Her şeyi düşünen pasta eksperi

Güncelleme Tarihi:

Her şeyi düşünen pasta eksperi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kanal D'nin yemek programlarından tanıdığımız Emel Başdoğan'ın gizli marifeti... ‘‘Tefal-Sen Her Şeyi Düşünürsün'' yemek programından tanıdığımız Emel Başdoğan tariflerini sır gibi sakladığı pasta ve kekleri Foodie isimli dükkánında meraklılarına sunuyor.

Nasıl çalışıyor?

Küçük ama bu işi seven bir ekibim var. Hepimiz lezzetçiyiz.

Fazlaca mükemmelliyetçiğim. Bir ekmeğin kaç derecede, kaç dakika ve saniye pişmesi gerektiğine çok dikkat ederim.

Her zaman yeni tatlar ve lezzetler ararım.

Formüllerimi sormayın. Prensip olarak açıklanmaz.

Doğru uygulama ve karışımlarla harikalar yaratılabilir.

Tazeliğini yitirmemesi gerekir.

Eğer bir pasta ‘çilekli pasta’ adı altında satılıyorsa, içinde bol bol çilek olmalı. Eğer bol çilek koyulmayacaksa adı da ‘pastalı çilek’ olmalı.

Küçük bir çocukken evimize sabah bir top kumaşla gelen terzinin akşam olduğunda geride bir elbise bırakıyor olması müthiş ilgimi çekerdi. Aynı şey yemek yapmakta da geçerli. Hálá ilk günündeki heyecanla yapıyorum bu işi. Zaten insan pasta ve yemek yapmayı çok sevmezse, bu işe hiç girişmemeli. Çok meşakkatli ve zor bir iş.''

Bu sözler, İstanbul, Ulus Güzel Konutlar Sitesi'ndeki gizli lezzet bahçesi Foodie'nin sahibi Emel Başdoğan'a (39) ait. Sırrının asla açıklanmadığı harika kremalı pastaların ve susamlı ekmeklerin sipariş üzerine satıldığı bu özel mekanın patroniçesi Emel Başdoğan aslında hiç de yabancı olmadığımız biri. Onu her sabah Kanal D'de yayınlanan ‘‘Tefal- Sen Her şeyi Düşünürsün'' programında yaptığı yemek tariflerinden tanıyoruz.

New York’ta okuluna gitti

Emel Başdoğan, bu işe New York'ta, damak tadına uygun yiyecek pastalar bulamadığı için başlamış. ‘‘Canım pasta veya kek istediğinde yapacak hiçbir şey yoktu; yiyebileceğim damak tadına uygun bir pasta bulamıyordum. O yüzden malzemeleri alıp kendim yapmaya başladım.'' Orada Culinary Institute of America'ya gidip yemek eğitimi aldıktan sonra, Türkiye'ye dönmüş. ‘‘Sonrasında ortağım Fatoş Erbil ile birlikte Mutfak Rehberi'ni çıkartmaya başladık. Yemek tarifleri verdiğimiz, kadınlara yönelik bir çalışmaydı. Yine aynı yıllarda Sabancı Grubu'nun da katkılarıyla Prosel Akademi adlı, resimlerle bir fotoroman haline getirilmiş ve pastanelerde çalışan insanları eğitmeye yönelik bir yayın çıkardık. Pastanelerde çalışan çoğu insan bu işi ya baba mesleği olarak ya da bilinçsizce yapıyordu. Onları besin değerleri ve değişik tatlar konusunda bilinçlendirmek için böyle bir girişimde bulunduk. Ve ardından televizyon için yaptığımız ‘Tefal-Sen Her şeyi Düşünürsün’ programı geldi. Ev kadınları bayılıyor, çalışan kadınlar videoya çekiyorlarmış. Fanatik erkek seyircilerimiz bile var.''

Bir kadın neden iyi yemek yapmayı ister?

Erkekler gün boyu dışarıda çalışıyorlar ve evlerine döndüklerinde yaptıkları iş ile gurur duyuyorlar. Oysa bir kadına hiç kimse ne kadar güzel halı silmişsin diye iltifat etmiyor. O yüzden de bir kadın için mutfağa girip de çok lezzetli bir yemek yapmak bir başarıdır.

Mutfakta yaratıcılık huzur ve iç dengesi ister. Eğer bir kadın mutfağa girip kuru fasulye pişirdiğinde tam kıvamını tutturuyorsa, o kadının hayatı da tam kıvamında gidiyordur.

İlginç ve dikkat çekici yemekler yapan bir kadının sofrasında misafiri bol olur. Bu da onun hayatına büyük bir değişiklik ve canlılık getirir.

Bir kadın mutfakta başarılıysa, büyük ihtimalle evliliği de iyi gider. Çünkü eşi eve geldiğinde onu birbirinden leziz yemeklerle karşılar ve eşinin övgülerini alır.

Mükemmel bir davet mönüsü

Biz Emel Hanım'la oturup bir senaryo yazdık. 5-6 arkadaşları akşam yemeğe geliyorlar ve bu son derece samimi bir 'şarap akşamı' olacak. İşte Emel Başdoğan'ın akşam için hazırlayacağı mönü:

İlk olarak soğan ve biberle süslenmiş börülce salatası yaparım. Sonra ana yemek olarak ya kırmızı şarapta kekikli, soğanlı ve tereyağlı tavuk eti, ya sarmısaklı sosla çok az pişirilmiş iri karidesler, ya da evde yapılmış ve içine sebze sote doldurulmuş küçük dürümler servis ederim. Eğer karides yemeği yapılacaksa, mutlaka çok çok az pişmiş olmasına özen gösterilmeli. Maalesef misafirler, bu üç yemekten birini seçmek zorunda kalacaklar. Tatlı seçimime gelince... Bence ne olursa olsun, yeterki çikolatalı olsun! Emel Başdoğan'ın evde verilen yemek davetleri üstünde titizlikle durduğu iki de kriteri var: ‘‘İlk olarak ev sahibi huzur içinde olmalı, ki misafiri de huzur bulsun. İkincisi de misafirlerin hem yerken, hem de yemekten sonra keyif alacak durumda olmaları, ki bunun içinde bütün mönüde yağ dengelenmeli.''



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!