Lüks denen şey öldü

Güncelleme Tarihi:

Lüks denen şey öldü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2018 17:16

Erkek modasının en seçkin markalarından biri, Stefano Ricci. Geçen hafta İstanbul’u ziyaret eden Ricci ile erkek modasının gidişatını ve değişen lüks algısını konuştuk: “İndirime sokmaktansa modası geçen parçaları toplatıp imha etmeyi seçiyorum.”

Haberin Devamı

Siz lüks tüketimin devlerinden birisiniz. Lüks kavramının içeriğini tartışmak son zamanlarda fena halde moda oldu. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Bence lüks tanımı uzun zamandır sömürülüyor. Bize dayatılmaya çalışılan şeylerin gerçek tanımla uzaktan yakından alakası yok. Lüks denen şey, beş yıldızlı bir otelde kalmak ya da çok hızlı, havalı bir araba kullanmak değildir. Lüks, çölün ortasında içecek temiz su bulmaktır. Aşk, gerçek bir lüks. Sevdiğin işte çalışmak ya da seni çok seven bir aileyle yediğin bir yemek... Ben 1999 yapımı bir telefon kullanıyorum. Ne mail alabiliyor ne de Whats-App var. Çünkü herkesin bana ulaşmasını istemiyorum. Bence bu büyük bir lüks!
◊ Bu saydığınız şeylerin alışverişle pek ilgisi yok. Ama lüks, en çok moda dünyasının kullandığı terim...
- Bazen bir şeyi satın aldığında zafer kazanmış gibi hissedebilirsin. Ama o his geçicidir. Demin bahsettiğim lüks terimi öldü. Seri üretimi yapılan hiçbir şey lükse dair olamaz. Farklı şeylerden bahsetmemiz gerekiyor. Kim bilir kaç saatte yaratılmış, gerçek zanaatkârlık gerektiren el yapımıyla üretilen tasarımlardan... Belli bir geleneği, hikâyesi olan markalardan... Tutkuyla üretilmiş, saf malzemelerden yapılmış şeylerden... Bunlar gerçek lüks.
◊ Fiyatlar da hayli iddialı. 100 bin dolarlık çantanız çok konuşulmuştu. Kaç kişi bu çantayı alabilir ki?
- Hayatta herkesi mutlu edecek bir düzen kurulamadı ne yazık ki. Sizin ülkenize bakalım; 80 milyon insan var, herkesin geliri aynı değil. Bazı şeyleri sadece yüzde 1’lik kesim alabiliyor ne yazık ki. Ama alıyor. Sonuçta bazı parçalara yatırım gözüyle bakılıyor. Hayat boyu kullanabilirsiniz.
◊ Trendler değişiyor günün sonunda...
- Doğru. Ama bizim daha klasik bir tarzımız var. Trendleri de yakalıyoruz. Modası geçtiğini düşündüğümüz tüm parçaları ise toplatıp imha ediyoruz.
◊ Neden? Yazık değil mi?
- Biz dünyada indirime girmeyen iki markadan biriyiz. “Modayı yakalayalım, satılsın” diye ürettiğimiz bir şey yok. İndirime sokarsam o parçaları da satabilirim, daha çok para kazanırım. Ama markanın ruhunu satmış gibi hissederim. Markamı tutkuyla yarattım; tüm çalışanlarımız, zanaatkârlarımız da öyle hissediyor. Bize sadık olan müşterilerimiz de bu tutkumuzu paylaşıyor. Devlet başkanlarından işinsanlarına... Aile gibiyiz bu anlamda.

Haberin Devamı

Lüks denen şey öldü

Stefano Ricci, kendiyle aynı adı taşıyan markasını 1980’de Floransa’da kurdu. Bugün, 60’ın üzerinde mağazayla erkek giyiminin önde gelenlerinden. Tüm üretim İtalya’da yapılıyor ve her şey elyapımı.
Önemli olan rahatlıkla
şıklığı birleştirmek
Hipster akımıyla birlikte erkek modası bir hayli değişti. Sizin tarzınız daha klasik. Bu durum sizi zorluyor mu?
- Spor ayakkabı giyerek de şık görünebilirsiniz bence. O akımda insanları cezbeden şey konfor. Her zaman söylerim; iyi hissetmek, iyi görünmekten daha önemlidir. İkisini birleştiren tasarımlar üretiyoruz biz. Üzerimde gördüğünüz elyapımı ceketi hissetmiyorum bile ben. İtalya’da yüzde yüz ketenden üretildi. Bakarsanız, hiçbir dikiş izi yok. Yani ceket giydiğinizde rahatsız hissedeceksiniz diye bir durum yok. Aynı şekilde şortla sıradan bir spor ayakkabı giyen herkes de kendini rahat hissetmez. Önemli olan şıklıkla rahatlığı
birleştirmek.
◊ Pazar keşfetme konusundaki yeteneğiniz de biliniyor. Herkesten önce Çin’e, Dubai’ye gitmiştiniz. Türkiye’de de uzun zamandır
varsınız. Ne düşünüyorsunuz ülkemiz hakkında?
- 25 yıl önce gittim Çin’e. Maceracı bir ruhum var, yeni şeyler keşfetmeyi severim. O zaman sokaklarda lamba bile yoktu. Ama gençlerdeki enerjiyi hissettim. O yüzden o pazara girmeye karar verdim. Türkiye’deki hikâyem de buna benziyor. İlk olarak 25 yıl önce geldim, neredeyse her yerini gezdim. Enerjisinden etkilendim, burada yatırım yapmaya karar verdim. Ve bu kararımdan çok memnunum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!