Kendim giyinmekten bıktım başkalarını giydiriyorum
Güncelleme Tarihi:
Röportaj: Sinem VURAL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2007 00:00
Sibel Turnagöl, hayalini kurduğu modaevini İstanbul Nişantaşı’nda açtı. Ünlü oyuncu, bir aydır hizmet veren modaevinde sosyeteyi giydirmeye başladı.
Beş yıla yakın bir süredir modaevi açmayı düşünüyordum ama bu isteğimi hayata geçirmek zor oldu. Çünkü dizi ve tiyatro çalışmalarımdan dolayı modaevine zaman ayıramıyordum. Geçen yaz arkadaşım Arzu ile birlikte modaevi açmaya karar verdik ama araya yine bir TV programı girince kendi kendime "Ya kararını uygula ya da vazgeç" dedim. Zaten her şey de bu sözle başladı.
Moda tasarımı konusunda Çolpan İlhan’ın yanında belli bir deneyim elde etmiştiniz değil mi?
Evet, tiyatro projelerimizde tasarladığım kıyafetler oldu. Kendi fikirlerimi uyguluyor, provaları kendime göre alıyordum. Yaptığım kıyafetlerin beğenildiğini görünce bu yeteneğimi daha profesyonel bir konuma taşımam gerektiğine karar verdim.
n Modaevinizde bir aydır hizmet veriyorsunuz ancak anladığım kadarıyla burayı açmanız biraz sıkıntılı olmuş...
Yeri tutmak, malzeme almak sorun değildi. Asıl önemli olan ekip kurmaktı. Okyanusa tek başına girip yüzmeye çalışacaktım. Her şeyi hazırlamıştım ama ekip kurmam bayağı zaman aldı. Bir arkadaşım Hatice Çetin’i önerdi. Daha sonra aramıza genç isimler katıldı. Şimdi çok şeker bir ekibimiz var.
n Hatice Hanım’ın önemli isimlerin yanında çalıştığını öğrendim...
Evet, Yıldırım Mayruk ve Vural Gökçaylı’nın yanında çalışma fırsatı buldu. Onun hikáyesi çok ilginçtir. 35 yaşında ortaokul ve lise diplomasını almış daha sonra da Yeditepe Üniversitesi’ni girmiş ve şimdi orada hocalık yapıyor.
n Yeni işinizde daha mı çok yoruluyorsunuz?
Burası benim bütün zamanımı alıyor ama çok mutluyum. Artık hayatım tamamen bu işe endeksli. Atölyeye sabah 09.00’da gelip gece 22.00 gibi çıkıyorum. Sıkılmıyorum, yorulmuyorum, çünkü yaptığım işten büyük zevk alıyorum.
n Peki, Sibel Turnagöl’ün modadaki çizgisi nedir?
Önemli olan elbiseyi giyecek olan kişinin beğenilerine hitap etmek ama öyle bir şey oluyor ki, kendi çizginizin dışına çıkabiliyorsunuz. Ama sağ olsunlar bana gelenler zevkime güveniyorlar. Benim için de giydirdiğim kişileri güzel göstermek önemli. Bizim kadınlarımızın örtmesi ya da açması gereken yerler var. Onları bilmek çok önemli. Dekolte belirli ölçüde olmalı, abartılırsa teşhire giriyor. Kişiye yakışacak modellerde ve renklerde tasarımlar hazırlıyoruz. Tasarımlarımda yemeniler, kadifeler, pazenler, pul işlemeler ön planda. Kendim giyinmekten bıktım şimdi başkalarını giydiriyorum (Gülüyor).
Cemiyetten müşterilerim var
n Ünlü müşteriniz var mı?
Henüz herkesin bildiği birilerini giydirmedim. Ama cemiyetten bayağı müşterim var.
n Oyunculuk çalışmalarınız olacak mı?
Hazırlık aşamasında olan bir dizi var. "Keyf-i Sibel" programı pazar günleri Star TV’de devam edecek. Yeni bir tiyatro oyununda da rol almak istiyorum. Kerem’in (Alışık) haberi yok henüz bu fikrimden. Şu sıralar modaevimizin eylül ayındaki açılış defilesine hazırlanıyoruz.
Moda tasarımı konusunda Çolpan İlhan’ın yanında belli bir deneyim elde etmiştiniz değil mi?
Evet, tiyatro projelerimizde tasarladığım kıyafetler oldu. Kendi fikirlerimi uyguluyor, provaları kendime göre alıyordum. Yaptığım kıyafetlerin beğenildiğini görünce bu yeteneğimi daha profesyonel bir konuma taşımam gerektiğine karar verdim.
n Modaevinizde bir aydır hizmet veriyorsunuz ancak anladığım kadarıyla burayı açmanız biraz sıkıntılı olmuş...
Yeri tutmak, malzeme almak sorun değildi. Asıl önemli olan ekip kurmaktı. Okyanusa tek başına girip yüzmeye çalışacaktım. Her şeyi hazırlamıştım ama ekip kurmam bayağı zaman aldı. Bir arkadaşım Hatice Çetin’i önerdi. Daha sonra aramıza genç isimler katıldı. Şimdi çok şeker bir ekibimiz var.
n Hatice Hanım’ın önemli isimlerin yanında çalıştığını öğrendim...
Evet, Yıldırım Mayruk ve Vural Gökçaylı’nın yanında çalışma fırsatı buldu. Onun hikáyesi çok ilginçtir. 35 yaşında ortaokul ve lise diplomasını almış daha sonra da Yeditepe Üniversitesi’ni girmiş ve şimdi orada hocalık yapıyor.
n Yeni işinizde daha mı çok yoruluyorsunuz?
Burası benim bütün zamanımı alıyor ama çok mutluyum. Artık hayatım tamamen bu işe endeksli. Atölyeye sabah 09.00’da gelip gece 22.00 gibi çıkıyorum. Sıkılmıyorum, yorulmuyorum, çünkü yaptığım işten büyük zevk alıyorum.
n Peki, Sibel Turnagöl’ün modadaki çizgisi nedir?
Önemli olan elbiseyi giyecek olan kişinin beğenilerine hitap etmek ama öyle bir şey oluyor ki, kendi çizginizin dışına çıkabiliyorsunuz. Ama sağ olsunlar bana gelenler zevkime güveniyorlar. Benim için de giydirdiğim kişileri güzel göstermek önemli. Bizim kadınlarımızın örtmesi ya da açması gereken yerler var. Onları bilmek çok önemli. Dekolte belirli ölçüde olmalı, abartılırsa teşhire giriyor. Kişiye yakışacak modellerde ve renklerde tasarımlar hazırlıyoruz. Tasarımlarımda yemeniler, kadifeler, pazenler, pul işlemeler ön planda. Kendim giyinmekten bıktım şimdi başkalarını giydiriyorum (Gülüyor).
Cemiyetten müşterilerim var
n Ünlü müşteriniz var mı?
Henüz herkesin bildiği birilerini giydirmedim. Ama cemiyetten bayağı müşterim var.
n Oyunculuk çalışmalarınız olacak mı?
Hazırlık aşamasında olan bir dizi var. "Keyf-i Sibel" programı pazar günleri Star TV’de devam edecek. Yeni bir tiyatro oyununda da rol almak istiyorum. Kerem’in (Alışık) haberi yok henüz bu fikrimden. Şu sıralar modaevimizin eylül ayındaki açılış defilesine hazırlanıyoruz.