İçimdeki deli evlilikten korkuyor
Güncelleme Tarihi:
Arzu AKBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2006 00:00
Bir zamanların en popüler mankenlerinden olan, şimdilerde oyuncu olarak karşımıza çıkan Berke Hürcan, evlilikten köşe bucak kaçıyor. "İçimdeki deli evlilikten korkuyor ve beni engelliyor" diyen Hürcan, çapkın bir erkek olduğunu da gizlemiyor.
- "Yağmur Zamanı"ndan ayrıldınız...
Asıl önemlisi işin güzel olması. Benim çok gözükmem ya da finalin benle yapılmasının bir önemi yok. Göz önünde bulunmak gibi bir sevdam ya da amacım hiç olmadı. Sadece insanlar yaptığım işe inansınlar istiyorum. O yüzden, inandırıcılık açısından projede yer almamam daha doğru. Böyle kararlı bir adamın "Ben gidiyorum" dedikten sonra gitmesi gerek. Erol Avustralya’ya mı geri dönüyor, bilinmez.
- Oyunculuk serüveniniz nasıl başlamıştı?
1991 yılında TRT’de Tekin Akmansoy’un "Sonradan Görmeler" diye bir dizisi vardı. Sesli çekim yapıyor, Ankara Tiyatrosu ile çalışıyorduk. Ege Aydan’larla, Burak Sergen’lerle büyüdüm. İki yıllık bu çalışma, oyunculuk adına ilk adımımdı. Aşk böyle başladı işte. Bu işe bu kadar rağbet yokken ve oyuncu kim ki denildiği dönemde oyunculuğa başladım ben.
- Ya modellik?
Sonrasında başladı modellik. Önce Türkiye’nin en iyi erkek mankeni oldum, sonra dünyanın en iyi üçüncü mankeni seçildim. Böylece popülaritem arttı. 23 yaşında bir çocuğa bir anda büyük sorumluluklar verildi, istemediği şekilde şöhret oldu. İşimi iyi yapmaya çalıştım ama modellikte karar kıldığım için oyunculuğa devam edemedim.
- Genelde farklı alanlara geçmek için mankenliği basamak olarak kullanıyor insanlar...
Kendi adıma mankenlik asla basamak değildi. Bugün meslekte hálá örnek olarak gösteriliyorum, bu benim için gurur verici. Demek ki işimi adam gibi yapmışım. Sonra zaman geldi ve bitmek zorunda kaldı. Artık kağıt bebek değilim. Son iki-üç yıldır oyunculuk yapıyorum, güzel de gidiyor.
- Bugünkü aklınızla yine mankenliği meslek olarak seçer miydiniz?
Seçmezdim. Ayrıca başlamayı düşünenlere de tavsiye etmem. Artık eskisi gibi değil piyasa... Özellikle erkeksen, bu işten para kazanman çok zor. Bu piyasaya aklı başında olarak girmediyseniz, ayakta kalmanız çok zor. Ya uyuşturucu bağımlısı olursunuz ya daha farklı şeylerin bağımlısı...
- Şöhret size hiç cazip gelmedi mi?
Ben bu piyasaya istemeden girdim, popüler olmak gibi bir derdim de yoktu.
- Yakışıklı ve ünlü bir erkeksiniz, kadınların size karşı ilgileri nasıl?
Hep beğenilen ve arzu edilen tiplerden biri olmak, çok tehlikeli bir ruh hali yaratabiliyor. Hiçbir zaman özgüvensiz biri olmadım, ama kadınların beğenisi bende güven değil güvensizlik doğuruyor. Biraz düşündüğünüzde kendinize "Bu kadın senin neyine geliyor" diye sormaya başlıyorsunuz.
- Evlilik düşünmüyor musunuz?
Evlilikten korkmuyorum ama içimdeki delilerden biri korkuyor ve engelliyor beni.
Çapkın bir erkeğim
Evet, ben çapkınım. Düzenli ilişkilerim sırasında da çapkınlık yaptığım oldu. Çapkınlığı sadece cinselliğe bağlı olarak değerlendirmiyorum. Küçük bir bakış da flörttür. Eğer ruhunuz fazlasıyla çocuksa ve karşı cinse yoğun bir şeyler hissediyorsanız o zaman çapkınsınız.
Asıl önemlisi işin güzel olması. Benim çok gözükmem ya da finalin benle yapılmasının bir önemi yok. Göz önünde bulunmak gibi bir sevdam ya da amacım hiç olmadı. Sadece insanlar yaptığım işe inansınlar istiyorum. O yüzden, inandırıcılık açısından projede yer almamam daha doğru. Böyle kararlı bir adamın "Ben gidiyorum" dedikten sonra gitmesi gerek. Erol Avustralya’ya mı geri dönüyor, bilinmez.
- Oyunculuk serüveniniz nasıl başlamıştı?
1991 yılında TRT’de Tekin Akmansoy’un "Sonradan Görmeler" diye bir dizisi vardı. Sesli çekim yapıyor, Ankara Tiyatrosu ile çalışıyorduk. Ege Aydan’larla, Burak Sergen’lerle büyüdüm. İki yıllık bu çalışma, oyunculuk adına ilk adımımdı. Aşk böyle başladı işte. Bu işe bu kadar rağbet yokken ve oyuncu kim ki denildiği dönemde oyunculuğa başladım ben.
- Ya modellik?
Sonrasında başladı modellik. Önce Türkiye’nin en iyi erkek mankeni oldum, sonra dünyanın en iyi üçüncü mankeni seçildim. Böylece popülaritem arttı. 23 yaşında bir çocuğa bir anda büyük sorumluluklar verildi, istemediği şekilde şöhret oldu. İşimi iyi yapmaya çalıştım ama modellikte karar kıldığım için oyunculuğa devam edemedim.
- Genelde farklı alanlara geçmek için mankenliği basamak olarak kullanıyor insanlar...
Kendi adıma mankenlik asla basamak değildi. Bugün meslekte hálá örnek olarak gösteriliyorum, bu benim için gurur verici. Demek ki işimi adam gibi yapmışım. Sonra zaman geldi ve bitmek zorunda kaldı. Artık kağıt bebek değilim. Son iki-üç yıldır oyunculuk yapıyorum, güzel de gidiyor.
- Bugünkü aklınızla yine mankenliği meslek olarak seçer miydiniz?
Seçmezdim. Ayrıca başlamayı düşünenlere de tavsiye etmem. Artık eskisi gibi değil piyasa... Özellikle erkeksen, bu işten para kazanman çok zor. Bu piyasaya aklı başında olarak girmediyseniz, ayakta kalmanız çok zor. Ya uyuşturucu bağımlısı olursunuz ya daha farklı şeylerin bağımlısı...
- Şöhret size hiç cazip gelmedi mi?
Ben bu piyasaya istemeden girdim, popüler olmak gibi bir derdim de yoktu.
- Yakışıklı ve ünlü bir erkeksiniz, kadınların size karşı ilgileri nasıl?
Hep beğenilen ve arzu edilen tiplerden biri olmak, çok tehlikeli bir ruh hali yaratabiliyor. Hiçbir zaman özgüvensiz biri olmadım, ama kadınların beğenisi bende güven değil güvensizlik doğuruyor. Biraz düşündüğünüzde kendinize "Bu kadın senin neyine geliyor" diye sormaya başlıyorsunuz.
- Evlilik düşünmüyor musunuz?
Evlilikten korkmuyorum ama içimdeki delilerden biri korkuyor ve engelliyor beni.
Çapkın bir erkeğim
Evet, ben çapkınım. Düzenli ilişkilerim sırasında da çapkınlık yaptığım oldu. Çapkınlığı sadece cinselliğe bağlı olarak değerlendirmiyorum. Küçük bir bakış da flörttür. Eğer ruhunuz fazlasıyla çocuksa ve karşı cinse yoğun bir şeyler hissediyorsanız o zaman çapkınsınız.