Sahrap Soysal'ın restoranı: Annenizin evindeki gibi
Güncelleme Tarihi:
Sahrap Soysal’ın yıllarca televizyon ekranlarından ve Kelebek sayfalarından tarif ettiği yemekler, artık birinci elden, sahibinin lezzetinden. Beyoğlu Şişhane’de açtığı kendi adını taşıyan restoranında İstanbul’un ve Anadolu’nun her yerinden gelen hayranlarını ağırlıyor. Fakat bu kadının yemekleri mi daha nefis, sohbeti mi daha leziz karar vermek zor. Müşteriler ona bayılıyor, dükkâna adımını atan dışarı sarmaş dolaş çıkıyor.
"Savaşçım gel, direkt mutfağa gel, sana siron yapıyorum, parmaklarını yiyeceksin. Her şeyi emanet ediyorum şeflerime, bir tek bu sironu edemiyorum. Sipariş geldiği zaman mutlaka kendim dalıyorum mutfağa...”
Sahrap Abla’nın ‘siron’ dediği, bir çeşit Gümüşhane mantısı. Tavanın içindeki sarma yufkalara kurutulmuş yoğurt döküyor, piştikten sonra üzerine naneli bir sos gezdiriyor.
“Yemeğe mani yakan, şiir yazan tek ülkeyiz biz. Burada, unutulan Anadolu köy lezzetlerini yaşatmak istedim. Hiç duydunuz mu: Yatdageber ekmeği, yergök dolması, yâriyârdanayırmaz yemeği... Hepsinin ayrı hikâyesi var.”
Öyle kendiniz yemek yok. İlla elleriyle yedirecek size. Bir kaşık alıyorum... Yoğurdu ve yağlı sosu emen yufkalar öyle yumuşamış, öyle bir kıvama gelmiş ki daha çiğnemeden ağızda dağılıyor. Ben “Immmmh ımh ımh” diye sesler çıkardıkça onun mutluluktan gözleri parlıyor.
Böyle bir kadın Sahrap Soysal. Daha önce birlikte seyahate çıkmışlığımız falan da var, oradan biliyorum, sadece bana karşı değil, yanına sokulan, yamacında dolaşan herkese karşı aynı sıcaklıkta, aynı tatlılıkta. Sarılıyor/dokunuyor, size sarıyor/kendisine dokunduruyor; ne şakası bitiyor, ne fıkrası, ne hikâyesi...
“Burası home made restoran. Mantılar, erişteler, kurabiyeler... Yemeklerin çoğu evde yapılıyor. Yani buzdağının görünmeyen kısmı evde. Çünkü bence evde yapılan yemeğin lezzeti, restoran mutfağında yapılan yemekten üstün.”
Ama mevzu ne olursa olsun laf dönüp dolaşıp hep yemeğe bağlanıyor, ya çok özel bir malzemeyi ya da ilginç isimli bir yemeğin ortaya çıkış öyküsünü anlatıyor.
Restoranına gelenler de galiba en çok onun bu tatlı haline vuruluyor. Hele de kadınlar! Gözlerimle görmesem inanmazdım, bir tanesi Sahrap Abla’nın suratını iki elinin arasına aldı, gözlerinin içine baka baka “Sen bizim gururumuzsun anladın mı gururumuz. Yemek bahane. Buraya asıl senin tatlılığın için geliyoruz” dedi.
“En sevilen yemeklerim pancar cipsli levrek, karidesli humus ve kavrulmuş erişteli çöp şiş. Fiyatları düşük tutmak için çok titizlendim. Ticari kafayla yaklaşamıyorum, herkes annesinin, halasının evinde hissetsin istiyorum.”
KİM, NE YİYOR?
- Okan Bayülgen: Kuru fasulye-pilav, üstüne yoğurt boca ediyor.
- Demet Evgar: Bir çeşit Gümüşhane mantısı olan siron.
- Ertuğrul Özkök: Hamsikuşu şeklinde pişirilmiş sarıkanat.
- Erol Evgin: Siron da siron. Bayılıyor!
- Melek Baykal: Taze sebzeli enginar salatası.
Şişhane General Yazgan Sokak’taki restoran haftanın her günü 12.00-00.00 arası açık. (0212) 243 16 16.
MÖNÜDEN SEÇMECE
- Kayakoruklu ahtapot salatası 22 lira
- Meyhane usulü barbunya fasulyesi 12 lira
- Uzun bacaklı erişte perişka 22 lira
- Kuzukulaklı mercimek çorbası 11 lira
- Terbiyeli paça çorbası 12 lira
- Sahrap’ın yeşil salatası 16 lira
- Ege otlu mücver 15 lira
- Midyeli salma pilavı 26 lira
- Anadolu köfteleri tabağı 29 lira
SAHRAP SOYSAL İLE ÇARŞI PAZAR: NEREDEN NE ALINIR?
- Akhisar - Hisar Zeytincilik’ten zeytinyağı
- Mısır Çarşısı - Cankurtaran Gıda’dan peynir
- Antakya - Uzun Çarşı Evren Baharat’tan kuru nane ve nar ekşisi
- Bodrum - Cıngıllıoğlu Gıda’dan lor peyniri
- Eminönü - Elmas Baharat’tan karabiber ve kimyon
- Gümüşhane - Gökçe Yufka’dan siron ve erişte