İhtiras gazetesi

Güncelleme Tarihi:

İhtiras gazetesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2001 00:00

MATBAACI bir pederin mahdumu olduğumdan mıdır nedir, mürekkep kokusu hala ve hala müthiş arzuyla sevdiğim tensel şeylerin en başında gelir.Daha miniminnacıktım, o külüstür ‘Big Chief’ makinanın ordinaryüsü Yorgo Usta'yı aynen taklide kalkışır ve ‘tek durasın vre pasam, babacığına söylerim’ ihtarına aldırmadan, merdaneden çıkan baskıyı bir çırpıda kapmaya çalışırdım.Kapamazdım. Kağıt buruşurdu. İyiler iyisi Yorgo Usta ise gammazlamazdı. Fakat taze mürekkep hem parmaklarımda leke bırakmış olurdu, hem de büyülü koku genzime sinerdi.Çocukluk orgazmı bu olsa gerek.* * *TESADÜFLER bir yana, sonradan gazetecilik mesleğine doğru rota kırmamı bu bilinçaltı şartlanma mı belirledi, bilemiyorum. Ne söylesem yalan olur...Ancak her halükarda, yukarıda daktilo merdanesinin, aşağıda da rotatif bobininin döndüğü katlar mekanda farklılık arzetse bile, ne mutlu ki bana, seçtiğim branş makina - kağıt - mürekkep ilişkisini sürdürmeme imkan tanıdı.İhtirasla sıkılan kadın memesi hariç, hayatta beni hiçbir şey, ofsetin karnından çıkan katlı sayfaları yine bir çırpıda kapmak kadar tatmin edemez. İsa Mesih'in mağfireti üzerinde olsun, işte o an kulaklarımda, iyler iyisi Yorgo Usta'nın ‘tek durasın vre pasam, babacığına söylerim’ sesi yankılanır. Bir de, ‘Parmaklarım yazı dizer / Yorulur; / Kurşun kasalara dökülür derdim / Mürettip Hasan deyip geçme / Ben adamın anasını bellerim / Punto hesabı / Katrat hesabı’ diyen Enver Gökçe'nin şiiri..* * *ETME eyleme Yorgo Usta; söylenme be barbacığım; nasıl tek durayım, nasıl saliselik anda nüshayı ofsetin ağzından çekmeyeyim, leke parmaklarıma ve koku genzime sinmeli ki yaşadığımı anlayayım.Çünkü, matbaa gazetesi yaşar! Ondan hayat fışkırır! Teknolojinin dönüşmüş olması da söz konusu gerçeği değiştirmez.Zaten, kimin haddine Mürettip Hasan deyip geçmek, şimdi punto hesabını bilgisayara emanet etmiş olsa dahi, O yine de, bir uçtan odun hamuru olarak girip diğer uçtan şahaser olarak çıkan mucizevi şeyle adamın anasını beller.Ve, ömrünün 24 sürdüğüne aldanmayın, ertesi sabah, daha ertesi sabah, daha daha ertesi sabah tekrar doğacağı için daima canlı, capcanlı, yedi canlı olan gazete yalnız makina - kağıt - mürekkep ilişkisi sayesinde gazete olur.Matbaadan geçmemiş ‘gazete’ fasa fisodur ve çek sifonu, yallah kubura!* * *BUNLARI dün sabah ve aniden düşündüm. Her zamanki gibi, çok erken saatte, almadığım gazeteleri internetten okuyordum ki, birden içimden kusmak geldi.‘Bilişim teknolojisi’ iyi güzel ama, kağıdına dokunamadığım ve mürekkebini soluyamadığım bir gazete asla ve asla gazete olmuyor. Olamaz da.Ekrandan buz gibi bir şey akıyor, o kadar. Hayatiyetten mahrum! Ölü!Hani bunun tensel ilişkisi? Nerede okşamanın ve koklamanın orgazması? Yok, yok, yok!Sonra da sevindim. Hatta, biraz Bin Ladin hergelesine dua ettim.Çünkü bir, 11 Eylül kahpeliğinden sonra tüm tirajlar artmış. İki, krizin zorluklarından dolayı gazeteler internet yatırımlarını kısmaya başlamışlar.Sizin anlayacağınız, teknoloji putuna tapınanların pabucunu çabucak dama atmaya yeltendiği makina - kağıt - mürekkep gazetesi tekrar rağbet kazanmış.Dolayısıyla, hayır Yorgo Usta; hayır barbacığım; kızsan da, söylensen de tek duracağım falan yok ve rotatifin karnından çıkan o canlı, capcanlı, yedi canlı mahluku yine bir çırpıda rotatifin ağzından kapacağım ve parmaklarımda mürekkep, genzimde koku, gözlerimde ihtiras, etten kemikten gazeteyle bedensel arzuların en delisinde sevişeceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!