Güncelleme Tarihi:
Aşkın simgesidir gül, aşk da gülün simgesi. Sevgilinin ta kendisini temsil eden gülün olmadığı bir şiir dünyası düşünülemeyeceği gibi, sanatın her dalında, pek çok farklı bağlamda ve yorumda da rastlanır güle. Gülün botanik özellikleri bir yana, var olduğu her alanı tanımlamak bile kapsamlı bir çalışmanın konusudur ki, daha evvel ‘Lale’ kitabını yazan sanat tarihçisi ve yazar Gül İrepoğlu, adından yola çıkarak bu zahmetli işe girişmiş. Gülün botanik özelliklerini anlatarak başladığı kitabında bu güçlü figürü, isimlendirilişinden rüyalardaki yansımasına, sanat tarihindeki gülden yazın ve müzik alanındaki temsillerine kadar her yönüyle inceliyor. Kitaptan ‘tadımlık’ birkaç bölümü sizin için seçtik...
Benzersiz kokusu peygamberin terinden
Genel olarak İslam’da ve tarikatlarda güle uygun görülen anlamlar, onu diğer çiçekler arasında ayrıcalıklı yere getirir. Hz. Muhammed’in “Kırmızı gül Allah’ın ihtişamının belirtisidir” dediği söylenir. Gül tasavvufta ilahi güzelliği simgelediği gibi, Allah’ın mahbubu Hz. Muhammed’i de temsil eder; gülün o benzersiz kokusunu Hz. Muhammed’in terinden aldığına inanılır, bu konuda yazılmış birçok şiir bulunur.
Çirkinliğini onunla saklardı
Napoléon’un güllere olan düşkünlüğüyle ve çekiciliğiyle tanınan sevgili eşi İmparatoriçe Josephine’in günün her saatinde ve her yerde elinde bir gül taşıdığı ve onu yüzüne götürüp koklayarak dişlerinin çirkinliğini örttüğü söylenir (...) Fransa-İngiltere savaşının en kızıştığı zamanlarında bile Josephine’in (Paris yakınlarındaki şatosu) Malmaison için yüksek miktarlarda yeni gül fidanları ısmarladığı, Napoléon’un İngiltere’ye güllerin parasını yolladığı, İngiliz donanmasınınsa bu güllerin Josephine’e ulaşması için deniz kuşatmasını geçici olarak kaldırdığı bilinmektedir!
Bin derde deva
Gül dertlere deva olmuştur Türk-İslam kültüründe. Yüzyıllardan beri gülden tedavi amaçlı yararlanılmış, tıp kitaplarında birçok güllü reçete ve öneri yer almıştır. Araştırmalarla bileşiminde 89 etken madde bulunduğu saptanan gülün tedavilerde kullanılan kısımları taç yaprakları (petal) ve bazen de düğmecik denen çiçek tablalarıdır. Tercih edilen gül cinsi Şam Gülü olarak bilinen, Isparta Gülü de denen katmerli gül Rosa damascena’dır. Gül suyunun iyi geldiği pek çok alan bulunduğu görülür.
Osmanlı’nın modern giyim tarzının parçası
Türkiye’de Batılı anlamda figürlü tuval resminin öncüsü olan Osman Hamdi Bey’in (1842-1910) eşi Naile Hanım’ı betimlediği bir boy portrede modelinin mavi kadife elbisesinin üzerinde bir bulut gibi duran beyaz tül yakanın bitimine takmış olduğu pembe güller, hem gülün gelenekselliğine gönderme yapar, hem de Osmanlı İmparatorluğu’nda benimsenmeye başlayan yeni giyim tarzının bir göstergesi gibidir.
Gül İrepoğlu Benim için özel anlamı var
İrepoğlu, adından yola çıkarak ‘Gül’ kitabını yazmaya karar verişini şöyle anlatıyor: “Gülün herkes için ortak ya da farklı anlamları var kuşkusuz. Dünyanın sevdiği çiçek o. Benim içinse özel bir anlamı olduğunu belirtmeye bilmem ki gerek var mı? İsmimi her zaman sevdim, bu özel çiçeği de öyle. Gül eski, çok eski bir çiçek, uygarlığın var olduğu zamanlardan beri insanların yaşamlarını süsleyen. Ama yaşlı değil, aksine hep yenilenen, gündemde olan, simgelerle bezenen bir çiçek... Binyıllardır pek çok kültürün insanı kendini ifade etmek için güle başvurmuş, ona tutunmuş, onu yorumlamış, güzelliğinin tadını çıkararak, dikenlerine de katlanarak.”
Gül İrepoğlu