Hocam Huysuz Virjin

Güncelleme Tarihi:

Hocam Huysuz Virjin
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2009 00:00

Haberin Devamı

“Her şey Çok Güzel Olacak” adlı yeni albümünü tamamlayan Zeliha Sunal, “Geçmişte Huysuz Virjin’le (Seyfi Dursunoğlu) üç aylık bir çalışma yaptık. Bana sahnede nasıl kadın gibi durulacağını, konuşma sanatını, esprileri, sahne kostümlerini hazırlamayı öğretti. Ona çok şey borçluyum. Beni oya gibi işledi. O benim her anlamda hocamdır” diyor.

Çok yakında beşinci albümünüz piyasaya çıkacak. Bu albümde şehrazat ile çalıştınız. Nasıl bir araya geldiniz kendisiyle?
- Zeliha Sunal: Kadın hikayelerinden oluşan bir albüm yapmak istiyordum. Bu yüzden de hep kadınlarla çalışmayı düşünüyordum. Yani kadın besteci, kadın söz yazarları... Çünkü ben kadınların duygularının çok farklı olduğunu, hissiyatlarının çok daha yoğun olduğunu düşünüyorum. Zaten hit olmuş şarkıların çoğu kadın bestecilere ait. Kadın hikayelerinden oluşan bir albüm yapmak istediğim için de doğru adresin şehrazat olduğunu düşünüp, kapısını çaldım. Onun yazdığı şarkıların hepsinde birer öykü var. Sözleri hakiki. Mesela en sevdiğim şarkısı “Kıyamam”dır. Bu şarkı beni çok etkilemiştir. Kendisi benim için bir idoldü. Onun şarkılarının bana çok yakışacağını biliyordum. Fakat kendisiyle çalışmak benim için bir rüyaydı. Tüm cesaretimi toplayıp korka korka kapısını çaldım. Korktum, çünkü beni reddedebilirdi. Ama öyle olmadı. Beni memnuniyetle karşıladı.
- Şehrazat: Zeliha Sunal ismini çok az duymuşluğum vardı. Bir tek şey biliyordum; 40 dilde şarkı söyleyen bir kadın olduğunu. Benimle görüşmeye geldi, baktım son derece kaliteli biri. Konservatuvar bitirmiş, müziğin içinden gelmiş, altyapısı sağlam, kültürlü, hanımefendi. Bu zamanda bu donanımda fazla kişi yok. O yüzden bu donanıma sahip birine el vermek benim vazifemdi.

Peki, bu albüm tamamen kadın hikayelerinden mi oluşuyor?
- Z.S: Yok, sonra konsept değişti. Normal bir albüm projesine dönüştü. Kendisi albümümün prodüktörlüğünü de üstlenince, bana bir tepsi repertuvarla geldi. Seçtiği şarkılar beni çok mutlu etti. Sonra çalışmaya başladık. Çalışmaya başladığımız dönemde ortalık çok karışıktı. Bir anda kriz patladı. Ben bunalıma girdim. Bu esnada kendisi bir şarkı yaptı. ışte o şarkı hem albümün ismi oldu, hem de A1 parçamız... Bu kriz ortamında insanlara ümit ve cesaret veren, eğlendirirken düşündüren, pozitif bir albüm ortaya çıktı sonunda...
- şehrazat: Biraz da ironik... Benim açımdan tabii.

40 DİLDE ŞARKI SÖYLÜYORUM

İronik derken neyi kastettiniz?
- Şehrazat: “Uzun sürmez karanlıklar, her karanlığın bir aydınlığı var...” Bu cümleyi herkes kendine göre yorumlasın işte... Türkiye’nin gidişatı, bu yaşadığımız acılar, Türkan Saylan’ın getirildiği nokta falan, her şeye çekebilirsiniz bu albümdeki sözleri. Gerçekten çok üzgünüm. Ben 57 yaşındayım, halam 91 yaşında. O bile “91 yaşındayım, ömrümde böyle bir şey görmedim” dedi. Geçen hafta olanlar gerçekten sözün bittiği yerdir. Türkan Saylan, rahatsız. Allah uzun ömür versin, kadın bu durumdayken bile “yaşamam gerek” diyor. Yaptığı hayırlar ona iyi dönsün. Allah şifasını versin ve gerçekten eskisi kadar sağlıklı olsun ki mücadelesine devam etsin. Bu kadınlara ihtiyacımız var çünkü. Çok ciğerim yanıyor. Nereye gidiyoruz, ne oluyoruz? O yüzden albümün adı “Her şey Çok Güzel Olacak”... 

Birçok ünlü ile çalıştınız. Zeliha Hanım’ın farkı nedir?
- Şehrazat: Çok fark var. Bir kere çok iyi bir şarkıcı. Onu sadece yorum konusunda yönlendirdim ve bütün istediklerimi aldım. Ayrıca çok kültürlü bir kadın. Bir duruşu var, bir hayata bakış penceresi var, kendisinin ne olduğunu bilen, çizgilerini koymuş birisi. Sonra Zeliha ile oturduğumuz zaman sanattan siyasete kadar her konudan konuşabiliyoruz. Bilhassa dünya meselelerini konuşabileceğim, tartışabileceğim insan sayısı çok az bu camiada. Gerçi sanat camiasında arkadaşlarım var ama benim arkadaşlarım daha çok bunun dışında kalan insanlar. Birkaç kişi hariç bu camiaya hep mesafeliyimdir. Ama iş yaptığın kişiyle iki çift laf etmek de istiyorsun. 

Gerçekten 40 dilde şarkı okuyabiliyor musunuz?
- Z.S: Evet, 40’ı da geçiyor. Sürekli çalışıyorum, kafamı yoruyorum bu duruma.
- şehrazat: Ezbere okumak başka bir şey. Tamam ezberliyor ama her okuduğu dilin Türkçe tercümesini çıkarıyor. Dolayısıyla kadın ne okuduğunu biliyor. Papağan gibi söylemiyor. Bugün bir yere gitse, o 40 dilde derdini çok rahat anlatabilir. Bu çok önemli bir şey. Su gibi konuşamaz ama bir yol sorabilir, yemek ihtiyacını karşılayabilir. 40 dilde derdini anlatabilmek ne demek? Ben bu özelliğine gerçekten hayran kaldım. Böyle kaç tane var?

Hak ettiği yerde mi sizce?
- Şehrazat: Olacak inşallah. Bu donanımıyla hak ettiği fırlamayı yapacak. Bu fırlamanın aracısı ben olayım diye dua ediyorum.
- Z.S: Benim eksiklerimi görüyor şehrazat Hanım ve onları gidermem için müthiş destek veriyor. Ben kendi dünyamda duruyordum, popüler dünya için çalışan biri değildim. Popüler dünyanın beni kabul etmesi için de bazı eksiklerimi gidermem gerekiyordu. şehrazat Hanım beni tepeden tırnağa değiştirdi işte... Kıyafetlerimi, saç ve makyaj stilimi...

Geç kaldığınızı düşünmüyor musunuz hiç?
- Z.S: Hayır. Eskiden hayat ve geçim kaygılarım vardı. şimdi ise çok eğleniyorum. Çok güzel insanlara çalışıyorum ve yaptığım için tadını çıkarıyorum. Dilediğimi yapıyorum. Asıl şimdi benim zamanımmış. Hiçbir yaş ya da an bence geç değildir.

Haberin Devamı

HUYSUZ’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM

Haberin Devamı

- Zeliha Sunal: Sahnede kullandığım her şeyi kendim dikiyorum. Bunu Huysuz Virjin öğretti. Ona çok şey borçluyum, hocamdır. Ben yıllar önce ızmir’deki Maksim Gazinosu’nun orkestrasında gitar çalıyordum. Bir gün uvertür hastalandı, gelmedi. Ben de gitarcı kıyafetiyleyim. Patron benim sahneye çıkmamı istedi. O zaman kadroda Huysuz Virjin de var. Neyse Seda Sayan benim makyajımı yaptı, kostümlerimi hazırladı falan, ben sahneye çıktım. Çıkmadan önce de Seyfi Bey bana sahnede kadın gibi nasıl durulduğunu öğretti. ılk öğrettiği şey sahnede vazo gibi nasıl durulur oldu? Sonra kendisiyle üç aylık bir çalışma yaptık. Her gün bana bir şey öğretti. Konuşma sanatını, esprileri her şeyi... Beni oya gibi işledi. O gittikten sonra şovmenleri, komedyenleri izlemeye başladım. Bunlar bende birikti ve bu birikimlerimi de sahneye taşıdım. Yani Seyfi Bey benim her anlamda hocamdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!