Karadeniz’den BLUES

Güncelleme Tarihi:

Karadeniz’den BLUES
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 1997 00:00

Haberin Devamı

Onu tanımıyorsunuz...

Belki adını ilk kez duyacaksınız. Ama müziğini dinledikten sonra onu merak edeceksiniz...

Adı Birol Topaloğlu...

Karadenzli. Hiçbir müzik eğitimi almadı. Ama bir albüm yaptı ki, birçok profesyonele bedel. ‘‘Lazari Birabape’’ adını taşıyan bu albümde Karadeniz'in müziğinin de en az doğası kadar gizemli ve etkileyeci olduğunu farkedeceksiniz.

‘‘Lazca New Age’’ten söz edebileceğimiz ve Marsilya'da gerçekleşen Etnik Müzik fuarında büyük ilgi gören ‘‘Lazari Birabape’’ nin yaratıcısı Birol Topaloğlu ilginç projesini Lale Barçın İmer'e anlattı.

İlginç albümü ‘‘Lazari Birabape’’ ile Fransa'da gerçekleştirilen Dünya Müzik Fuarı'nda büyük ilgi gören Birol Topaloğlu ulusal müziğiyle uluslararası olmayı hak etmiş bir müzisyen...

İTİRAF etmeliyim, bugüne dek Laz müziği beni hiç etkilemedi. Ama galiba bu benim suçum değildi. Suç biraz da Lazlar'ındı... En az doğaları kadar zengin, kültürleri kadar renkli bir müziğe sahiptiler ve bizleri ondan mahrum etmişlerdi yıllar boyunca... Laz müziğinin tekdüzeliği konusundaki düşüncem Birol Topaloğlu'nu tanıdıktan sonra tamamen değişti. Çünkü o toprak altına kalmaya mahkum gibi görünen bu zengin tınıları yeryüzüne çıkardı ve bizlere armağan etti. Bunu yaparken önemli bir hatırlatma da yaptı Topaloğlu... Tulum'un, dünyadaki bilindiği adıyla gayda'nın sadece İskoçlar'a ait olmadığını, Anadolu'nun da önemli bir enstrümanı olduğunu.

Önce müziğini dinlemiştik Birol Topaloğlu'nun, ilginç bir dildi Lazca... Bu ilginç müziğin özünden toprağından çok yararlanmıştı sanatçı... Çok ‘‘dünyalı’’, evrensel müzik bakışı açısından da değer taşıyan bu müzikler bize aitti. Bu şarkılar, Türkiye'nin ilginç ve karizmatik mozaiğinin bir parçasıydı. O dünyaca ünlü Bulgar ve Balkan korolarını anımsatan vokaller ‘‘gerçek Karadenizli köylü kızlarının’’ vokalleriydi. Ve Birol Topaloğlu kimliğini bulmuş, zengin bir kültürle kavrulmuş, sade ve naif bir müzisyendi. Birçok sanatçının yıllarca ulaşamadığı bir vizyona sahipti. O ne istediğini iyi biliyordu ve bunun için çalışmıştı.

HAZIRLIK YILLAR SÜRDÜ

1992 yılında karar vermiş Birol Topaloğlu böyle bir albüm hazırlamaya... Müzik onun hayatını hep etkilemiş. Mühendislik eğitimi almış olması, hatta bu mesleği yıllarca sürdürmüş olması bile, bu gerçeği değiştirmemiş. Akademik müzik eğitimi almamış olmasına rağmen, çocuk yaştan beri notalarla içiçe olmuş, gizli notalarla... Ailesinin, özellikle de anne tarafının sanata çok yatkın olduğunu söylüyor Topaloğlu. Annesin mırıldandığı türkülerden, dayısının şiir tutkusundan, kısacası doğup büyüdüğü toprakların kültüründen çok beslendiğini vurguluyor:

KÖYDE KAYDEDİLDİ

‘‘Yıllarca böyle bir çalışma gerçekleştirmek isteğiyle yanıp tutuştum. Laz kültürünün en önemli parçası olan müzik, bence bugüne dek lâyık olduğu şekilde tanıtılmamıştı. Laz kültürü son derece rencide edici bulduğum Temel fıkraları ve kemençe eşliğinde horon havalarıyla tanıtılmıştı. Oysa bu kültürün bir ezgi ve melodi zenginliği vardı. Bu ıskanlanmıştı. Bu yüzden bu yörenin bu ilginç mozaiğini tanıtmak benim en büyük amacım haline gelmişti.’’

Uzun yıllar süren hazırlıkların ve çalışmanın ürünü olan albümün bu denli ilgi uyandırmasını yapılan işin samimiyetine bağlayan Topaloğlu, ‘‘Biz amatör ya da profesyonel müzisyen diye bir ayrım yapmadık. Kim neyi iyi çalabildiyse, kim neyi iyi söyleyebilse ona yer verdik. Vokal kayıtların çoğunu bizzat gidip köyde kaydettik...’’ diyor.

Doğup büyüdüğü Rize'nin Pazar ilçesinin Apso Köyü'nün halkının kendisine çok destek olduğunu söyleyen sanatçı, kaynak olarak annesinin yıllar önce kaydettiği türkülerden yararlandığını belirtiyor... Aile bağlarının çok güçlü olduğunu vurgulayan Birol Topaloğlu albümde annesinin seslendirdiği bir ağıta da yer vermiş. Her türkünün bir hikayesi olduğunu hatırlatan sanatçı, ‘‘Nana Bgara’’ (Ana Ağıdı) adını taşıyan bu ezgide 25 yıl için esrarengiz bir biçimde kaybolan erkek kardeşinin hikayesi olduğunu söylüyor.

Lazlar'ın çok neşeli, ama aynı zamanda çok da hüzünlü bir yapıya sahip olduğunu söyleyen sanatçı, ‘‘Karadeniz insanı neşeyi ve hüznü birarada yaşar. Bir bakarsınız ağlar, ama gözlerden yaşlar süzülürken bir de bakarsınız ki gülümser size o insan. Bizim müziğimiz de öyle’’ diyor.

DUYGU EVRENSELDİR

Birol Topaloğlu hedefine ulaşmış olmanın sevincini de gizlemiyor. Ve yapmak istediklerini kendisine destek veren Boğaziçi Folklor Grubu, Erkan Oğur, Grup Yorum ve Murat Köseoğlu gibi birçok önemli müzisyen sayesinde daha da kolay gerçekleştirdiğini vurguluyor. Karma bir kültürün egemen olduğu Karadeniz'in müziğinden çok etkilendiğini söylüyor Topaloğlu... Fransızların Dünya Etnik Fuarında müziğinden etkilenmelerini ise şöyle yorumluyor; ‘‘Laz müziği, yapısında Rumlar, Bizans ve Kafkas halklarından yararlandığı için ilgi görüyor. Ve ne mutlu bana ki toprak altında kalmaya mahkum görünen bu müziği dünyaya açabiliyorum...’’

Müzik evrensel midir? sorusuna ise Birol Topaloğlu'nun yanıtı kısa ve öz...: ‘‘Müzik değil, duygu denen şey evrenseldir. Eğer sen içindeki sesi dinleyip dışarı yansıtabiliyorsan evrenselsin...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!