Kahraman dedem

Güncelleme Tarihi:

Kahraman dedem
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2009 00:00

“Pazar-Bir Ticaret Masalı”, “Yersiz Yurtsuz”, “Dilber’in Sekiz Günü”, “Gitmek: Benim Marlon and Brandom” projeleriyle sinema dünyasında çok hızlı bir çıkış yapan Bakülü oyuncu Nesrin Cevadzade, şimdi de “Acı” ile izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Dede-torun arasındaki kuşak çatışmasını konu alan filmde başrolü üstlenen Cevadzade’ye hem filmdeki hem de gerçek hayattaki dedesiyle ilişkilerini sorduk.

Haberin Devamı

“Acı” filminin çekimleri sırasında epey zorlandığınızı duyduk. Neler yaşandı sette? 

- “Acı”nın çekimlerine başlanacağı dönemde ben çok hastaydım. Yüzüm şiş, burnum kıpkırmızıydı. 39 derece ateşim vardı. Kronolojik olarak çekildiği için zaten bu durum filmde de belli oluyor, çünkü sonlarına doğru resmen erimişim! Gerçi senaryo gereği böyle ani bir çöküş yaşamam gerekiyordu. Hatta film şirketinden “Kız gerçekten rol için bu kadar kilo mu verdi?” diye soranlar bile olmuş.

O halde hastalık sizin için bir nevi şans olmuş. Hayatta hep bu kadar şanslı mısınızdır?     

- Şanslıyım tabii. “Yersiz Yurtsuz”un çekimlerinde hayatta kalmam da büyük bir şanstı bence, çünkü senaryo gerektiriyor diye şubat ayında Fırat’a attılar beni! ışin komiği de bu sahneyi izleyenler sonra bana “Aaa, o maket değil miydi?” diye sordu. O kadar gözü karalık hiçbir işe yaramadı yani, keşke maket atsaydık! Bu arada “Acı”nın setinde de şans yüzüme güldü, yaşanan bir anlaşmazlık oyunculuğuma pozitif yönde yansıdı.

Nasıl yani?

- Biliyorsunuz, bu filmde senaryo gereği dedemle kuşak çatışması yaşamam gerekiyordu. Dedemi oynayan Erol Demiröz ile daha ilk sahnede oyunculuk anlayışı açısından çok farklı olduğumuzu keşfedip çatışma yaşamaya başladık. Dolayısıyla hem senaryo gereği, hem de gerçek hayatta benzer bir çatışma doğdu. 

ANNEMİN TAVSİYESİNE  HERKES GÜLÜYORDU

 Hep soğuk sahneler sizi bulmuş gibi ama Bakü gibi bir yerde büyüdüğünüzü düşünürsek, soğuğa alışıksınızdır herhalde...


- Evet, orada gerçek anlamda kış yaşanır ama alışık olmama rağmen ben çok sevmiyorum soğuğu. Yaz çocuğuyum çünkü... Aslan burcuyum.

Rusya’da çocukları soğuğa alışsın diye kar yağarken suya atıyorlar. Size de öyle şeyler yapmışlar mı?

- Yok ailem bana öyle şeyler yaşatmadı, çünkü bütün sülalem doktor. Onlar daha tıbbi yolları denediler. Fakat bana sorarsanız ben o geleneksel yöntemleri çok doğru buluyorum. Annem de çocuk doktorudur ve Türkiye’de çalıştığı yıllar boyunca tedavi edici değil, önleyici tıbbın gerçek olduğunu savundu. ılk başlarda onu kimse dinlemiyordu, herkes tavsiye ettiği yöntemlere gülüyordu. şimdi “detox” adı altında annemin tavsiye ettiği yöntemler kullanılıyor.

Gerçek dedenizle aranız nasıl?

- Çok çok iyi. Hayattaki en önemli kahramanlarımdan birisidir kendisi...

 Babanızdan daha mı önemli?

- Evet. Çünkü dedemle geçirdiğim kadar babamla vakit geçiremedim. Babamı çok erken yaşta kaybettim. Bir de annem ve babam ben çok küçükken boşanmıştı. Dolayısıyla anneannem ve dedemle daha çok vakit geçirdim. Dört yıl önce anneannemi kaybettik. Dedem ise geçen yıl buradaydı. Çok önemli bir hastalık atlattı. Ameliyat için geldi ve 1,5 yıl birlikte yaşadık. şimdi Bakü’de. Film çekilirken ayrı kaldım dedemden ama sürekli telefonla görüştük. Zorlu sahne çekimleri öncesi onunla telefonda konuşmak bana çok büyük güç verdi.

SSCB YIKILINCA DEDEM HAPİSTEN KURTULDU

Dedenizden öğrendiğiniz en önemli şey ne?


- Her zaman umutlu olmak ve umudu kaybetmemek... şu anda 80 yaşında ve bütün ömrünü bir kavga gibi yaşadı. Dedemin çok garip bir hikayesi var.

Film olur mu mesela o hikaye?

- Acayip bir film olur hem de. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında hapse girdi, yedi yıl hapiste kaldı. Hücredeki bütün arkadaşları öldü, bir tek o direndi. Bu arada 1984’te oluyor bunlar.

Neden hapse girdi?

- O zaman herkes hapse giriyordu. Sistemle sorunu olan herkesi hapse atıyorlardı. SSCB yıkılınca kurtuldu hapisten...

ACI DENİNCE AKLIMA AYRILIK GELİYOR
 
Kendinize dair geçmişinizde hatırladığınız ilk görüntü nedir?


- Kırmızı yastık. Hatta bunu söylediğimde ailemdeki herkes şaşırıyor. Çünkü ben iki yaşındayken atılmış bir kırmızı yastığı hatırlıyorum. Dedem beni pencere pervazına oturtur, popom acımasın diye altıma kırmızı yastık koyardı. 

Şu anda hayatta sizi sıkı sıkı tutan kim var?   
 
- Annem var herkesten önce... Annemle paylaşamayacağım hiçbir şey yok.     

Son olarak yeni filminizden yola çıkarak sormak istiyorum; “Acı” deyince aklınıza gelen ilk şey ne?

- Ayrılık...
 
HAPİSTE SAÇLARI SİMSİYAH OLDU 

Haberin Devamı

Dedeniz nasıl hayatta kalmış?

- Dedem hapse girdiğinde saçları bembeyazdı. Sonra hapiste Kospirovski denilen bir doktorun çalışmalarına kafayı taktı. Bu doktor televizyona çıkar ve insanın kendi kendini nasıl motive edeceğini ve iyileştireceğine dair konuşmalar yapardı. ıki yıl içinde saçları simsiyah oldu!

Anneanneniz nasıl karşıladı bu durumu? 

- O, “Hapishanede güneş görmüyor, bu yüzden siyahlaştı” diyordu

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!