Kadınlar film gibi aşk arıyor

Güncelleme Tarihi:

Kadınlar film gibi aşk arıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 1999 00:00

Haberin Devamı

Psikolog ve sosyologlara göre Hollywood filmleri kadın ruhu üzerinde, çilekli pasta etkisi yapıyor. En rasyonel kadınlar bile perdedeki romantizmin büyüsüne kapılıyor, ancak kötü bir tat kalıyor ağzında. Aynı pasta yedikten sonra duyulan pişmanlık gibi, gerçek hayatta film romantizmi yaşayamayan birçok kadın sinemadan düş kırıklığı içinde ayrılıyor.

Romantik salon komedilerinin budalası haline gelen kadınlar, yeni bir bilim dalı yaratmış durumdalar. Batılı ülkelerde birçok psikolog ve sosyolog şimdi bu yeni dal üzerinde çalışmalar yapıyor. Kadınları, hafif salon komedilerinin etki alanından kurtarmak için çok ciddi araştırmalar yapıyor, bu konuda kitaplar yazıyorlar.

Amerikalı psikolog Peg Grymes'in otobiyografi tarzında yazdığı son kitabın adı ‘‘Kadınlar Aşk Tuzaklarından Nasıl Kurtulur?’’ Alman sosyolog Frigga Haug'un kitabı ise ‘‘Üzerime Gül Yaprakları Yağdırmalısın - Kadınlar Romantizm Tuzağından Nasıl Kurtulur’’ adını taşıyor.

Aşk tuzaklarıyla dolu filmler saymakla bitmiyor. ‘‘Aşık Shakespeare’’, ‘‘Mesajınız Var’’, ‘‘Titanic’’, ‘‘Melekler Şehri’’ gibi birçok film, uzmanların yeni uğraş alanı içine giriyor.

Uzmanlara göre yüksek beklentileri, güçlü bir iradesi ve iş hayatında ihtirasları olan kadınlar bile romantik filmlere kayıtsız kalamıyorlar. Filmi izledikten sonra, düşle gerçeği birbirinden ayırtetmekte güçlük çekiyorlar. Kadınlar, aynı filmlerdeki gibi aşk hayatında ille de çok mutlu olmak istiyorlar. Bu şartlar altında aşk ‘‘imkansız’’ bir kavram haline geliyor. Kadınların beklentileri öyle uç noktalara varıyor ki, düş kırıklığı kaçınılmaz hale geliyor. Gerçek erkekler, perdedeki kadar romantik olmadıkları için ‘‘maço’’ damgasını yiyor. Kadınların beklentilerini yerine getirmek için fazla çaba gösteren erkekler bile sonunda havlu atıyor.

Çünkü çocukken annelerine düşkün olan erkekler, anneyle çok yoğun bir birliktelik yaşadıkları için ileri yıllarda ilişkilere biraz mesafe koymak istiyorlar. Kadınlar, küçük yaşlarda bağımlı oldukları babalarıyla fazla haşır neşir olamadıkları için, yetişkinlik çağlarında daha sıkı fıkı ilişkiler kurmak istiyorlar. Perdedeki aşklarla gerçekliğin asla bağdaşmadığı bu ortamda romantik film sendromu alanında çalışan psikologlar şu önerilerde bulunuyor: ‘‘Beklentileriniz gerçekçi olmalı. Kendinize güvenmeli ve sadece kendi hayatınıza konsantre olmalısınız!’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!