Ä°talyan markası Pirelli’de bir tek Ä°talyan çalışıyor

Güncelleme Tarihi:

İtalyan markası Pirelli’de bir tek İtalyan çalışıyor
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 16, 2005 00:00

Caddelerde olduÄŸu kadar yarış parkurlarında da kendini gösteren Pirelli, moda ve kültürel alandaki faaliyetleriyle de ön planda. Sadece otomobil lastiÄŸi deÄŸil, yaÅŸam stili de sunan bir marka iddiasındaki Pirelli’nin son yeniliÄŸi de PZero Moda ismiyle pazara sunduÄŸu tekstil ürünleri.Pirelli’nin yeni yatırımları, dünya çapındaki sponsorlukları ve tabii ünlü takvimi ile ilgili her ÅŸeyi Pirelli Türkiye’nin CEO’su ve Türkiye’deki Pirelli’de çalışan tek Ä°talyan olan Carlo Costa’ya sorduk.Pirelli motorsporların en bilinen sponsorlarından biri. Neredeyse her yerde. Bu faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? Pirelli grubunun dünya çapındaki bakış açısıyla baÅŸlamak istiyorum. Markamızı tanıtmak için faaliyetlerimizden biri de motorsporları. Bu faaliyetlerin Pirelli’ye önemli bir geri dönüşü var. Motorsporları ile ilgili bir sürü aktivite gerçekleÅŸtiriyoruz, sadece ralliler deÄŸil. Ferrari, Maserati gibi birçok dünya ÅŸampiyonasının bir parçasıyız. WRC’de yani Dünya Ralli Åžampiyonası’nda bu yıl Subaru, Mitsibushi ve Peugeot’nun sponsoruyuz. Dünya Ralli Åžampiyonası’nın ikinci ayağı olan Ä°sveç Rallisi’nde çok iyi performans gösterdik. Ä°lk onda, altı aracımız oldu. Subaru birinci, Mitsibushi ikinci ve Peugeot dördüncü oldu. Bu çok iyi bir sonuç. Yarışlara her zaman en iyi takımlarla katılıyoruz. Aynı zamanda yarışlardan çok ÅŸey öğreniyoruz. Bir tarafta ürünümüzün tanıtımı, diÄŸer taraftan da öğrendiklerimiz... Bu ÅŸekilde ürünümüzü çok zorlu yollarda denemiÅŸ oluyoruz ve tecrübelerimizi üretimimize yansıtıyoruz. Böylece, ürünümüzü pazara maksimum kalitede sunmuÅŸ oluyoruz. Ãœrünümüze en iyi özellikleri katıyoruz ve müşterilerimizin beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Motorsporları dışında birçok kültürel faaliyette de bulunuyorsunuz, bu aktiviteleri seçerken kriterleriniz neler? Pirelli, dünya çapında çok önemli kültürel faaliyetlerle de ilgileniyor. ÖrneÄŸin, Türkiye’de Ä°stanbul Festivali’nin en önemli ve hatta kurucu sponsorlarından biriyiz. Milano, La Scala Tiyatro salonunda tadilatlar yapılırken Pirelli tüm faaliyetlerinin kendi ana ofisine yakın baÅŸka bir tiyatro binasında olması için sponsorluÄŸunu üstlendi. Yani Pirelli’nin tek gayesi sadece markasını güçlendirmek veya duyurmak deÄŸil, aynı zamanda buna benzer önemli, kaliteli olayların bir parçası da olmak. Sosyal sorumluluk Pirelli için önemli bir kavram, ÅŸirket politikamız için önemli bir deÄŸer. BaÅŸkanımızın da dediÄŸi gibi Pirelli 130 senedir var. Bu doÄŸal olarak para kazanması, kár etmesi sayesinde oldu, çünkü bu olmasa devam etmesi, ‘yaÅŸaması’ mümkün deÄŸil. Aynı zamanda ve daha da çok deÄŸerleri sayesinde var. Bunlar etik deÄŸerler, sosyal sorumluluk. Pirelli Türkiye birkaç yıl önce Ä°zmit’te bir ilkokulu yaptırdı. Bu yıl da yine Ä°zmit’te ikinci bir okul, lise yaptırıyoruz. Bunlar en önemli olanlar. BaÅŸka daha ufak projelerimiz var, Küçükyalı’daki bir arkeolojik çalışmanın, Ä°talyan bir arkeologun ana sponsorundan biriyiz, Türk-Ä°talyan ortak bir çalışma. Arkeoloji, kültürel olaylar, bağışlar, eÄŸitim, tüm bu alanlarında varız. Ve Pirelli olarak bundan gurur duyuyoruz. Ben küçük bir çocukken Pirelli’nin ‘dayanıklı, emniyetli, saÄŸlam lastik Pirelli!’ diye bir jingle’ı olan bir reklamı vardı. Bu reklamı çok iyi hatırlıyorum. Bizim her zaman amacımız pazara çok net, anlaşılır mesajlar vermek. Ama günün sonunda bir Pirelli reklamı, ister bir ürün reklamı olsun, ister markaya dair kurumsal bir reklam olsun, tüm bunlar ‘satmaya’ yönelik. ‘Pirelli ile sürmek çok farklı bir duygu, çok farklı bir heyecan. BaÅŸka lastiklerle yaÅŸayamayacağınız duyguları Pirelli ile yaÅŸayın.’ Her zaman bunun altını çiziyoruz. Rakiplerine kıyasla Pirelli’nin bu konuda çok baÅŸarılı olduÄŸunu düşünüyoruz. Markanın algılanışı açısından bakıldığında Pirelli dendiÄŸi zaman benim aklıma sadece otomobil lastiÄŸi deÄŸil, moda dünyasının birkaç sayılı aktivitesinden biri olan Pirelli takvimi de geliyor. Tüm top modellerin ve ünlü fotoÄŸrafçıların içinde olmak istediÄŸi bir iÅŸ. DeÄŸiÅŸik alanlarda da faaliyetimiz var. Pirelli Takvimi ve yeni girdiÄŸimiz alan olan PZero Moda ise bunlardan birkaçı... Pirelli takvimi 1964 yılında çıkmaya baÅŸladı. BaÅŸlangıçta hiç kimsenin takvimin bu kadar ünlü olacağını tahmin etmediÄŸini düşünüyorum. Günümüzde takvim moda dünyasıyla da baÄŸlantılı. Takvim de stratejimizin bir parçası: Pirelli lastiklerin sadece birer siyah ve yuvarlak bir ürün olmadıklarına dair; bunun ötesinde Pirelli ailesine ait olmanın, Pirelli kullanmanın bir duygu, bir heyecan, bir tarz olduÄŸuna dair. Bir süre Amerika’da yaÅŸadım. Birkaç defa benzin istasyonu veya sokak ortasında insanlar beni durdurup Pirelli lastiklerime bakarak ‘Siz zengin bir ailenin ferdisiniz, Pirelli lastikleri kullanıyorsunuz’ demiÅŸlerdi. Pirelli için çalıştığımı bilmiyorlardı. Pirelli bir yaÅŸam tarzı. Tüm bunlar ürünün performansıyla alakalı. Durup dururken bunları keÅŸfedemezsiniz. Performans, performansın kalitesi bizim için temel bir öğe. En iyi ürünü elde etmek için büyük paralar harcıyoruz. Bunları yaparken de pazarı, rekabeti hepsini düşünüyoruz. Bağımsız dergilerin test sonuçları lastiklerimizin ne kadar iyi ve kaliteli olduklarının bir göstergesi.Türkiye düşük maliyet özelliÄŸini kaybediyorPirelli Türkiye’nin geleceÄŸe dair planları neler? Türkiye artık bir Avrupa ülkesi. Pazar açısından, endüstri açısından, insan gücünün maliyeti açısından... 40 sene önceki maliyetlerle çalışmıyoruz. DiÄŸer Avrupa ülkeleriyle olan farklar sadece insan gücü maliyeti açısından deÄŸil, etkinlik ve verimlilik açısından da hızla kapanıyor. Yani artık Türkiye ve diÄŸer Avrupa ülkeleri arasında öyle büyük uçurumlar yok. Yeni yatırımlar ÅŸu anda daha ‘ucuz’ ülkelerde yapılmalı. Dünyaya baktığınızda üretimin yapıldığı yerleri paylaÅŸtırırsanız 10 sene önce ABD ve Avrupa üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırılmıştı. Türkiye bunlara dahil deÄŸildi. Yani daha ‘ucuzdu’. Genel olarak konuÅŸuyorum. Åžu anda üretim Orta Avrupa ve Çin’e kaydı. Yani Türkiye ÅŸu anda ortalarda. Türkiye’den çok uzak olmayan Romanya, Polonya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti... Macaristan ve Çek Cumhuriyeti belki biraz farklı, ama diÄŸerleri ‘ucuz’. Pirelli ÅŸu anda lastik üretimi açısından iki büyük yatırım planlıyor, Romanya ve Çin’de. Bu Türkiye açısından önemli bir sinyal. Ä°ÅŸ arkadaÅŸlarımla da durumu tartıştığımızda hep ÅŸunu söylüyorum: ‘Bu alandaki Almanya olmalıyız’. Ä°zmit’teki fabrikamızda kaliteli ürünler yapıp yerel pazarda bunları satmalıyız. Etkin çalışma ve kaliteye yatırım yapmalıyız. Tüm fabrikalarımızda kalite merkezleri var. Ä°zmit’te üretilen lastiÄŸi Ä°talya’da üretilenle kıyasladığınızda kalite açısından aynı olduklarını görürsünüz. Ä°zmit’teki fabrikamız en büyüklerinden biri. Kalite ve yüksek performans ürünleri açısından da çok iyi. Fakat, standart lastikler üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırılmış. Bu Türk pazarı ile ilgili. Çünkü Türkiye’deki araçların yüzde 75’i standart lastikler kullanıyor. Hedeflerimizi büyütmek için yatırım yapmamız gerekiyor ki bunu zaten yapıyoruz. Rekabet gücümüzün artması için bunu yapmalıyız ve buna hazırız. Pirelli Türkiye, eleman kalitesi açısından ilk beÅŸte. Sadece işçi ve teknik elemanlardan bahsetmiyorum, pazarlama ve yönetim açısından da. Bununla ilgili birçok güzel örnek verebilirim. Ä°nsanların kalitesi ve yetenekleri bu iÅŸin baÅŸarısında en önemli faktörlerden biri. Ben buradaki ÅŸirketimizdeki tek Ä°talyan, tek yabancıyım. DiÄŸer herkes Türk. Ä°ki binin üzerinde çalışanımız var. Türk lastik pazarını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Daha önce yüksek performanslı otomobillere yüksek performans lastikleri gerektiÄŸini söyledim. Türk insanı standart otomobillerden çok yüksek performanslı otomobilleri satın alıyor. Bu da pazara dair önemli bir özellik. Biz de bunun üzerine yoÄŸunlaşıyoruz çünkü bu segmentte payımızı artırmak istiyoruz. Kış lastikleri eskiden olmayan bir alanken ÅŸu anda oluÅŸmaya baÅŸladı. Pirelli’nin bu konudaki tecrübesini düşünürsek bu alanda çok iyi iÅŸler yapacağımıza eminim. Rekabet açısından ise, bu pazarda 3 ana lastik üreticisi var. Ä°hracat da var. Ama bu da döviz iniÅŸ çıkışlarına göre deÄŸiÅŸiklik gösteriyor, artıyor veya azalıyor. Rekabet gücümüz var. Avrupa, UzakdoÄŸu ve OrtadoÄŸu’ya ihracatımız var. Ãœretimimizin yüzde 50’sini ihraç ediyoruz. Kuzey Amerika’ya da ihracat yapıyoruz. Rekabet ettiÄŸimiz üreticiler var ama rekabet iyi bir ÅŸey, sizi canlı tutuyor ve motivasyonunuzu artırıyor. Dünya çapında baktığınızda rakipleri olmayan ÅŸirketlerin bir rakibi ortaya çıktığında her zaman zorlandıklarını görüyorsunuz çünkü böyle bir tecrübeleri yok. Pirelli’nin ise hep rakipleri oldu ki bu da iyi bir ÅŸey. BeÅŸ kıtada da varız. Benim Türkiye’ye geldiÄŸim gibi buradan da elemanlarımız baÅŸka ülkedeki bir ÅŸirketimize gidebiliyor. Yani ÅŸirket içi deÄŸiÅŸim çok yoÄŸun. Ä°ÅŸim ve eÅŸime adil davranıp yeterince zaman ayırıyorum- Bir CEO’nun günlük dertleri neler? Yüzde 50 yeni kaynaklar, yüzde 30 yeni strateji ve fırsatlar ve yüzde 20 de toplantı gibi günlük iÅŸler. - Ä°ÅŸ kaç saatinizi kapsıyor?Bunu eÅŸime sormalısınız. O daha gerçekçi olur. Ben hep azaltmaya çalışırım. Evi sabah sekizde terk ederim ve akÅŸam sekizde dönerim. Yalnızsam daha uzun saatler çalışıyorum. Ailemle birlikteysem ki eÅŸimin benimle birlikte, çocuklarımızla Ä°stanbul’da yaÅŸamak için iÅŸini bıraktığını düşünürsek aileme de yeterince zaman ayırıp adil davranmaya çalışıyorum. Tabii ertesi günü çok önemli bir toplantı varsa ekstra çalışabilirim, fakat ortalama 12 saat çalışmanın yeterli olduÄŸunu düşünüyorum. EÅŸim tatilde veya Ä°talya’da ise çalışmaya devam ediyorum. Kış lastiÄŸi sadece kar yaÄŸdığında takılmaz- Lastik kullanımı konusunda çok bilinçli olmadığımızı düşünüyorum. Özellikle de mevsime göre lastikleri deÄŸiÅŸtirme alışkanlığımız yok. Bu alışkanlığı yerleÅŸtirmek için neler yapılması gerek? Biliyorum. Yakın bir zamanda sabah Londra’da kar yaÄŸdığına dair haber aldım ki ben coÄŸrafyaya meraklı olduÄŸum için oradaki koÅŸullar yüzünden çok fazla kar yaÄŸmadığını biliyorum. Kar, Ä°stanbul’da da çok alışılmış bir ÅŸey deÄŸil, fakat hepimizin bildiÄŸi gibi iklimler deÄŸiÅŸiyor. Belki ileride düne kadar çok fazla kar görmeyen yerlerde de yaÄŸacak. Oysaki Almanya veya Ä°sviçre’de yaÅŸayan birisine sorsanız, size kış mevsiminde lastikleri deÄŸiÅŸtirmenin ve yaz için dört takım ve kış için dört takıma sahip olmanın çok doÄŸal, çok alışılmış bir ÅŸey olduÄŸunu söyler. Özellikle, Güney Almanya veya Ä°sviçre gibi yerlerde yaşıyorsunuz. CoÄŸrafyası düz olmayan ülkelerde, yani daÄŸlı tepe, iniÅŸli çıkışlı yüzeyi olan ülkelerde ki Türkiye de öyle, mevsime göre lastikleri deÄŸiÅŸtirmek çok önemli. Böyle olmayan ülkelerde bile kış lastikleri çok önemli, özellikle de ısı 7 derecenin altına düştüğünde. Ä°nsanların kafasında şöyle bir ÅŸey var ‘kar yaÄŸdığında kış lastiÄŸi alırım’. Oysaki gerçekte güvenli bir sürüş için 7 ile -15 derece arasında kış lastiklerine ihtiyacınız vardır. Kış lastiklerinin özellikleri karlı, yaÄŸmurlu, düşük derecelere uygun olarak tasarlanıp üretiliyor olmaları. Kışın bir otobanda saatte 100-120 veya 130 kilometre ile gidiyorsanız ve aracınızda kış lastikleri varsa sürüşünüz çok daha güvenli. Bunu sadece Pirelli için söylemiyorum. Kış lastiklerinin farkını ıslak zeminde, virajları alırken, birçok durumda hissedersiniz. Normal lastiklere zincir takarak sorunu çözmüş olmuyorsunuz.BaÅŸkonsolos’tan tebrik mektubuÄ°talya’nın Türkiye BaÅŸkonsolosu Luciano Pezzoti’nin Pirelli ile ilgili size yazdığı bir mektup var. Hikaye çok ilginç anlatabilir misiniz? Evet, bana mektup yazdı. Özetle, ocak ayında Ä°stanbul’dan Ä°spanya’ya seyahate çıktığını, çok kötü havaya denk geldiÄŸini, fakat ürünümüzden çok memnun kaldığını anlatıyor. Biz bunun, yani Pirelli’nin üstün kalitede olduÄŸunun herkes tarafından anlaşılmasını istiyoruz.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!