İşte 40 yılımın fotoğraflarından en sevdiğim 10 tanesi

Güncelleme Tarihi:

İşte 40 yılımın fotoğraflarından en sevdiğim 10 tanesi
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 04, 2005 00:00

Biraz da onu kışkırtmak ve konuÅŸturmak için ‘Şakir Bey, fotoÄŸraflarınıza bakınca çok ÅŸanslı olduÄŸunuzu düşündüm. Bütün güzel kapılar, bütün güzel evler ve insanlar sizin karşınıza çıkıyor’ dedim. Güldü, ‘Olur mu kızım, senin de karşına çıkıyor ama sen görmüyorsun’ diye cevap verdi.Gerçekten Åžakir Eczacıbaşı 40 yıldır boynunda Leica marka makinesi olsun ya da olmasın sokaklardaki en güzel görüntüleri gözleriyle yakalıyor, sonra kaydediyordu. Ä°nsanların en rahat, en kendi olduÄŸu yerin sokaklar olduÄŸunu düşündüğü için onları farkında olmadan sokakta görüntülüyordu. Kapılar ve pencereler ona göre bir kiÅŸilik ifadesiydi. Ve bazı evler vardı ki bir kere görseniz hayatınız boyunca unutamazdınız. Hepsini kaydetti. Eczacıbaşı’nın bir de hareketli fotoÄŸrafları var. Hayatın süratini ve devamlılığını gösteriyorlar. Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde yeni açılan 1965-2005 Bir Seçki baÅŸlıklı sergisinin kataloÄŸunda Robert Wilson, Eczacıbaşı için ÅŸiirimsi bir yazı yazmış. ‘Bir zamanlar bir çocuk vardı, dışarı çıktı. Renk için, renkler için, ÅŸiir için, duygu için, tat için, aÅŸk için, iletiÅŸim için, seninle benim için, Türkiye için, bugün ve tüm günler için’ diyor yazıda. Åžakir Eczacıbaşı bu ve bunun gibi birçok nedenden dışarı çıktığında ve ilk kez fotoÄŸraf çektiÄŸinde 30 yaşındaydı. Åžimdi dönüp bakıyor ve geçen yılları, bir bakıma fotoÄŸrafçılığını kutlayan bu sergiden seçtiÄŸi 10 fotoÄŸraf eÅŸliÄŸinde anlatıyor.BENÄ°M İÇİN ÖNEMLÄ° ÇÜNKÃœ Ä°LK ÇEKTÄ°KLERÄ°MDENBu fotoÄŸraf benim için önemli çünkü ilk çektiklerimden biri. Bana göre fotoÄŸraf çektikçe bir gün iyi fotoÄŸrafçı olunmaz. Yani bu deneyim iÅŸi deÄŸildir. Bir sanat anlayışı ve bakışı gerekir. 40 yıllık fotoÄŸraf geçmiÅŸime baktığımda bunu görüyorum. Bu ilk fotoÄŸraflarımdan olmasına raÄŸmen teknik açıdan diÄŸerlerinden ayırt edilemez. AGOP’UN HAVUZUNDA BALIKLI, RAKILI KOMPOZÄ°SYONKumkapı’da Kör Agop’un yeri vardı. ArkadaÅŸlarla rakı içip balık yemeye hep oraya giderdik çünkü Agop’un sohbeti de balıkları kadar enfesti. Menderes zamanında Kumkapı’daki sahil ÅŸeridine asfalt dökülünce Agop dükkanı yakınlarda baÅŸka bir yere taşımak zorunda kaldı. Kendine geçici çözümler buldu. Bu fotoÄŸrafı tam o dönemde çektim. Buzdolabı filan olmadığı için kıyıda küçük bir havuz yapar, içine buz atar, balık, domates, rakı ÅŸiÅŸesi ne varsa içine atardı.ALTIN BOYNUZUN ALTIN OLDUÄžUNUN RESMÄ°Ben genelde hiç manzara çekmem ama bunun bir anlamı olduÄŸu için çektim. Yabancılar buraya biliyorsunuz Altın Boynuz diyor. Bunu sebepsiz dememiÅŸlerdir. Günün belli saatinde burası gerçekten altın rengi olur. Bu fotoÄŸraf kanıtı. BÖYLE BÄ°R EVÄ° HAYATINIZIN SONUNA KADAR UNUTMAZSINIZBu bir Bursa evi. Ben böyle evlerin ve kapıların insanın kiÅŸiliÄŸini yansıttığını düşünürüm. Bakın bu köhnemiÅŸ bir ev olmasına raÄŸmen ne kadar renkli. Pencerenin önündeki saksılar da evin geneline uysun diye kırmızıya boyanmış. Böyle bir evi nerede görseniz, hayatınızın sonuna kadar bir resim olarak hatırlarsınız. Bunları belgelemeyi seviyorum. AVRUPA’DA EN ÇOK SEVÄ°LEN FOTOÄžRAFIM BUBu fotoÄŸrafım Avrupa’da en çok sevilen fotoÄŸrafımdır. Göreme’de bir düğünde çekmiÅŸtim. Solda ayakta duran kadın gelin ve damada gelen hediyeleri anons ediyor. Böylece kimin ne aldığı meydana çıkıyor. Geri kalan cümbüş de ‘İnÅŸallah rezil olmayız’ diye bekleÅŸiyor. 80’DEN SONRA HAREKETLÄ° FOTOÄžRAF ÇEKMEYE BAÅžLADIM ÇÜNKÃœ HAYAT HAREKETLENDÄ°Bu fotoÄŸraf 80’lerden sonraki üslubuma iyi bir örnek. Ben hareketli fotoÄŸraf çekmeye baÅŸladım çünkü hayat çok hareketlendi. Artık hiçbir yere yürümüyoruz. Her ÅŸeyin sürati içindeyiz. Hayatı bir aracın içinden izliyoruz. Araba, otobüs, tren... DuraÄŸan objeler bile bizim gözümüzün önünden aynı bu fotoÄŸrafta olduÄŸu gibi geçiyor. Bir de Cartier Bresson’un fotoÄŸrafta bahsettiÄŸi belirginlik anının dışına çıkmak istedim. O fotoÄŸraftaki görüntünün devamı olduÄŸunu anlatmak istedim. ÖrneÄŸin bu fotoÄŸraftaki çocuklar bu arabayla bir yere gidecekler, bu fotoÄŸrafın bir arkası var. Bu çocukların tam ne olduÄŸu belli deÄŸil ama yapacakları bir iÅŸ var. Nereye doÄŸru bilinmez ama gidecekleri bir yer var. Bu hissi fotoÄŸrafta yakalamak önemli. Bazıları bu tarz çekilmiÅŸ fotoÄŸrafların doÄŸal olmadığını söyler. Buna hiç katılmıyorum. Bence doÄŸal olan bu. Bu dünyanın hızı içinde gerçek olan bu. DALAN’DAN ÖNCEKÄ° AYVANSARAYBedrettin Dalan Belediye BaÅŸkanı olmadan önce Ayvansaray’da kıyı ÅŸeridi yoktu. MüthiÅŸ renkli bir yerdi. Özel bir tersaneydi sanki her yer. Sokaklarda büyük takalar inÅŸa edilirdi. Bu fotoÄŸraftaki bir balıkçının evi. Duvarına bir taka resmi çizmiÅŸ.ESKÄ° YAZININ GÖRSEL GÃœCÃœDünyanın hiçbir yerinde ibadethanelerin dış cephesine böyle ÅŸeyler yazılmaz ama bizde var. Edirne’deki Eski Cami’de, yazının tam altında bir adam dua ediyor.MARKETLER YOKKEN ONLAR VARDIBu bir seyyar satıcının arabası. Daha her yer marketleÅŸmemiÅŸken böyle satıcılar vardı. 1978’de çekmiÅŸtim bu fotoÄŸrafı. Arabasını böyle rengarenk yapan bir insanın da çok renkli biri olduÄŸunu düşünüyorum.BÄ°R FOTOÄžRAFÇI OLARAK TAVRIMI ORTAYA KOYAN FOTOÄžRAFYıl 2002. KasımpaÅŸa’da kıpkırmızı bir bina. Bu önemli, çünkü bir fotoÄŸrafçı olarak tavrımı ortaya koyuyor. Ben ‘Bundan sonra hareketli fotoÄŸraf çekeceÄŸim’ demiyorum. Onu da çekiyorum ama duraÄŸan fotoÄŸraflara da geri dönüyorum.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!