Kendi pistimizi tanımıyorum ama Katalunya’yı ezberledim

Güncelleme Tarihi:

Kendi pistimizi tanımıyorum ama Katalunya’yı ezberledim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2007 00:00

Geçtiğimiz hafta yaklaşık 15 yıldan bu yana bir çok motosporları aktivitesinin yanı sıra Formula 1’e de ev sahipliği yapan İspanya’nın dünyaca ünlü Katalunya Pisti’ndeydim. Belirtmem de fayda var, seyirci değil ’pilot’tum. (Yanlış anlaşılmasın yarış pilotu)

Bu ünlü piste Türk otomotiv basını olarak sebebi ziyaretimiz, Audi’nin en güçlü modellerini test etmekti. Güçten kastım 420 beygirlik R8, 450 beygirlik S8 ve 354 beygirlik S5’i deneyecektik. Sabah 9’da başlayıp 5’e kadar süren, zor ama bir o kadar da keyifli bir gündü bizim için. Bir kaç ufak test sürüşünün dışında henüz kendi pistimiz olan İstanbul Park’ı tanımazken, Katalunya pistinin neredeyse her noktasını, her virajını ezberlediğimi söyleyebilirim. Bir mesaj gibi oldu ama yalan değil.

Sabah 09.00’dan 12.00’a kadar ’Audi Sporstscar Experience’ ekibi tarafından sıkı bir sürüş ve pist eğitiminin ardından, 5 kilometreye yakın uzunluktaki Katalunya pistinde 200 kilometreyi aşan bir sürüş deneyimi yaşadık. Sabah saatlerinde başlayan eğitim sırasında Audi ekibi pisti ve bizi üç gruba ayırarak, üç model için bize ayrı eğitimler verdi. İlk başta sıkıcı gibi gelen bu eğitimlerin ardından, pist tamamen açılıp gerçek sürüş başlayınca, eğitimlerin değerini anladık. Meğer biz sabahki eğitimler sırasında pistin her noktasını bilmeden de olsa ezberlemişiz.

ASSOLİST ALTI UVERTÜR

Öyle eğitimi verenleri de yabana atmamak lazım. Üç eğitmenimizin 3’ü de eski şampiyonlardanmış. Yani söylediklerini dinlemezseniz bir anda kendinizi pist dışında bulabiliyorsunuz. Pistteki en güçlü otomobil markanın amiral gemisi olarak nitelendirilen A8 modelinin 450 beygirlik V10 motorla donatılmış versiyonu olan S8 olsa da bizim yıldızımız
/images/100/0x0/55ea8422f018fbb8f8851308
R8’di. S8 ve S5 oldukça güçlü ve etkili araçlardı ama bizim biran önce sıra R8’e gelsin deyişimizin sebebi, bu araçla ilk defa buluşuyor olmamızdı. S8’i ve S5’i daha önceden kullandığım için onlar biraz assolist’in altındaki uvertür durumunda kaldılarsa da pistin hakkını verdiklerini de söylemem lazım.

Eğitimler bittikten sonra, bize pistin tamamen açıldığını söylediklerinde, ’Tamamdır büyük kapışma başlıyor’ diye düşündüm. Çünkü Katalunya pistinin start-finish düzlüğünde F1 araçları 300’ün üzerinde bir hıza ulaşıyor. Biz de altımızdaki güçlü araçlarla böyle bir hız yapabileceğimizi düşündük. Bir de Audi ekibi bize balaklava (kask altına takılan ince ve yanmaz kumaştan yapılan bir nevi maske) ve kask verince kalp atışlarımız hızlandı. Ama biz serbest olarak tüm pistin tozunu attıracağımızı düşünürken, yine üç ayrı ekibe ayrılıp eğitimde olduğu gibi üç modeli tüm pistte kullanacağımız söylendi. Hem de önümüzde eğitmenler gözetiminde.

KÜÇÜKÇAPLI YÜRÜYÜŞ

Bir çok arkadaşım, ’Renault Formula 1 aracını bile serbest olarak pistte kullandırdı. Böyle şey olur mu’ sloganlarıyla küçük çaplı bir yürüyüşe geçsede, Audi ekibi bu protestoyu kolayca geri püskürttü.

Ve kasklarımızı takıp araçlara bindiğimizde, Katalunya keyfimiz başladı. Her bir araçla pistte 5 tur attıktan sonra değişip diğer modellere geçiyorduk. Tabi bazılarımızın yanında kimse olmadığı için otomatik olarak her bir araçla 10 tur attığını da söylemem lazım. Sonuçta eğitimle birlikte hepimiz pistte ortalama 200 kilometre mesafe katettik. Ama hızımız öyle 300’ü bulamadı. Çünkü start-finish düzlüğünün ortasında öncü araç yavaşlıyor, buna müsade etmiyordu. İyi ki de etmiyordu, çünkü bazı arkadaşlar öncü araca rağmen pist dışına çıkmayı başardı. Bir de olmasaydı ne olurdu tahmin bile edemiyorum.

Çok yüksek hızlara çıkamamamıza rağmen pistte 12 aracın yarattığı senkronize sürüş görülmeye değerdi. Aramızda en az 20’şer metrelik mesafe bırakarak, virajlara büyük bir ustalıkla arka arkaya girmemiz oldukça hoş bir görüntü yaratırken, bazı arkadaşlar (biri ben) en arkada mesafeyi biraz açarak daha yüksek hızlara da ulaştı. Ama arkadaki araç mesafeyi açınca öndeki eğitmen beklemek için hızını yavaşlatınca, haliyle ortadaki araçların keyfi biraz kaçıyordu.

Yaklaşık 7-8 saatlik bu testin ardından ’Audi Sporstscar Experience’ ekibi her birimize birer sertifika verdi. Bu sertifikaları almamız ise adeta bir ödül töreni havasında gerçekleşti. Ben sertifikaların verilmesi için isimler anons edilirken, herkese bir kategori bile yarattım. ’40 yaş üstü şampiyonu’, ’Genel Müdür şampiyonu’, ’Bayanlar Şampiyonu’, ’Gönüllerin Şampiyonu’, ’Aylık ve haftalık dergilerin şampiyonu’, ’Tuning şampiyonu’, ’PR Şampiyonu’ ve ’Pistten çıkma şampiyonu’ gibi kategoriler. Merak edenlere ben tabiki ’Gönüllerin Şampiyonu’ydum.

En hızlısı R8 en güçlüsü S8

Araçların performanslarından ve özelliklerinden bahsetmem gerekirse, Ağustos ayından itibaren Doğuş Otomotiv tarafından Türkiye’de satışa sunulan ama hiç kalmayan R8, uzay teknolojili alüminyum gövde teknolojisiyle üretildiği için mümkün olan minimum ağırlığa ve maksimum rijiditeye sahip. Kabin içinde yer alan 2 koltuğun arkasında yer alan ve uzunlamasına biçimde yerleştirilmiş V8 FSI motor ise R8’in en önemli yanlarından birini oluşturuyor. Audi RS4 model ailesinde de kullanılan 4.2 litre hacimli ve aracın ortasına konumlandırılmış motor, 7800 devirde 420 beygir güç, 4500 ile 6000 devir arasında ise 430 Nm tork üretiyor. 1558 kilogramlık boş ağırlığa sahip R8, biz ulaşamasak da 301 kilometre son hıza ulaşabiliyor. 0-100 kilometre hızlanmasını 4.6 saniyede tamamlayan R8’de 6 ileri manuel şanzıman standart olarak sunulurken, ’R tronic’ adı verilen yeni nesil sıralı otamatik şanzıman seçeneği de bulunuyor. Belirtmeden edemeyeceğim R8’deki fren akıllara ziyan.

Ekim ayından Türkiye’de satışa sunulacak S5 ise A5 model ailesinin şimdilik en sportif versiyonu olurken pistin ise en mütevazi aracıydı. S5’in kaputu altında S4’te de kullanılan 4.2 litrelik V8 FSI motorun geliştirilmiş versiyonu yer alıyor. 354 beygir güç ve 440 Nm tork üreten performanslı motor, S5’in 0-100 kilometre hızlanmasını 5.1 sayinede tamamlamasını sağlıyor.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de satışa sunulan Audi S8 ise Lamborghini kökenli fakat Audi mühendisleri tarafından geliştirilen V10 motoruyla sıra dışı bir araç. Bu boyutta bir aracın böyle hızlı olabileceği kimsenin aklına gelmezdi. Lamborghini Gallardo için 500 beygir güç ve 510 Nm tork üreten motorun performans çıkışları, S8’in kaputu altında daha etkileyici bir tork değeri elde etmek amacıyla yeniden düzenlenmiş. 7000 devirde 450 beygir güç üretecek biçimde elden geçirilen motorun maksimum torkuysa 3500 devirde 540 Nm tork üretecek biçimde modifiye edilmiş. Bu aşamada maksimum torkun yüzde 90’ının 2300 devir gibi alt devirlerde üretilebilmesine özen gösterilmiş. 1940 kilogramlık ağırlığına rağmen S8, 0’dan 100 kilometreye 5.1 saniyede ulaşıyor. S8, elektronik olarak sınırlandırıldığı için maksimum 250 kilometrelik son hıza ulaşabiliyor.

Ecclestone fiyat indirirse İstanbul’a gelecek

’Audi Sporstscar Experience’ Audi’nin uluslararası basın, bayi, müşteri ve çalışanları için en güçlü modellerini daha iyi tanıtmak için yaptığı bir organizasyon. Katalunya’nın dışında bu organizasyon Silverstone gibi bir çok pistte daha yapılıyor. Bu tip organizasyonlara katılım daha çok yurtdışından oluyor. Yani biz nasıl Türkiye’den 25 kişilik bir ekip olarak İspanya’ya gittiysek, dünyanın her yerinden bu tip ekipler belirli dönemlerde bu organizasyonlara katılıyor.

Audi Türkiye ekibi, bu organizasyonun bir ayağını İstanbul Park’ta yapmak istiyor. Bu konuda görüşmeler sürüyormuş. Audi Genel Merkezi onaylamış ama iş Bernie Ecclestone’nin işlettiği İstanbul Park’la anlaşmaya kalmış. Açıkçası, İstanbul Park’ta fiyatta anlaşmaya çalışıyorlarmış. Şöyle söyleyeyim, yurtdışında Katalunya ve Silverstone gibi pistlerin haftasonu kirası 12 bin ila 18 bin Euro arasında. İstanbul Park’ın ise 70 bin Euro’ymuş. Tabi fiyat böyle olunca, Audi Türkiye ekibi pazarlığa oturmuş. Ne olur bilmiyorum ama böyle bir organizasyon Türkiye adına da önemli. Çünkü bu organizasyon için Audi, yıl boyunca yurtdışından bir çok ekibi İstanbul’a yönlendirecek. Bekleyip göreceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!