Hülya Avşar olmak istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Hülya Avşar olmak istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2000 00:00

Haberin Devamı

Bundan beş yıl önce, gündemi inanılmaz şekilde meşgul eden Adnan Hoca'nın şantaj kasetlerindeki kız, artık herşeyi bir kenara bırakmış halde. Şimdilerde yeni başladığı şarkıcılık kariyerini geliştirmekle ilgileniyor. Arsız Meyhane'de program yapan Ebru Şimşek, tamamen çaresiz kaldığı o günleri, mahkeme kapılarını ve sonradan ortaya çıkan yeni hedeflerini anlattı...

Ebru Şimşek adı, hafızalara beş yıl önce Adnan Hoca'nın şantaj kasetiyle yerleşti. Tabii bu arada köprüden çok sular aktı. Kötü günleri geride bırakan Şimşek, şu anda 25 yaşında ve şarkıcılık kariyerinin başında. O günleriyse, artık sadece geçmişte kalan kötü anılar olarak hatırlıyor...

Şarkıcılık nereden çıktı?

Çocukluktan beri istediğim şeydi bu. Türk Sanat Müziği'ne ilgim vardı. Ailem beni hep sanat müziğiyle büyüttü. Ama tabii öyle gelişmedi. Mankenlik, oyunculuk, sunuculuk girdi araya. Sonra geldi şarkıcılık.

Ders aldınız mı, eğitim var mı?

Bir sene kadar Rasim Gezmiş'ten ders aldım. Şimdi de Hüsnü Üstün'den ders alıyorum.

Bilmediğiniz bir şarkı istenirse ne yaparsınız gece klübünde?

Sahnede istek olarak gelebilecek bütün gündemdeki şarkıları ezberlemeye çalışıyorum. Ama tamamını bilmediğim şarkılar olunca da, onların bir kısmını okuyarak insanları mutlu etmeye çalışıyorum.

Taciz edilmedim

Ahlaksız teklifler aldığınız oluyor mu müşterilerden, taciz ediliyor musunuz?

Ben karşılaşmadım böyle şeylerle. Mutlaka bu tarz şeyler oluyordur ama çok yeni olduğum için başıma gelmedi. Haftada bir gece çıkıyorum. Çarşamba geceleri.

İlk sahne aldığınız gece nasıldı, kimler geldi sanatçılardan izlemeye?

Tabii, destek olan arkadaşlarım oldu sanatçılardan. Çok heyecanlı bir geceydi benim için. Kimler geldi teker teker hatırlamıyorum çünkü çok kalabalıktı. Şimdi iki masam var, iki aydır her gece aksatmadan gelen müşteriler var.

Örnek aldığınız insan var mı?

Hedef aldığım bir insan var. O da Hülya Avşar. Hem güzelliğine hem de aklına hayranım onun. Çok yıllar önce Ankara'da programını izlemiştim. O zamanlar 17 yaşındaydım ve nişanlıydım. Aileye ve evliliğe çok düşkündüm o dönemler. Mankenliği bırakma kararı almıştım nişanlım istiyor diye. Program bitince kulise gittim. Annesine dönüp, ‘‘Anne bak, bana ne kadar çok benziyor’’ dedi. ‘‘Ne yapıyorsun’’ dedi bana. Ben de ‘‘Mankenlik yapıyorum ama nişanlım istemiyor diye bırakacağım’’ dedim. ‘‘Peki, hiç değer mi bu güzelliğinle bütün hayatını bırakmana’’ diye sormuştu bana. Zaten ondan sonra da ayrıldım nişanlımdan.

Adnan Hoca olayları zamanında neler yaşandı, neler hissedildi?

1995 yılında beni gruplarına katmak için kasede aldılar. Hatta bana da bir tane kopyasını gönderdiler. Beni onlarla birlik olmam için zorladılar. Daha 18 yaşındaydım bu olaylar olduğunda. Bir genç kızın geleceğiyle, onuruyla, hayatıyla oynadılar. Bunları basına veririz dediler. Ben de verirseniz verin dedim. İçkime ilaç koyup beni sersemletmişler ve o görüntüleri çekmişler, ben ne yapayım.

Nasıl geldiniz o noktaya?

Adnan Hoca beni çok beğendiğini ve kalıcı olarak istediğini söyledi. Hatta bana dedi ki, ‘‘Bacılar grubuna gireceksin, sadece pijamalarını al ve gel, burada benimle yaşa.’’ Kabul etmeyince bunlar başıma geldi. Kaset yayınlanınca da beni tehdit ettiler. Arabamın farları kırıldı. Eh, ben zaten ölmüşüm. Daha ne zarar gelebilir ki. Açıklama yapmaya karar verdim ve onların adını vererek açıkladım. Bir anda olayın akışı değişti tabii. Beni tehdit ettiler adımızı açıklarsan seni şöyle yaparız, böyle yaparız diye.

Adnan Hoca'yla ilk tanışma nasıl oldu?

Benim bir erkek arkadaşım vardı. Bir doğumgünü partisi diye evine gittik. O gün oldu zaten bütün olaylar. Arkadaşımın da mürit olduğunu bilmiyordum. Beni bacılar diye tabir edilen grupla tanıştırdı. Birkaç tane kız vardı, mini etekli, uzun tırnaklı, bellerine kadar saçları olan kızlar. İşte bütün bunlar beş sene sonra ortaya çıktı. Adnan Oktar kendi ağzıyla söyledi herşeyi. Beni direk bacılar grubuna almak istemişti. O zaman motorlar diye bir grup olduğunu bilmiyordum. Sonra öğrendim. Hatta çok güldüm duyunca, demek beni ihya etti, motorları atlatıp bacılara layık görmüş diye...

Babam üç ay rapor aldı

Bir anda hem ‘‘çok cesur kız’’ hem de ‘‘şöhret olmak isteyen kız’’ damgalarını yediniz ama...

Çok tehdit aldım. 19 kişi suç duyurusunda bulunuyor. Mahkemelere gelindiğinde, geriye üç kişi kalıyor şikayetinden vazgeçmeyen. Biri ben, biri Mehmet Ağar, biri de Fatih Altaylı. Ben beş yıl önce de çok cesaret gösterdim. Tek başımaydım, çaresizdim. Şöhrete ihtiyacım da yoktu. Zaten onlardan gelecek olan şöhreti, ünü ben ne yapayım... Mücadeleci bir ruha sahibim, vurdumduymaz olamam. İftiraya tahammül edemedim.

Sizi en çok etkileyen ne oldu bu olaylar içinde?

Annem babam devlet memuru benim. Babam üç ay rapor aldı, işe gidemedi bu yüzden. Ekmek almaya bile geceleri çıkar oldular. Ben, aile ve akraba çevremin gördüğü zararı anlatamam. Bu olayın peşini bırakmayacağım. Türk adaleti gerekli cezayı vermezse, Avrupa İnsan Hakları'na kadar giderim. Bir insanın onuruyla, gururuyla oynamak bu kadar basit değil...

Çaresizlik hissi ne yaptırıyor insana?

Elin kolun bağlanıyor. O dönem bu şantaj kasedi devamlı yayınlanmaya başladı. Haftada bir gün yayınlanan Top Secret programı, kasetten sonra haftada iki güne çıktı ve üç hafta boyunca oldu bu. Devamlı olarak aynı şeyi gösteriyorlardı. O sırada Kemal Sunal'la oynayacağım dizide bana çok yardım ettiler. Geceleri sabaha kadar ağlıyordum, uyku filan yok.

Adınız bu tür skandallara karıştı da, aşk olaylarına pek karışmadı. Ali Baransel'le birlikte olduğunuz söyleniyor, doğru mu bu?

Hayır, sadece arkadaşız Ali'yle. Ama geçenlerde Okan Karacan'la bir açılışa gittik, orada da resmimizi çekip böyle şeyler yazdılar altına. Halbuki doğru değil. Aslına bakarsanız, bu tarz haberlerin çıkmamasına da dikkat ediyorum. İki tane uzun süreli ilişkim oldu. Gel-geç ilişkilere karşıyım ve yaşamak da istemiyorum.

Kimdi o iki kişi?

Bunu söylemek istemiyorum...

Kimdir Ebru Şimşek?

Ankara Aydınlık Evler Lisesi'ni bitirdim.

1990'da Ankara'da Tülin Mankenlik Okulu'nu çok iyi dereceyle bitirdim. Moda, zarafet gibi şeyleri kapsayan bir kurstu. Türkiye'nin ilk mankenlik okulu.

1991'de Hey Girl Dergisi'nin Yüz Güzeli seçildim. Her hafta birini seçiyorlardı. Benden önceki hafta da Şebnem Dönmez seçilmişti.

O sırada Ankara'da mankenlik yapıyordum. Katalog çekimleri için filan çok teklif gelince, İstanbul'a geldim.

15 gün İstanbul'da kaldım ilk gelişimde. Üç sene kadar burada çekimlere katıldım, mankenlik yaptım. Ankara'daki mankenlik hayatımda da, dönemin ünlü isimleriyle aynı podyuma çıktım. Sibel Tan, Canan Mutluer, Meltem Doğanay filan.

1994'te Show Tv Güzellik Yarışmasına girdim. Derece elde edemedim. Yarışmaların durumunu biliyorsunuz. 2000 fotoğraf arasından ilk 150 seçildi. 150 kişi Hilton Oteli'nde elemeye girdik. İlk 20'ye girdim. Ama yarışmada bir torpilim olmadığı için derece alamadım.

1994'ta, yarışmadan sonra ATV için ‘‘Felekten Bir Gece’’ programını sunmaya başladım. Müzik-eğlence programıydı.

O arada ATV yeni bir televizyon kanalı açıyordu. Orada bütün gün program yapıyordum. Geceleri de öbürünü sunuyordum. Güzellik yarışmasından sonra mankenliği bıraktım. Neşe Erberk'le katalog çekimine girdim. O arada öbür olaylar patlak verince, bütün mankenlik kariyerim bitti.

Mankenlik camiasını sevmiyorum. Kulis arkasında çok olaylar dönüyor. Herkes birbirinin kuyusunu kazmaya uğraşıyor.

1995'te Adnan Hoca olayları patlak verdi. Tam o arada ben de Kemal Sunal'la ‘‘Bay Kamber’’ dizisinde oynamak için teklif almıştım. Bütün bu olaylar olmasına rağmen, rahmetli Kemal Sunal bana cesaret verdi ve ‘‘Ben seninle oynayacağım’’ dedi. Bana baba sıcaklığıyla yaklaştı. Hakkını ödeyemem.

Sonrasında zaten malum olaylar oldu ve depresyona girdim. İlaç tedavisi gördüm. Eve kapattım kendimi. Yanlış ve harcanmış bir dönemdi. Ama oldu. Aradan beş yıl geçince devlet olaya el attı ve benim haklılığım ortaya çıktı.

Bu arada iki senedir kaset için uğraştım. Şan dersleri aldım. Şimdi sahneye çıkıyorum ve en sevdiğim işi yapıyorum; yani şarkı söylüyorum. Bu, benim için son derece önemli bir uğraş halinde...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!