Hülya olmasa başkası olurdu

Güncelleme Tarihi:

Hülya olmasa başkası olurdu
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2013 16:59

Son yıllarda onu gazetelerde sık sık gördük ama o gençlik yıllarından beri aşina objektiflere... 17 yaşındayken Türkiye 2. Güzeli olmuş, sayısız reklamda oynamış... Ne istediğini bilen biri Şebnem Dinçgör. Üstelik eski eşi Mehmet Dereli’den onun ilişkilerine kadar pek çok şeyi dobra dobra anlatacak kadar da açık yürekli...

Haberin Devamı

* Amerika’ya gidip hukuk okumak isteyen kız ne oldu da kendini Bulvar Gazetesi’nin güzellik yarışmasında buldu?    

- Daha lisedeydim o zamanlar. Vakkorama’da dolanırken, adamın biri yanıma yaklaştı, “Pinky şampuanlarının afişi için poz verir misin?” diye sordu. Adama telefon numaramı verdim, ertesi gün aradı... 

* Seninki de iyi cesaret...

- Düşün, daha 17 yaşındayım. Hiçbir şeyden haberim yok. “Ali Nur Velidedeoğlu çekecek” filan deyip izin aldılar babamdan.

* Peki güzellik yarışmasına nasıl katıldın? Afişler seni kesmedi, bir de şu güzelliği tescil edeyim mi dedin?

- Yok ben demedim, afişleri gördükten sonra Nazlı Ilıcak demiş. Nazlı Hanım o zamanlar Bulvar Gazetesi’nin sahiplerindendi. Benim afişi görünce “Ay ne güzel kız, bulun hemen bizim yarışmaya girsin” demiş.

LONDRA’DA TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİM

* Yarışmaya katıldın ve  Türkiye Güzeli oldun...

- Yarışmada ikinci oldum, Türkiye’yi temsil etmek için Londra’ya gittim. Royal Albert Hall’da düzenlendi yarışma. O gece 40 derece ateşle yarıştım. Favoriler arasında gösteriliyordum ama dereceye giremedim. Bir de o zaman şimdiki gibi imkanlar yoktu. Nazlı Hanım ve Cemil İpekçi bir-iki elbise vermişti. Derme çatma kostümlerle sahneye çıktım anlayacağın.

* Yurda dönünce turnayı gözünden vurdun ama...

- Fotomodelliğe başladım ama çok az çalıştım...

* Sevmedin mi modelliği?

- Yok kişisel sebeplerim vardı. İlk eşim rahmetli Mustafa Bakırcıoğlu’yla evlendim. İki yıl sonra ayrıldık zaten...

* Kariyerine aslında boşanmanın ardından start verdin yani...

- Aynen öyle oldu. 10 yılda 300’ü aşkın reklam filmi çektim.

* Mehmet Bey (Dereli) ile tanışmanız nasıl oldu?

- Bana hep ‘tanışalım’ diye haber gönderirdi ama umursamazdım. Bir gece Şamdan’dayım, sabah 6’da uçağa binip Miami’ye kız kardeşimin yanına gideceğim.  O arada Memo ile karşılaştık, “Ben de iki gün sonra Miami’ye geliyorum” demez mi! Telefonumu filan aldı, gerisi malum...

* Miami’de aşk başkadır...

- Öyle... Las Vegas’ta da evlendik. Çok güzel bir 15 senemiz oldu.

* Ne oldu da bitti peri masalı?

- Zamanla sevgi bitiyor, arkadaş oluyorsunuz. Erkekte de yaşından dolayı andropoz dönemi başlıyor. Ayrıldık işte...

* Aşkınızın raf ömrü bu kadarmış yani...

- Aynen öyle. Başka bir sebebi yoktu inan. Ama geçen gün manikürümü yaptırdığım kadın bile sanki aldatılmışım gibi bana “Ah ah vah vah” diyerek konuştu...

* Mehmet Bey hâlâ gecelerin müdavimi ama...

- Biz ayrıldıktan sonra gezip tozması normal...

FATMA OLMADI, HÜLYA OLDU, BANA NE!

* Hülya Avşar’la adının aşk dedikodulara karışmasına ne diyorsun?

- Herkes karalar bağlayacağımı sandı ama neden üzüleyim? Ayşe olmasa, Fatma girecekti hayatına. Fatma olmadı, Hülya olmuş bana ne? Ben ayrıldıktan sonra hayatına kimin girdiği önemli değil...

* Hiç evliyken aldatıldığını düşündün mü?

- Asla... Memo evliyken de gezmiş tozmuş olabilir ama kulağıma hiç böyle şeyler gelmedi.

* Mehmet Bey arayıp “Ben Hülya ile beraberim” diye sana haber verdi mi?

- Ne münasebet, neden arasın ki? Bekar adam. Ayrıca dedim ya benim için kiminle beraber olduğunun önemi yok.

* Görüşüyor musunuz hâlâ?

- Tabii, hâlâ dostumdur. Her şeyden önce çocuğumun babası.

* Şimdiki beraberliği de seni rahatsız etmiyor o zaman?

- Biz evliyken hayatına birileri girmiş olsa üzülebilirdim. Ama boşanmışız, bitmiş gitmiş iş...

* Var mı ufukta yeni bir aşk?

- Artık bekar olmaya karar verdim. Oğlumla ilgileneceğim.

* Ama bir gün o da yuvadan uçacak ve yalnız kalacaksın...

- Maalesef haklısın. Yalnız kalmayı seven biri değilim. Aşka aşık bir kadınım. Aşk için yaratılmışım. İnan ilk gördüğüm anda aşık olabilirim birine.

* Egosu yüksek insanlarla beraber olmak zor değil mi peki?

- Artık beni yoran insanlarla ilişki yaşamak istemiyorum. Bundan böyle aynı evde başka bir insanla birlikte yaşayabileceğimi bile düşünmüyorum. Ama dur bakalım, ne zaman büyük konuşsam başıma gelir...

* Ne kadar nafaka alıyorsun?

- (Gülüyor) Bunu söyleyeceğimi sanmıyorsun herhalde...

* Tekrar evlensen nafakan kesilir mi?

- Memo’yla aramızda olmaz böyle şeyler. “Evlenmem” diyorum ama şu an çocuk yapabilecek moddayım. Kerim de zaten kardeş istiyor, sabırsızım bu konuda.

* Bu arada Kapalıçarşı’dan çakma çanta aldığın doğru mu?

- Böyle bir şey mümkün değil. Hermes çanta koleksiyonum var, hiçbirini de kullanmıyorum; neden çakmasını alayım?

Haberin Devamı

HERMES DEĞİL, TAPU TOPLADIM

Haberin Devamı

* Mehmet Bey’in çevresiyle görüşüyor musun hâlâ?

- Bazılarıyla...

* Görüşmediklerin kimler?

- Beni kıskananlar. Hâlâ iyi dostlarım var ama pek çoğuna dost denilemeyeceğini anladım...

* Canım dediklerim canımı aldı durumları mı?

- Tabii... Gücün peşinde olan insanlar onlar... Mehmet nasıl güçlü bir isimse, şimdi ben de öyleyim. Param pulum da var.

* Bunlar kimin sayesinde oldu?

- Tabii ki Memo’nun sayesinde. (Gülüyor) Ama ben de aklımı kullandım, bazı kadınlar gibi Hermes çanta değil tapu topladım.

* Çanta koleksiyonu paşa dedenden mi kalma?

- (Gülüyor) Hepsi Mehmet’in hediyesi.

BEN SOSYETE DEĞİLİM

* Senin için hâlâ “podyumlardan sosyeteye” ibaresinin kullanılmasına kıl olmuyor musun?

- Olmaz mıyım! Çok sinirleniyorum. Bunu yazanlar ailemin geçmişini biliyorlar mı? Hem nedir sosyete? Hermes’ini koluna takıp Nişantaşı’na çıkan herkese sosyete diyorlar.

* Senin sosyete tanımın nedir?

- Türkiye’de sosyete diyebileceğimiz birkaç aile var o kadar. Ferhunde Verdi tam anlamıyla sosyeteyi temsil eder. Sonra Koçlar, Eczacıbaşılar... Bu aslında, insanların kökenine dayanıyor. Zengin olmakla ilgisi yok sosyetenin.

* Sen bu ‘seçilmiş grubun’ mensubu musun peki?

- Asla...

Haberin Devamı

KERİM FUTBOLCU OLMAK İSTİYOR

* Oğlun ileride şöhretli biriyle evlenmek istese ne dersin?

- İstediğiyle evlenebilir, hiç karışmam. Mesela bugünlerde futbolcu olmak istiyor. O konuda da Kerim’i serbest bırakıyorum. Hepsine kendi karar verir.

* 10 sene sonra nerede, neler yapıyor olacaksın?

- Miami’de bir evim var. Oğlum üniversiteye başlar başlamaz Amerika’ya yerleşeceğim. Kışın da gelip teknemde yaşamak istiyorum.

                                     

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!