İzmirli Pınar 30’una bastı sıra Iğdır sığır üssüne geldi

Güncelleme Tarihi:

İzmirli Pınar 30’una bastı sıra Iğdır sığır üssüne geldi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2005 00:00

GEÇEN cuma akşamı Çeşme Altınyunus Oteli’nin havuzbaşına kurulan dev ekrandan Pınar Grubu’nun 30 yıllık öyküsünü izliyoruz...Yaşar Holding’in Onursal Başkanı Selçuk Yaşar, Pınar Süt’ün doğumunu özetliyor: ‘1970’li yılların başında Seferihisar’daki çiftliğimizde süt besiciliği yapıyorduk. Burada üretilen sütler de Süt Endüstrisi Kurumu’na (o zaman devletindi) satılıyordu. Ancak, bahar aylarında üretim artınca sütümüzü satamaz oluyorduk. Gördüğüm sıkıntı üzerine özel sektörün ilk uzun ömürlü süt fabrikasını kurmaya karar verdim. Fabrika yeri Pınarbaşı, Pınar Süt’e adını verdi.’Selçuk Yaşar, Pınar Süt’ün temelini atarken, o günlerde litresi 125 kuruş olan sütü üreticiden 3 liraya toplama sözü vermiş. Bu söz üzerine çevrede süt hayvancılığı yapan çiftçi sayısı artmış.30 yıl önce sütle doğan Pınar, bugün 600’ün üzerinde ürün çeşidiyle gıdada dünya markası olma kararlılığıyla yola devam ediyor. Pınar Grubu cirosunu 600 milyon dolara çıkarmayı hedeflerken, geçen yıl 20 milyon dolar olan ihracatını daha yukarı çekmeyi planlıyor.Selçuk Yaşar, Türkiye’nin geleceğini sanayi ile entegre olmuş tarımda gören işadamlarının öncüleri arasında yer alıyor. Selçuk Yaşar’ın oğlu Selim Yaşar’la ‘yönetim frekansı’ tutmasa da, bayrağı teslim ettiği kızı Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu, babasıyla aynı heyecanı paylaşıyor. Feyhan Kalpaklıoğlu, kardeşi Yaşar Holding Başkanvekili İdil Yiğitbaşı ve Holding İcra Başkanı Hasan Denizkurdu ile birlikte bayrağı daha yukarı taşıma hedefiyle çalışıyor.Feyhan Kalpaklıoğlu, Türkiye’de hayvancılığa verdiği önem çerçevesinde Süt ve Et Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan’ı dernek yönetiminde yalnız bırakmıyor.Baba Selçuk Yaşar şimdilerde daha çok Yaşar Üniversitesi ve balıkçılık ile ilgilenirken, Feyhan Kalpaklıoğlu da hayvancılık sektörüne diğer büyük grupların ilgisini çekmeye uğraşıyor: ‘Danimarka Prensi bile hayvancılık yapıyor. Bu işi küçümsemeyelim, Türkiye’de hayvancılığı geliştirelim.’Feyhan Kalpaklıoğlu, ayrıca yeni projelerle elini taşın altına daha fazla koyuyor. Kopyayı Koç-Ata-Sancak Çiftliği Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak veriyor: ‘Iğdır’daki Alparslan Çiftliği’ni devralma konusunda hem hükümeti, hem Genelkurmay’ı ikna ettik. Yüzde 25’i Tarım Bakanlığı’na, kalan yüzde 75’i de Yaşar-Sancak gruplarına ait olacak bir şirket kuruyoruz. Hedefimiz yarısı mera olan bu çiftlikte et sığırı ıslah etmek. Üç yılda 50 bin et sığırını ıslah etmeyi planlıyoruz.’Türkiye, 11 milyon litre sütünden 10 milyon litresini ‘kara süt’ olarak üretiyor. Yani o sütün litresinde 1’er milyon bakteri bulunuyor. Bu sayının AB sınırı olan 60 bine inmesi gerekiyor.Et sığırcılığındaki sıkıntı da sütten geri kalmıyor. Avrupa’da kilosu 2 - 2,5 dolar olan karkas et, Türkiye’de 7 dolardan aşağı inmiyor. Türkiye de bu fiyatlarla dünyanın en pahalı etini yiyen ülkelerin başında geliyor.İşte bu yüzden hem et, hem de süt hayvancılığının ıslahı önem taşıyor. Islahın yolu büyük sermayenin bu işe daha fazla girmesinden, küçük çiftçiye el uzatmasından geçiyor.El ele verin, sütümüzü ‘ak’layın, etimizi ucuzlatın...Mikro krediyle 11 bin kişiyi kucakladıkPINAR’ın 30’uncu kuruluş yıldönümü gecesinde AKP Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül’le aynı masadayız. Akgül, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu’na teşekkür ediyor: ‘Kurduğumuz gıda bankaları için Pınar Grubu’yla da anlaştık. Son kullanma tarihi yaklaşan, ancak sağlığa zarar vermeyen ürünlerini alıp, gıda bankaları aracılığıyla yoksullara bedava dağıtıyoruz.’Akgül, öncüsü olduğu yoksula dönük ‘mikro kredi’de son bilançoyu özetliyor: ‘Pilot bölge Diyarbakır’da 2 bin 200 kişiye 50 milyon lira ile 2 milyar lira arasında değişen iş kurma kredisi verdik. Kredi alanların hepsi başarılı oldu. Ne icra, ne takip. Borçlar ödeniyor. Kredi verdiklerimizin ailelerini hesaba katarsak, ortalama 5 kişiden 11 bin kişiyi kucaklamış oluyoruz.’Tarihi geçmek üzere olan ürünler ABD’de bile ‘indirimli marketler’de satılıyor. Akgül, bunların Türkiye’de yoksula bedava ulaşmasını sağlıyor. Daha da önemlisi Akgül, doğru yere yönelen 50 milyon liralık kredinin bile iş kurmaya yetebileceğini kanıtlıyor.Akgül’ü yalnız bırakmayalım...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!