‘Zaman Kuşu’ Neş’e Erdok

Dramatik yönü ağır basan, kasvetli, çoğu zaman melankolik bir his hâkimdir resimlerine. Bir söyleşisinde, bir koleksiyoncunun kendisine “Daha mutlu resimler yap, daha çok satın alalım” dediğini anlatmış, “Daha kolay satın alınsın ya da insanın içini açan resimler yapayım derdim hiçbir zaman olmadı. Bir de düşünürüm, ‘Mutluluk nedir?’ diye... Ben aslında karamsar biriyim. Ama bir ümitsiz bir karamsarlık değil. Önce bir şeyin en kötü tarafını düşü nürüm. Mesela bazı resimlerim var, ‘Gölköy’ diye, deniz kıyısında. Onları çok mutlu sanıyorlar ama aslında dikkat ederseniz öyle değil. Biraz hayata böyle baktığım için resimlerimde öyle” demişti.

Bozlu Art Project Mongeri Binası, Oğuz Erten’in hazırladığı ‘Zaman Kuşu: Neş’e Erdok’un Yaşamı ve Sanatı’ isimli iki ciltlik kitap vesilesiyle kapsamlı bir Neş’e Erdok sergisine hazırlanıyor. 3 Nisan-9 Haziran arasında görülebilecek ‘Zaman Kuşu’ başlıklı sergide Erdok’un 1970’li yıllarda ürettiği eserlerinden günümüze dek uzanan geniş bir seçkiye yer verilecek. Kaçırmayın.

Bir metelikten ilhamla...

Hürriyet’in 100 kişilik dev jüriyle oluşturduğu ‘Türkiye’nin en iyi 100 sanat eseri’ listesinin ilk sırasında yer alan ‘Akdeniz’ (İlhan Koman) heykeline de ev sahipliği yapan işlevsel mimarisiyle İstiklal Caddesi’nin yeni çekim merkezi haline gelen Yapı Kredi Kültür Sanat binası, güncel sanatçılar Hera Büyüktaşçıyan, Ali Taptık ve Marco Di Giovanni’nin Yapı Kredi Sikke Koleksiyonu’ndaki 55 bin adet sikkeden ilhamla ürettiği işlerden oluşan ‘Bir Meteliğin Peşinde: İşaretler, İzler ve Hikâyeler’ sergisine ev sahipliği yapıyor.,

Hera Büyüktaşçıyan’ın ‘Elden Ele, Elden Ötedekine’ isimli mekanik heykeli, Osmanlı tarihindeki önemli tağşiş olaylarından birini (Osmanlı-Rus Savaşı’nda tazminat karşılığında verilecek altının düşük ayarlı bastırılıp, askerler tarafından elden ele geçirilerek Ruslara verilme hikâyesi) yeniden hatırlatırken; Ali Taptık’ın ‘Apofeni Topografyası’ isimli fotografik yerleştirmesi de definecilik ile akıl sağlığı arasındaki ilişkiye odaklanıyor.
Marco Di Giovanni ise ‘Bir Koleksiyondan Bitmek Bilmeyen Hikâyeler’ isimli hayali haritasında kentleri altın yıldızlardan oluşan bir gökyüzüne dönüştürüyor. 27 Nisan’a kadar görülebilir.

Fikirtepe’nin hafıza panoları 

Seydi Murat Koç’un D Design Gallery’de açtığı ‘İç Zaman’ sergisi, sanatçının 2016 yılında hayata geçirdiği ‘Vertigo’ ve ‘Yerçekimi’ serisinin devamı niteliğinde. Bilindik nesne ve imgeleri alıp, onlardan hiç beklemediğimiz yeni imgeler, görüntüler yaratan Koç, ‘İç Zaman’da kentsel dönüşümün çehresini tamamen değiştirdiği Fikirtepe Mahallesi’nden topladığı, yıkılmış binalara ait parçaları bir araya getirerek enstalasyonlar kurguluyor, birer hafıza panosu oluşturuyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen Prof. Hasan Bülent Kahraman, “Belleğin zamanı sonsuzdur. Hatırlayabildiğimiz kadar uzatabiliriz zamanı. İç zaman işte odur. Mekânların ve nesnelerin de zamanı vardır. Taşlar düşünür, nesneler dönüşür ve hepsi zamanla olur. Seydi Murat Koç bize zamana dokunma imkânı veriyor” diyor. 7 Nisan’a kadar görülebilir.