklerinde bu konuda donanımlı hale geliyorlar. Bizim gibi gelişmekte olan toplumlarda ise cinsellik söylemde ve görünüşte yok sayılıp, arka planda insanların yaşamlarını rehin alıyor. Bir tabu haline getirilen cinsellik, ilk etapta insanlara çekici gelebiliyor ama bir süre sonra dozu kaçırınca okuyucuyu uzaklaştırıyor. Ben, romanlarımda cinselliği, insanların gözüne sokmadan, dozunda kullanmaya çalışıyorum.”

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!