İki acılı anne ve kurtulan iki genç

Güncelleme Tarihi:

İki acılı anne ve kurtulan iki genç
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2002 01:50

Lara'nın intiharı, çocukları ergenlik çağında olan anne- babaları korkuttu. Kimi için bu korkular gereksizdi belki. Ama kimi için de fazlasıyla gerçek. O gerçeklerin ikisiyle 'itiraf.com'da tanıştık. Biri 17 yaşındaki oğlu her geçen gün ellerinin arasından kayıp giden ‘Suzette’.

Diğeri günlerini 15 yaşındaki kızı için korkmakla geçiren ‘bankacıkırmızı’. Onlar çocukları yeni birer Lara olmasın diye çabalayan iki anne. Ve bu annelere yardım karşı taraftan geldi. Ergenliği geride bırakan ‘çıkışvar’ ve ‘jennajenna’, ‘‘Ailelerimiz bizi kurtardı. Siz de yapabilirsiniz!’’ dediler.

Aciz anne baba olmak istemiyorlar. Ama ürkütüp kaçırmaktan da korkuyorlar.

Çocuklarına ulaşamamaktan yakınıyorlar. Aralarındaki uçurum arttıkça, dudaklarından, ‘‘Kendi yavrumun hiç olmamasını diledim’’ itirafları bile dökülebiliyor. İki anne, Lara Falay'ın ölümü ile ateşlenen duygularını itiraf.com adresine taşıdılar.

Onlar çaresizlik içinde ağlarken, bir çıkış yolu ararken mesaj yakınlardan geldi.

Kendilerini ‘Karşı taraftan’ olarak tanımlayan iki genç kız, hem dertleştiler, hem de taraflar arasında köprü görevini üstlendiler. İşte iki annenin ve iki gencin ‘itiraf.com’ adlı siteye anlattıkları.

Oğlumun içindeki dünyayı öğrendikçe korkum arttı

Takma adı Suzette.

45 yaşında Ankara'da oturuyor. İki çocuk annesi. Çığlıkları sitede yazıya dökülüyor.

‘‘Eşimle 20 senedir evliyiz. Kültür seviyesi son derece yüksek, geçim sıkıntısı olmayan, herkesin imrendiği bir aileyiz. Tek sorunum bir tanecik oğlum. 17 yaşında hayat dolu bir gençken birden karalara büründü. Odasından çıkmıyor. Black, death, doom metalin en ürpertici melodileri evin duvarlarında yankılanıyor. Gözlerinin altındaki morluklar günden güne belirginleşiyor. Hiç tasvip etmediğim arkadaşlarıyla gece bir yerlere gidiyor. 15 yaşına dek renk renk kıyafetleriyle, pırıl pırıl gözleriyle umutlu bir gençken kız arkadaşı yüzünden bambaşka bir dünyaya batıyor. Artık ona ulaşamıyorum. Geçen sene bileklerini kesti, hastaneye zor yetiştirdik. Ona ulaşmayı, içindeki dünyayı öğrenmeyi denedim. Ama öğrendikçe korkum daha da arttı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Harçlığını kestik, çalmaya başladı. Kısıtlama getirdik, evden kaçtı. Son iki yıldır hayatımız cehenneme döndü. Bazen kendi yavrumun hiç var olmamasını istedim. 16 yaşındaki kızımız da ağabeyinin bu halinden etkileniyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.’’

Babası, kızımız evden kaçar diye ağzını açamıyor

42 yaşındaki ‘‘bankacıkırmızı’’ rumuzlu anne, 15 yaşındaki kızını anlatıyor:

‘‘Kızım: 1) Heavy metalci. 2) Üzerinden siyah kıyafetlerini çıkarmıyor. 3) Benden ve babasından nefret ediyor. 4) Kendi deyimiyle, doom ve death metal dinliyor. 5) Etrafındakilerle ağza alınmayacak küfürlerle konuşuyor. 6) İki sene önceki kıyafetlerini çıkarmıyor. 6) İki sene önce benden habersiz başladığı bateri kursu sayesinde şu anda sürekli bateri çalıyor. Beraber çaldıkları bir grubu var. 7) Arkadaşları 20-25 yaş grubu. 8) Gece geç saatlere kadar Kadıköy'de ne olduğu belirsiz tiplerle dolaşıyor. 9) Okuldaki rehberlik oğretmeninin deyimiyle, 'Fazla marjinal ve hayatında sadece siyahlar ve beyazlar var. Grilere yer yok'. 10) Sevgilisi yirmi iki yaşinda. 11) Herhangi bir konser organizasyonu olduğu zaman, sabah 10'da evden çıkıyor, konser bitince dönüyor. 12) Harçlık vermeyince evi birbirine katıyor. 13) Yine vermezsek bu sefer bir yolunu bulup bizden çalıyor ya da bir yerlerden borç alıyor.

Bu bilgilerin hepsini telefon konuşmalarını dinleyerek ve sevgilisinin ailesiyle konuşarak öğrendim. Eğer bunları bildiğimi bilse herhalde evden kaçar. Eskiden babasından korkardı, şimdi ise babası evden kaçar diye ağzını açamıyor. Çok mu aciz ebeveynleriz? Allahım sen kızımı koru. ‘‘

Çocuklarınıza güvenin

Siteye yaşamını sürdürdüğü Amerika'dan katılan 25 yaşındaki ‘Çıkışvar', anlattıklarıyla, korku dolu iki anneye de ‘çıkışı' göstermeye çabalıyor.

‘‘Bankacıkırmızı ve Suzette'in itiraflarını okuduktan sonra ben de 'karşı tarafın' bakış açısı olarak yorum yapayım dedim. Umarım bir nebze yardımcı olabilirim. Ortaokul ve lise yıllarımda sıkı metalci bir gençtim. En olmayacak ortamlara girip çıktım. Çoğu zaman benden en az 5 yaş büyük insanlarla birlikteydim. Pasajlarda takıldım. Siyahlar giydim. Uyuşturucuya bulaşmadığım ve başıma çok kötü şeylerin gelmesini önlediğim için, şu an o yıllara gülerek bakabiliyorum. Türkiye'nin en iyi üniversitesinden mezun oldum. Dünyaca ünlü bir firmada çalışıyorum. Ordan buraya nasıl mı geldim? O zaman takıldığım ortamlardaki arkadaşlarımın aileleri hep onların üzerinde baskı kurmaya, parasız bırakarak eve döndürmeye çalışıyordu. Benim ailemse sadece ve sadece bana 'güven' verdi. O zamanlarda tek söyledikleri, 'Şimdi git, doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap. Ama bizim kızımız olduğunu unutma. İlerde hayatını etkileyeceğin bir şey yapmadan önce bir kere daha düşün’’dü. Onun dışında beni ne eve hapsettiler, ne de kaba kuvvet uyguladılar. Kızlarınıza güvenin. En önemlisi de, onlara güvendiğinizi 'gösterin'. Sadece bu, onlara doğruları bulmada yardımcı olabilir. ‘‘

Keşke annemi üzmeseydim

jennajenna; Cinsiyet: Kadın Yaş: 23 İl: Ankara ‘‘Burada, iki annenin çocuklarıyla ilgili yazdıklarını okudum. Eski günlerim aklıma geldi. O gençlerin geçirdiği dönemleri ben de çok ağır bir şekilde geçirdim. Bunda biraz da ailemin ben çok küçükken boşanmış olmasının ve fazla serbest büyümemin payı var sanırım. 14 yaşında sigara ve ot içmeye başladım. Her gece -kışın bile- sabahlara kadar eve gelmez, arkadaşlarla içki içerek sabahlardık. Hepsi benden çok büyük olmasına rağmen beni aralarına almışlardı. Onlar gibi davranıp onların dinlediği müziği dinliyor, ne yaparlarsa onu yapıyordum. Okulda ise hiç arkadaşım kalmamıştı, ama bu zaten hiç umurumda değildi. Derslerim çok kötüleşmişti. Öğretmenlerimle kavga ettiğim için okuldan atılmaya kadar gitmişti iş. Annemle de her gün kavga ediyordum. 1994 yılında Kurt Cobain'in intiharından çok etkilenip ben de bileklerimi kesmiştim. Annem hastaneye zor yetiştirmişti. Ama şimdi her şey o kadar değişti ki. Çok iyi bir üniversitede okuyorum. İyi bir erkek arkadaşım var. İçki içmiyorum. Anneme artık her konuda destek oluyorum. Zor bir olgunlaşma dönemi geçirdim, ama oradan taşınmamızla hayatım düzeldi diyebilirim. Keşke bunları hiç yaşamasaydım. Keşke annemi o kadar üzmeseydim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!