KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN Ferzan’ın türbülansına giriyoruz

Güncelleme Tarihi:

KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN Ferzan’ın türbülansına giriyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2013 00:00

Bir kadın ve iki erkek... Genç kız Elena, kendisini iki farklı şekilde seven Antonio ve Fabio adlı delikanlıların arasında bölünüyor. Ve bir gün, yaşanan sarsıcı bir gelişmeyle türbülansa kapılıyorlar. Kahramanlarımızın hayatında rüzgar tersine döner, türbülanstan çıkabilirler mi bilinmez. Ancak hikâyeyi beyaz perdeye taşımak için kolları sıvayan Ferzan Özpetek, kelimenin tam anlamıyla izleyenleri duyguların zirvesine çıkaracağa benziyor. Zaten filmin adı da ‘Allaciate Le Cinture’ yani ‘Kemerlerinizi Bağlayın’

Haberin Devamı

Sinema kariyerinde 30 yıl geride kaldı ve şimdi 10’uncu filminin çekimlerine başlıyorsun...

- İlk filmimi yaptığımda aslında hiçbir zaman 10’uncu filmime varacağımı düşünemiyordum. Daha önce ‘Karşı Pencere’, ‘Harem Suare’ ve ‘Cahil Periler’ filmlerimde beraber çalıştığım Gianni Romoli’yle beraber kaleme aldık senaryoyu. Aslında bu dönemde Türkiye’de film yapma projem vardı ve ilerliyordu ama olmadı. Bu konuyu tamamen Türkiye’ye de adapte edebilirdim. Ancak bazı şeylerde çok zorlanacaktım. Buradaki şirket, İtalya’da yapmamı istedi. Bu sefer de başroldeki aktörlerden birinin Türk olmasını istedim. Türk oyunculara bakındım. Ancak o role gidebilecek oyuncuların çoğu hep dizi çekiminde. Dizilerin çekimleri çok uzun sürüyor ve ancak iki aylık bir yaz döneminde zamanları kalıyor.

Hiçbir yönetmen, beyaz perdede görücüye çıkmadan filminin hikayesinin bütününün ortaya dökülmesini istemez ama belki bize birazını anlatabilirsin yeni filminin...

- 2000-2013 arasında geçiyor. Genç bir kız ve genç bir erkeğin karşılaşmalarını, ve bu çok zıt insanların aralarında doğan kuvvetli aşkı konu alıyor. Bu aşk hikayesi sürerken araya çok kuvvetli bir türbülans giriyor. O yüzden zaten ismi ‘Allaciate Le Cinture’ yani ‘Kemerlerinizi Bağlayınız’. Ana karakterin çevresinde dönen kişiler var. Annesi, teyzesi, başka bir erkek arkadaşı, bir doktor...

Haberin Devamı

BEN HAYATI ANLATIYORUM

/images/100/0x0/55eac651f018fbb8f895e2f3

Sinema tarihinde kadın-erkek ilişkisi çok konu edildi. Ferzan Özpetek bize nasıl bir farklılık ya da yenilikle gelecek?

- Aşkın tanıtımında duygular çok önemli. Mesela iki kişi uzun yıllar beraber oluyor. Her gün her dakika beraber olduğun, günde üç defa yatmak istediğin insanla, sonra haftada bir, sonra o ayda bir, bazen de üç ayda bire iniyor. İki kişinin birbirini sevmesinde yorgunluk oluyor. Fiziksel bir yorgunluk ama bu yorgunluğu aşan bir şey de çıkıyor ortaya: Duygular. Ama bundan fazlasını, filmin getirdiği farklılığı anlatırsam konusu çıkar ortaya.

Filmin izleyenler üzerinde nasıl bir etki yaratacağını düşünüyorsun?

- Sezen Aksu’nun söylediği güzel bir şey var: “Sen hep hayatı anlatıyorsun.” Hayatın içinde bizim hep güldüğümüz, ağladığımız olaylar var. Hatta güleceğimiz şeylere ağlıyor, ağlayacağımız şeylere de gülüyoruz bazen. Bu filmin bazı yerleri ‘Karşı Pencere’yi, bazı yerleriyse ‘Bir Ömür Yetmez’i hatırlatıyor. Gülümseyeceğin, bol bol da ağlayacağın bir film.

Film, gerçek bir hikâyeden mi?

- Evet. Karı-koca arkadaşlarımdan esinlendim. Bir akşam yemeğindeyken kız bana kocasından, hayatlarının nasıl olduğundan falan bahsetti. Adamın da eşine karşı olan duyguları çok hoştu. Bu ikisinin ilişkisinden bir şey çıkartırım dedim. Hoşuma giden neydi biliyor musun? Bu hikayenin içinde her şey var. Evet, hayatı anlatıyorum ben. Her şey çok güzel giderken birden bire hayatın alt üst olabiliyor, bunu görüyorsunuz.

Özpetek filmleri seven birçok kişi, Roma sokaklarını ve yaşam tarzını senin filmlerinden öğrendi. Ancak tarihi kent bu sefer Özpetek’in kadrajına giremeyecek. Neden?

- Roma’da film çekmek çok zor hale geldi. Yıllardır sinemayı yüzeysel, işe yaramayan bir şey olarak gören bir İtalyan politikasının getirdiği bir şey bu.

Peki neden Lecce?

- Lecce’de insanlar o kadar tatlı, o kadar vericiler ki… Orada çok mutlu oldum. Zaten fahri vatandaşıyım. Oraya giderken İstanbul’a gider gibiyim, bir sürü insanla akraba gibi ilişkim var. Bana, film çekilmesine izin verilmeyen mekânları bile açıyorlar. ‘Serseri Mayınlar’da (Mine Vaganti) iki kardeşin kavga ettiği sütunlu bir meydan (Piazzetta Carducci) vardı. Gazetelerden okuduğuma göre, Lecceliler orayı şifahen ‘Ferzan Özpetek Meydanı’ diye anmaya başlamış. E hoş bir şey bu. Gerard Depardieu de oraya yakın otururmuş. Oranın ışıklarını da değiştirdim sonra herkes hayran kaldı.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’DE DVD’LERİM ÇOK SATIYOR

Çekimler ne kadar sürecek?

- 13 yılı anlatan hikayede karakterler değiştiklerini görüyorlar. Bu yüzden oyunculardaki fiziksel değişimlerin gerçekleşmesi için dört haftalık çalışmanın ardından çekimlere bir ay ara vereceğim. Kimisi şişmanlayacak, kimisi zayıflayacak. Öte yandan, ilk defa dijital çekeceğim. Görüntü yönetmeni Gianflippo Corticelli çok başarılıdır, yine onunla birlikte çalışıyoruz. Nuri Bilge Ceylan’ın da bana bu konuda çok tavsiyeleri oldu.

Filmin kastı hakkında biraz bilgi verebilir misin?

- Başroldeki kadının 2013’teki halini Polonya asıllı Kasia Smutniak canlandıracak. Filippo Scicchitano ve Francesco Arca da iki başrol erkeği. Bunlar çok tanınmış kişiler değil. Hatta Arca’nın ilk filmi. Dağıtım şirketi, başrolde bilinen bazı isimlerin olması gerektiğini söyledi ama ben, “Böyle olursa yeni kişiler çıkartamayacağız ortaya” dedim. Bana bana hak vererek, güvendiklerini söylediler. İtalyan sinemasında çok oyuncu çıkarttım ortaya. Benim filmlerimde birisi oynadığı zaman hemen ardından kontrat yapıyorlar. Hoşuma gidiyor bu.

İtalya’da filmlerin çok seviliyor ve izlenme oranları milyonla ifade ediliyor. Türkiye’de aynı tonda gitmemesinin nedeni ne sence?

- Filmlerimin İtalyanca olması büyük problem. Hatta Cem Yılmaz ile yaptığımız filmin Türkçesi de çıktı ama dublaj olayını sevmiyorlar Türkiye’de. Alışkın değiller. Bunun çok etkisi var. ‘Karşı Pencere’ çok iyi gitti mesela. ‘Harem Suare’ ondan da iyi gitti. ‘Harem’ de öyle. Yani Türk öğesinin ve Türkçenin çok önemi var. O yüzden de çok az bir kitleye gidiyorum ama sonradan benim DVD’lerim Türkiye’de çok satıyor. İtalya’daki gibi milyonlara varmasa da Türkiye’de de filmlerimi takip eden bir kitle var.

Haberin Devamı

“Hikâyede karı-koca arkadaşlarımdan esinlendim. İçinde her şey var. Birden bire hayatın alt üst olabiliyor, bunu görüyorsunuz”

Skyfall’un İstanbul’u iyi anlattığını düşünmüyorum

/images/100/0x0/55eac651f018fbb8f895e2f5
  

İstanbul ve Türkiye, dünya sineması için cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Son olarak James Bond serisinden ‘Skyfall’, ‘Taken 2’ ve ‘The International’ gibi filmler çekildi. Senin için de bir set olabilir mi orası?

- Öncelikle bu üç filmin de İstanbul’u çok iyi anlattığını düşünmüyorum. Burada benim üzerimde, “bize İstanbul’u anlat” diye büyük bir baskı var. Bunu yapmayı çok istiyorum ama biraz korkuyorum açıkçası. Yani bir sorumluluk bu. ‘Hamam’ filminde anlattım ama o değişik bir şeydi. Esasen kafamda var bir şey. Bundan sonraki filmim yüzde 99 Türk filmi olacak. Tamamen mi Türk yoksa ortak yapım mı olacak onu bilmiyorum ama Türkçe olacak.

Önceki filmlerinde Türkiye’den öğeler kullanmaya özen gösterdin. Ya bir Sezen Aksu şarkısı ya da Cem Yılmaz, Serra Yılmaz gibi Türk oyuncular… Yeni filminde var mı böyle bir şey?

- Filmlerimin müziklerini Sezen Aksu yapsın hep isterim. Onun yeri çok özel ve ayrı. Ancak bu filmimde yine ‘Karşı Pencere’nin müziklerini yapan Andrea Guerra ile çalışıyorum ama belli olmaz Sezen’le mutlaka yine bir yerden bir şey çıkarırız.

Film ne zaman gösterime girecek? Türkçe ismini belirleyebildin mi?

- İtalya’da 14 Şubat 2014 gibi çıkmasını planlıyoruz. Ama Türkiye’deki ismine henüz karar vermedik. İtalyancasından çevirdiğiniz zaman ‘Kemerlerinizi Bağlayın’ oluyor.35 yılı aşkın süredir İtalya’da yaşamını sürdüren yönetmen Özpetek, 10’uncu filmi için en çok başarı elde eden filmlerinden ‘Serseri Mayınlar’ı çektiği, şirin kent Lecce’yi mesken edinmiş yine. 13 Mayıs’ta kamera arkasına geçecek olan Özpetek, bir Türk oyuncuya da başrol vermek istemiş. Ancak kimi aklına getirdiyse, Türkiye’de bir dizi projesinin içinde bulmuş onu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!