Hermes bizim soyadımız, bu yüzden kaliteyi iffetimizi korur gibi koruyoruz

Güncelleme Tarihi:

Hermes bizim soyadımız, bu yüzden kaliteyi iffetimizi korur gibi koruyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2010 00:00

Dünyanın en değerli markalarından biri. Kelly ve Birkin adlı çantaları efsane. Turuncu kutusunun fethedemeyeceği kalp yok. Hermes yazılıyor Ermes okunuyor. İşe atlar için koşu takımı yani eğer yaparak başladı ama bugün parfümü de var, porselen yemek takımı da saati de bebek battaniyesi de. Marka 1830’larda kurulduğu için soyağacı biraz karışık.

Haberin Devamı

Hermes Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Guillaume de Seynes-Hermes altıncı kuşak yönetici. Markanın bugünlere gelmesinde büyük katkısı olan, geçtiğimiz hafta hayata gözlerini yuman Jean Luis Dumas’nın yeğeni. Guillaume de Seynes-Hermes’le Paris’te buluştum. Hermes deyince akla gelen herşeyi sordum.

Bugün ise Hermes’in tüm dünyada 337 mağazası var. Bu herkesten çok dayınızın sayesinde. Jean Louis Dumas sizin için ne ifade eder?
- O bizi büyüten adam. Çok çok önemli. İnanılmaz vizyon sahibiydi. Sürekli seyahat ediyordu. Hindistan’a aşıktı. Yunan bir kadınla evliydi. Yeni yerler keşfettikçe markaya yeni şeyler katardı.
Dahi miydi?
- Dahi mi bilmiyorum ama çok zeki, çok duyguluydu. Hermes’in varisi olmasaydı, bambaşka bir markayı da böyle yüceltirdi. Onun anatar kelimesi yaratıcılıktı. Tabii kaliteye önem veriyordu ama bir numarada hep yaratıcı olmak vardı. Daima gelecekteki klasikleri yaratmayı hedeflerdi. “Geçmiş mirasın üzerine yatmayın. Gelecek için yeni klasikler yaratın.” derdi.

Haberin Devamı

KENARINDA H OLAN GÖZLÜK ÜRETMEYECEĞİZ

Hermes olarak 200’üncü yaşınıza basmanıza çeyrek varken gençleşmek için neler yapıyorsunuz?
- Biz modern ile gelenekselin iyi bir formülüyüz. Aslında işin sırrını 2004’deki reklam kampanyamız çok iyi özetliyordu. Şöyle demiştik? “Herşey değişiyor, hiç bir şey değişmiyor.” Koleksiyonlarımızı her sene iki kere yeniliyoruz, sürekli yeni pazarlar keşfediyoruz, internetin gereklerini yerine getiriyoruz yani değişiyoruz. Ama diğer taraftan hiç değişmiyoruz. Ürünümüzün kalitesi ve stili hep aynı.
Hermes’in yüzde 72’si hala ailenin. Nasıl bu gemi su almadan yoluna devam ediyor?
- Şu anda markanın 40 hissedarı var. Yedinci kuşakta sayı daha da katlanacak. Sorun çıkar mı? Aile üyelerinin markaya saygısı o kadar büyük ki, adeta kutsal sayıyorlar, bu sebeple hiç sanmıyorum.
Asla üretmeyiz dediğiniz bir şey var mı?
- Biz asla yapmayız cümlesini pek kurmuyoruz. Ama ne üretirsek üretelim hiç lisans vermeden kendimiz yapmak istiyoruz, O yüzden de güneş gözlüğü işine girmiyoruz. Çünkü piyasadaki bütün markaların güneş gözlüğü aynı yerde üretiliyor. Bir gün güneş gözlüğü üretmeye karar verirsek kenarında H harfi olan gözlükler yapmayacağımızdan emin olabilirsiniz. Gözlük işine bir yenilik, bir vizyon katmadan bu işe girmeyeceğiz.
Hiç lisans vermemenizin temel nedeni nedir?
- Kontrolü elden bırakmak istemiyoruz. Hermes herşeyden önce aile ismimiz, imzamız, soyadımız. Kaliteyi ve yaratıcılığı iffetimizi korur gibi koruyoruz. Önceliğimiz ticaret ve para kazanmak değil. Minicik bir parfüm şişesini bile biz tasarlıyoruz, kendi imzamızı atıyoruz.
Dedeniz lüksün tamir edilebilir bir şey olduğunu söylermiş... Katılıyor musunuz? Bu konuda rekorunuz kaç yıl?
- Kesinlikle katılıyorum. Her gün mağazaya bir çok ürün geliyor tamir için. Büyük bir kısmı 70-80 yıllık ürünler.

Haberin Devamı

AYRI BİR KUTU

Carla Bruni, gelinliğinin parasını kendi ödedi

Kelly ve Birkin’den yola çıkarsak, ünlülerle işbirliğinin en iyi örnekleri sizde. Buna rağmen reklam kampanyalarında hiç ünlü kullanmıyorsunuz. Neden bir çantanıza daha günümüz ikonlarından birinin adını vermiyorsunuz?
- Biz ünlülerle çalışmıyoruz, kullanmıyoruz, onlar üzerinden iletişim yapmıyoruz. Hiç bir zaman da yapmadık. Kelly de Birkin de hesapsız kitapsız ortaya çıktı. Kelly zaten satışta olan bir çantaydı. Monaco Prensesi Grace Kelly çantayı satın alıp, hamileliğini gizlemek için her fırsatta göbeğine tutunca, dergilerde boy boy çantalı fotoğrafları çıktı. İnsanlar mağazaya gelip malum çantayı Kelly çantası diye istemeye başladı. Bunun üzerine dedem telefon açıp “Çantaya isminizi verebilir miyiz” diye sordu. Birkin’in hikayesi ise dayım ile Jane Birkin’in bir uçak yolculuğunda yanyana oturmasına dayanıyor. O seyahatte Jane Birkin, Jean Louis Dumas’ya ideal bir kadın çantasının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Jean Louis Dumas da anlattığı çantayı yapıp izniyle adına Birkin diyor. Kelly ve Birkin iki istisna. Biz ünlülere hediye de vermeyiz. Sarkozy’nin eşi Carla Buruni, düğün elbisesini Hermes’den kendi parasıyla aldı. Sanıyorum bu örnek çok şey anlatır.
Peki Kelly ve Birkin bir istisna olarak kalacak mı? Ya günün birinde bir başka ünlü size onlar gibi ilham verirse…
- Neden olmasın, kimin adına çanta yapalım diye bakınmıyoruz ama bu fikre tamamen de kapalı değiliz.
Birkinmania hakkında ne düşünüyorsunuz. Jane Birkin geçen ay bir İstanbul ziyaretinde Marie Claire dergisine röportaj verdi. Röportajda Birkin çılğınlığına kendisinin bile inanamadığını söylüyor. Siz inanıyor musunuz?
- Ben Birkin’in isminde bir sihir olduğuna inanıyorum. O dayıma hayalindeki çantayı tasarlatan kadın. Bir mühendis gibi tüm detaylarını anlatmış. Ve sonuçta ortaya modern ve elegan kadının ihtiyacı olan bir çanta çıkmış.
Yine aynı röportajda “Birkin satışlarından payıma düşeni sosyal sorumluluk derneklerine bağışlıyorum” diyor. Aranızda nasıl bir ticari ilişki var?
- İki türlü. Biz her yıl onun istediği bir vakfa bağışta bulunuyoruz. Bir de o kendi Birkin’lerini açık arttırma ile satıyor. İlk yapılanı 73 bin Euro’ya sattı yanlış hatırlamıyorsam.
Ben Birkin çanta alabilmek için bu bir yıl beklemelerin bir pazarlama yöntemi olduğunu düşünüyor olsam, beni aksine nasıl ikna edersiniz?
- Eğer sıradan bir Birkin almak istiyorsanız bekleme listesine girmenize gerek yok. Ama özel bir renk istiyorsanız, kenarına sizin stilinizi yansıtacak bir detay ekleme düşüncesindeyseniz bekleyeceksiniz. Son on yılda çanta yapan ustalarımızın sayısı 600’den 2 bine çıktı. Yine de özel siparişlere yetişemiyoruz. Çünkü 337 mağazamız var. Mesela sarı ve krokodil bir çanta istediniz diyelim. Bir krodil çanta yapılırken üç ayrı timsahın derisi kullanılıyor. Haliyle üç parça da farklı. Birbirine en yakın deriyi bulmak zaman alıyor. Sarıya boyandığında üçününde benzer sonuçlar vermesi lazım. Bazı renkleri yapmak bir yılı bile geçiyor.
Peki o zaman “Bringing Home The Birkin / Birkin’i Eve Getirmek kitabının yazarı Michael Tonello bekleme listelerini nasıl aştı? 111 şehir dolaşıp, yüzlerce Birkin satın alıp bunu internet üzerinden satarak zengin oldu. Sonra oturdu bunun kitabını yazdı.
- Çünkü özel bir renk almadı, mağazada olanı evine götürdü.
Kitabı okudunuz mu?
- Okudum, çok da eğlendim. Çok akıllı bir adam olduğu gerçek. Çok zeki olduğu için hangi mağazadan ona çanta verileceğini çok iyi takip etmiş. Biz VIP insanlara her zaman önem veririz. Bu boşluktan yararlanmış.

Haberin Devamı

Türkiye’de Jypsiere, Birkin’den çok satıyor

Türkiye’deki mağazadan çok memnunuz. Türk müşterisinden, sofistikasyonundan çok etkilendim. Sadece Birkin ya da Kelly peşinde değiller. Tüm modelleri biliyorlar. Jypsiere adlı modelimiz Birkin’den daha çok satıyor mesela. Bu çok sevindirici bir durum. Başka mağazalar açmayı da planlıyoruz. İstanbul’da ikinci mağazayı ve Ankara mağazasını düşünüyoruz. (Orta boy bir Birkin’in Türkiye satış fiyatı 13 bin 700 lira, orta boy bir Jypsiere ise 10 bin 900 lira.)

Hermes hakkında başka neler öğrendim?

* Kilidi pırlanta kaplı timsah derisi Birkin’in fiyatının 138 bin euro olduğunu.
* Dünyanın en hareketli Hermes mağazasının “24 Rue du Faubourg Saint Honore” olduğunu. Biz Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ve eşi Diana Şahenk’in Hermes Birkin almasına şahit olduk.
* Hermes markasının her şeyi uzun süreli planlara dayandırarak yaptığını. İstanbul’da mağaza açmalarının bu sebeple 7 yıl sürdüğü.
* Hermes’in kadın koleksiyonunu 1999’dan beri Jean Paul Gaultier’in tasarladığını. Jean Louis Dumas ve Jean Paul Gaultier Amerikan kolejlerindeki kardeşlik duygusuyla çalışırlarmış.
* Detay düşkünlükleri yüzünden diğer lüks markalara oranla Hermes’in daha az taklit edildiğini.
* Hermes’dir kaya gibi sağlamdır, deyip yeni alınan bir Hermes’in hor kullanılmaması gerektiğini. Gerçek derinin kendini koruyan maddeyi iki hatta üç yılda salgıladığını…
* Fransa’dan sonra en çok eğeri Amerika’da sattıklarını. Eğerlerin atların ölçülerine göre özel siparişle yapıldığını. Geçen ay piyasaya çıkan yeni eğerin teknolojik bir takım özelliklerinin de bulunduğunu, yarış atları için uygun olduğunu.
* Hermes’in modanın değil kalitenin peşinde oluğunu. Tasarımcılarının trendleri takip etmediğini. Çünkü Hermes’den alınan bir kıyafetin en az 10 yıl giyilmesi hedefleniyor. Bu sene aldığınız bir kazağın üç sene önce aldığınız palto ile kombinlenmesi bekleniyor.
* Kullanılan malzemeleri verilen emeği görünce Hermes ürünlerinin pahalı değil maliyetli olduğunu.
* Fransa ve yakınlarında 15 ayrı üretim atölyesi olduğunu.
* Bir çantanın her detayıyla yalnızca bir kişi tarafından üretildiğini. Bir çırağın çantayı baştan sona üretebilmesi için 18 ay eğitim aldığını. Birkin’i üreten ustaların en az sekiz yıl deneyimli olduğunu. Bir Birkin’in üretiminin 16 ile 24 saat arasında bittiğini.

Haberin Devamı

Hermes’in 2010 temasının adı A Tale to be Told (Masallardaki gibi hayatlar) Bu temanın tanıtımı için Mart başında Paris’te 200 seçkin davetlinin katılımıyla bir gece düzenlendi. Organizasyon sırasında Pamuk Prenses, Fareli Köyün Kavalcısı, Kül Kedisi gibi masallar canlandırıldı.

Hermes’i daha yakından hissetmek isteyenler bir kenara not edin. 12, 13, 14 ve 15 Mayıs tarihlerinde Abdi İpekçi Caddesi’nin orta yerine kocaman bir Hermes hediye kutusu konacak. İsteyenler içine girip Hermes eşarpları takıp fotoğraf çektirebilirler. Bunun için Fransa’dan bir stilist gelip eşarpla styling yapacak. Fotoğrafları Emir Sarısaç çekecek. Çekilen fotoğraflar “Monde Hermes” dergisinin kapağına basılıp hatıra olarak bir kaç saat sonra mağazadan teslim edilecek. Aktivitenin adı “Hermes Eşarp’la Yıldız Olun”.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!