Efsane hayalet İstanbul’da

Güncelleme Tarihi:

Efsane hayalet İstanbul’da
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2015 01:13

Fransız yazar Gaston Leroux’nun tefrikası olarak ortaya çıktı. 1910’da romanı basıldı. Sahneye 1986’da Andrew Lloyd Weber uyarlamasıyla ulaştı. Aşk, ihtiras ve gizemi dramla harmanlayarak efsaneye dönüştü. ‘Operadaki Hayalet’ başlıyor. Kulise girdik, oyuncularla konuştuk.

Haberin Devamı

Operadaki Hayalet’ çok eski bir hikâye. Sinemaya uyarlandı, binlerce kez sahnelendi. Ama hâlâ ilk günkü gibi ilgi görüyor. Nedir sırrı?
BRAD LITTLE: Öncelikle karakterler muhteşem. Sahne atmosferi büyüleyici. Ve hikâye, karakterlerin kalbinden yola çıkarak ilerliyor.
ANTHONY DOWNING: Bir kadın için mücadele eden iki erkeği görüyoruz. Bu, çok evrensel bir şey. Hepimiz bunu yaşıyoruz. Seyirci de izlerken kendi seçimini yapmaya çalışıyor ve bu ikilem sizi içine çekiyor.

Efsane hayalet İstanbul’da


Hikâyeye kimi bir aşk hikâyesi, kimi sınıf farklılıklarını anlatan, siyasi derinliği olan bir metin olarak yaklaşıyor. Sizce?
EMILIE LYNN: İşin içinde politik göndermeler var. Ama ana temamız aşk. Ve aşkın sadece karşı cinse duyulan dışında farklı halleri...

Müzikalin en idmanlı oyuncusu hayalet karakteriymiş...
BRAD LITTLE: Aynen öyle 1996’dan beri belli aralıklarla 2500’e yakın hayaleti canlandırdım.

Haberin Devamı

Efsane hayalet İstanbul’da


Aynı karakteri canlandırmaktan sıkılmadınız mı?
B.L: Hepimizin işe gitmek istemediği, zorlandığı zamanlar vardır. Tabii benim de oluyor. Ama o müziği duyduğumda her şey değişiyor. Şarj oluyorum. Ve çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bu masalı her gece yaşıyorum.
Kendinizi kaptırdığınız ve operadaki hayalet gibi hissettiğiniz oluyor mu?
B.L: Bazı günler var ki herkes kendini gerçekten oradaki hayalet gibi hissediyor. Bu yüzden de bu müzikal bu kadar başarılı.

Efsane hayalet İstanbul’da

Brad Little (Phantom): Türkiye’ye özel bir şey var!
Hayaletin insani tarafını temsil ediyorum. Canavar yönünü, kostümler, makyaj ve müzik oluşturuyor. Evrensel bir aşk hikâyesi. Bu yüzden gittiğimiz ülkelere göre oyunda değişime gerek kalmıyor. Ama açılış sahnesinde Türkiye’ye özel bir şeyler var.

Haberin Devamı

Efsane hayalet İstanbul’da

Emilie Lynn (Christine): Hayallerim gerçek oldu
Operadaki Hayalet’ ben küçükken kasabamıza gelmişti. Babam ablamı götürmüştü. Bize de CD’sini getirmişti. Bütün şarkıları ezbere söylerdim. Hayallerim gerçek oldu. Şimdi Christine karakterini canlandırıyorum. Christine’in hayaletle ilişkisi fiziksel değil, hayranlık var. Raoul’la olan ilişkisi de farklı. Bu ikilem, izleyeni gerecek.

Efsane hayalet İstanbul’da


Anthony Downing (Raoul): Hem yakışıklı hem aristokrat
Raoul aristokrat, yakışıklı ve genç... İlk defa bir kızı elde etmek için çaba harcıyor. Karakterin hislerinin gerçek olduğunu hem Christine hem de izleyiciye aktarmak benim için önemliydi.

Haberin Devamı

Müzikalde 230 farklı kostüm giyiliyor. Oyuncular bir buçuk ay burada olacakları için her kostümün en az üç yedeği var. Bu da 690
kostüm ediyor.

PİNK FLOYD’DAN ÇALINTI MI?

Efsane hayalet İstanbul’da

‘The Phantom of The Opera’nın müziğinin çalıntı olduğu yönünde bir tartışma var. Müzikalin en bilinen şarkısı, Pink Floyd’un 1971 tarihli efsane şarkısı ‘Echoes’a şaşırtıcı derecede benziyor. Pink Floyd’un basçısı Roger Waters, ölçü ve notaların birebir aynı olduğu şarkının çalıntı olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Fakat Waters, operanın bestekârı Andrew Lloyd Webber’i dava etmedi. 1992’de Q Magazine’e verdiği söyleşide bunu “Hayat, kahrolası Andrew Lloyd Webber’i dava etmekle uğraşacak kadar uzun değil” sözleriyle açıklamıştı. Müzikaldeki diğer eser ‘The Music of the Night’ da Puccini’nin mirasçıları tarafından dava edilmiş, Webber ve mirasçılar açıklanmayan bir rakamda anlaşmışlardı.

Haberin Devamı

Müzikalde 230 farklı kostüm giyiliyor. Oyuncular bir buçuk ay burada olacakları için her kostümün en az üç yedeği var. Bu da 690 kostüm ediyor. Perde arkasında bir çok kişi kostümler için hummalı şekilde çalışıyor.

RAKAMLARLA HAYALET

Efsane hayalet İstanbul’da

Gösteri, 7 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde...

* 25 yılı geçen sürede 40 ülke, 110 şehirde, 65 bin performans sergilendi. 80 milyon kişiye ulaştı. 15’ten fazla dile çevrildi.
* Mart ayında Broadway’da 11 binden fazla sahnelenerek yakın rakibi ‘Chicago’ya fark attı.
* Albüm satışları dünya çapında 40 milyonı aştı. Tony ve Oliver Ödülleri de olmak üzere 50’den fazla tiyatro ve müzikal ödülünü kaptı.
* Gösteri de 130 kişilik bir ekip görev alıyor. Dekorun ağırlığı 160 tona yakın tutuyor.
* Perdeler için kullanılan kumaş 2 bin metreden fazla.
* 22 kez değişen sahnede toplam 281 mum, 250 kilo kuru buz, 10 sis makinası kullanılıyor.
* Gösterinin meşhur avizesinin ağırlığı 1 ton ve tamamı kristal. Üzerinde 6 bin de boncuk var.

BAKMADAN GEÇME!