Hocanın dediğinin aksini yaptım

Güncelleme Tarihi:

Hocanın dediğinin aksini yaptım
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2000 00:00

Yener SÜSOY
Haberin Devamı

Ağlarım Romantik, duygusal biriyim. Zaman zaman ağladığım olur.

KOPYA VERDİM

Hiç kopya çekmedim ama çok kopya verdim. Beraberimde epey kişi de mezun oldu herhalde.

PİYANGO ALMADIM

Hayatımda değil kumar oynamak, Milli Piyango bileti bile almadım.

İÇKİ SİGARAM YOK

Hiç sigara ve içki içmedim. Rahmetli babam günde iki paket sigara içerdi, belki de onun etkisi oldu.

BALLI ÇAY İÇERİM

Yemek ayırımı yapmam. Soğan ve sarmısağı çok severim ama kokusu nedeniyle yiyemiyorum. Sabah kahvaltısında çayın içine bal katarım.

ALIŞVERİŞ YAPARIM

Evimin alışverişini ben yaparım. Hanımla beraber gidip her şeyin fiyatını öğreniriz.

BEŞİKTAŞ TARAFTARI

Beşiktaş taraftarıyım, mümkün olduğunda maçlarını televizyondan izlerim.

Türk basınında evinin ve özel yaşamının kapılarını ilk kez hürriyet'e açan Fazilet Partisi lideri Recai Kutan, kendisine yöneltilen ‘‘emanetçi’’ eleştirilerine kesinlikle karşı çıkıyor. Beşiktaş taraftarı olan recai Kutan, özel yaşamında eşi Mebrure hanıma yalnız evlilik yıldönümlerinde değil, sık sık hediyeler aldığını belirtiyor.

Başkanlıktan ayrılsam ev halkı kurban kesecek

Yener bey, ben ailemden aldığım terbiye itibariyle hiçbir makam ve mevki ihtirası olmayan birisiyim. Ancak inanılmayacak kadar büyük sorumluluk duygusu sahibiyim. Bana camiamız bir görev tevdi etti, onu en iyisi yapma gayreti içindeyim. Hiç gönlümden ‘‘Ben genel başkan olsam’’ diye geçmedi. Camiamız ‘‘Allah razı olsun bizim içim hayli gayret ettin, yoruldun, artık sen biraz istihat et’’ dese bizim ev halkı kurban kesecek. Hanım ‘‘Artık yaşını başını aldın, biraz dinlen’’ diyor. Yine aldığım terbiye gereği ben göreve talip olmam, verilen görevden de kaçmam. Geçen kongrede arkadaşlar kenara çekilmemi isteseydi nefsimin hoşu da giderdi. Bana ‘‘Gerçekten kendi başınıza, özgür olarak Genel Başkanlık yapıyor musunuz?’’ diye soruyorsunuz. Ben hiçbir zaman emanetçi olmadım. Yine aldığımız terbiye itibariyle ben istişarelere çok dikkat ederim. Genel başkanlığa geldiğim gün tek adam değil, takım yönetimi olacak dedim. Şimdi size desem ki sayın Erbakan'a danışmadım diye, bu yalan olur. Kendisiyle üç dört haftada bir görüşürdük, o da yüz yüze değil, kendisini ziyaret eden bir arkadaşımız onun görüşlerini aktarırdı. İki aydır bir iki düğünün dışında kendisiyle ne yüz yüze, ne telefonla konuştum. Ben genel başkan olduktan sonra Necmettin beyin telefon açarak ‘‘Recai şunu söyle şöyle yapın’’ dediği bir tek olay yoktur. Danışacağım zaman ben danışmışımdır. ‘‘Hoca Fazilet'te her şeye hakim’’ diye bir intiba veriliyor, yanlış. Ne demek ben Hoca'ya karşı çıkamam Yener bey? Gayet tabii ve çok rahat çıktım. Şu anda size örneklerini verme durumunda değilim, pek çok hadisede Erbakan hocanın tavsiye ettiğinin tamamen tersi yapıldı. Elbette kendisiyle bazı temel doğrularımızda yüzde yüz aynı görüşteyiz. Benim en önde gelen vasıflarımdan bir tanesi de vefa duygumun normalin ustünde güçlü olmasıdır. Erbakan'a karşı olan saygımda, sevgimde en ufak bir azalma söz konusu değildir. Bu görüşün mücadelesini fevkalade zor şartlarda vererek bu günlere getirmiştir.

KENAN EVREN ÖNEM VERDİĞİM BİRİ DEĞİL

12 Eylülde 8.5 ay hapis yattım ama, bu nedenle kimseye kinim yok. Mesela Kenan Evren diye birisi gündemimde yok, önem verdiğim birisi de değil. 12 Eylül ve 27 Mayıs, bana ‘‘aydın ihanetini’’ hatırlatıyor. Bu ihtilaller aslında sivil aydınların ihanetidir. 28 Şubat ise bence muhayyel bazı düşünceler, korkular üzerine bina edilmiş bir harekettir. Bizim Türk Ordusu ile kavgamız yok, ordudan bazı kimseler bizimle kavgalı. Ben bir beyanat veriyorum, Genelkurmay Genel Sekreterliği hemen bir şey yayınlıyor. Geçenlerde bir siyasi partinin yetkilisi YAŞ kararlarında haksızlıklar yapıldığını söyledi, çıt yok. Eğer o sözü ben söyleseydim ertesi gün mutlaka bildiri yayınlarlardı. Olmaz bu. Biz geride olduğumuz için değil, ilerde olduğumuz için yadırganıyoruz.

FETHULLAHCILAR SİYASETİN İÇİNDE

Fethullah Gülen baş başa oturup sohbet yaptığım kişilerden biri değildir. Partimizi destekleyen biri de değildir. Gülen iyi bir din alimidir. Bence onlar tarikat değil, cemaat. Vakti zamanında Said Nursi'nin münakaşalı durumu gibi. Nursi de bana göre tarikat şeyhi değildi. Düşüncelerini sözlü, yazılı olarak yayan bir din adamıydı. Bunlarda da cemaaat disiplini var, tarikat disiplini yok. Fethullah Gülen kendi metotlarının Türkiye'ye en fazla hizmet edeceği anlayışı içinde. Benim tasvip etmediğim, cemaatlerin kendilerinin dışında yapılan hizmetleri önemli bulmamaları. Halbuki, eğer kendi dünya görüşünüzün bu toplumda hakim olmasını istiyorsanız, o istikamette çalışanları takdirle karşılamanız lazım. Fethullah cemaati aynen Said Nursi'nin beyan ettiği gibi ‘‘Biz siyasetin dışındayız’’ diyorlar. Nurcuların klasik bir lafıdır; ‘‘Üstat buyurdu, biz şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırız’’ derler. Oysa siyasetin dışında değiller, onu önce kabul edelim. Zamanında Demokrat Parti'yi desteklemediler mi, AP'yi desteklemediler mi? Bu kadarı bile siyasi bir tavırdır. Partimizin toplam üyeleri için bir şey diyemem ama, bildiğim kadarıyla milletvekillerimiz arasında Fethullah cemaatinden kimse yok.

Mebrure Hanıma her zaman hediye alırım

Bizim başörtüsü diye ciddi bir problemimizin olduğunu kabul edin. Şahsen benim hanımımın başının örtülü oluşu. Konya Belediye Başkanımız davet edildiği 30 Ağustos resepsiyonuna gitti, kapıdan çevirdiler sakallı diye. Ben de başıma böyle bir olay gelmemesi için eşimle birçok davete gitmiyorum. O da kendisini rencide edecek hiçbir olaya fırsat vermek istemediğini söylüyor. Mebrure 27 yaşından sonra başını tam örttü, ondan önce parçalı örterdi. 20 haziran 1954'te evlendik. Hanımıma sadece evlilik yıldönümlerinde değil, her zaman hediye almayı severim. Daha çok kumaş, takı cinsinden şeyler alırım. Özellikle dış seyahatlerimin hemen hepsine onu götürdüm.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!