Hepimiz birer çelik manolyayız

Güncelleme Tarihi:

Hepimiz birer çelik manolyayız
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2010 00:00

Dünyanın en çok sahnelenen oyunlarından “Çelik Manolyalar” 4 Mart’ta Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Salonu’nda perdelerini açtı. Tiyatro Kare oyuncuları Suna Keskin, Oya ınci, Suzan Aksoy, şenay Gürler, Saadet Işıl Aksoy ve Aslıhan Erguvan ile büyük gün öncesi provalarda buluştuk

Haberin Devamı

SAADET IŞIL AKSOY: Erkek gibiyimdir biraz              

*  Geçen sene tiyatroda küçük bir rolünüz vardı, şimdi ise başroldesiniz...
- Evet, geçen yıl DOT’un sahnelediği oyunda kısa bir rolüm vardı. Orası benim için iyi bir başlangıç oldu. Daha yolun başında büyük bir rolü üstlenmek istemezdim zaten...
*  “Çelik Manolyalar”da canlandırdığınız karakterden söz eder misiniz?
- Shelby, evlilik hazırlığında bir kız... Bir hastalığı var ama onunla yaşamaya alışmış. “Bu da benim hayatım” diyor, geleceğe umutla bakıyor. Bu arada annesiyle aralarında tatlı bir çekişme var.
*  Oyunun tamamı bir kuaför salonunda geçiyor, değil mi?
- Evet... 80’li yıllar dönemi... Kasabadaki tüm dedikodu ve haberler Truvy’nin sahibi olduğu kuaför salonundan yayılıyor. Kadınlar orada kocalarından, sevgililerinden ve hayattan bahsediyor. Oyunda beni en çok etkileyen de buydu. Herhangi bir kuaför salonuna gizli kamera yerleştirseniz aynen bu olayları yaşarsınız.
*  Sizin kuaförlerle aranız nasıl?
- Küçüklüğümden beri annemin kuaförüne gidiyorum. Saçımı hâlâ o keser. Bazen sırf muhabbet etmek için bile Ahmet Abi’nin kuaförüne gittiğim olur.
*  Çelik manolya mısınızdır?
- Tüm kadınlar kadar... Kendimi bildim bileli dışarıdan kırılgan gözükürüm ama aslında o kadar da kırılgan değilimdir. Hatta biraz erkek gibiyim. Mesela özel günleri çoğunlukla unuturum. Asıl annem çelik manolya... Dolayısıyla büyürken karşımda hep bu oyunda gördüğüm kadınlar gibi biri vardı. Ondan mutlaka etkilenmişimdir.

Haberin Devamı

OYA İNCİ: Dedikoduya hiç fırsat bulamadık

 *  Siz oyunda nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
- Ben Ouiser’ı oynuyorum. Quiser kendi ayakları üzerinde durabilen, sert görünüşlü ama yumuşak kalpli, her şeye kızan, mutsuz, iki kez evlenip ayrılmış bir kadın... Kocaları gibi çocukları da hayırsız üstelik...
*  ılk kez tüm oyuncuları kadın olan bir oyundasınız herhalde...
- Evet, bu anlamda kariyerimde bir ilk...
*  Kulis nasıl peki? Sahne üzerindeki kadar dedikodu var mı orada da?
- Kuliste dedikodu yapma fırsatı bulamadık ki hiç. Oyun telaşındaydık çünkü...
*  Sizin kuaförlerle aranız nasıldır?
- Saçım kıvırcık olduğu için yıkayıp çıkıyorum. Sadece boya, manikür-pedikür için kuaföre giderim. O zaman da bir an önce işlem bitsin isterim.
*  Siz de çelik manolya mısınız?
- Bence her kadın çelik bir manolyadır. Benim hayatımda da zorluklar oldu. Ben de evlenip ayrıldım. Zor dönemlerimi ise tiyatroda atlattım.

Haberin Devamı


SUNA KESKİN: Gençler beni motive ediyor

*  Altı kadın aynı kuliste... Nasıl geçiyor günler?
- Çok keyifli, aman dilimizi ısıralım... Gençlerle çalışmak beni motive ediyor.
*  Gelelim oyunda sizin canlandırdığınız karaktere...
- Ben Clairee’i oynuyorum. Clairee, kasabanın eski belediye başkanının dul eşi. Çok varlıklı ve kuaför salonunun müdavimlerinden. Çok neşeli, şen şakrak, hayata dört elle sarılan ama kocasını özleyen bir çelik manolya o...
*  Kuaförle gerçek hayatta aranız nasıl?
- Zorunda kalmadıkça gitmem. Saçımı yaptırmaktan, kuafördeki makinelerin altına girmekten pek hoşlanmam. Mümkün olduğu kadar kendi işimi kendi görürüm.
*  Clairee kadar sert misiniz siz de?
- Tüm kadınlar çelik manolya. Hepimizin hayatında acı tatlı zamanlar oluyor. Ben erkek kardeşimi lösemiden kaybettim. Ne olursa olsun direndim, mesleğime sarıldım. Oyundaki kadınların her birini de başka bir şey hayata bağlıyor.

Haberin Devamı

SUZAN AKSOY: Oğlumla beraber büyüdüm

*  Tiyatroseverler sizi hangi rolde izleyecekler?
- Shelby’nin annesi M’Lynn Eatenton rolündeyim. Diğer kadınlardan biraz daha farklı, daha elit bir kadın. Psikolog olduğu için kasabadaki her şeyi biliyor, ama son derece ketum. Kızıyla arasında ise ciddi bir kuşak çatışması var.
*  Yıllardır Suna Keskin’le aynı oyunda olmak istiyormuşsunuz...
- Doğru, kendisini konservatuvara giderken Çevre Tiyatrosu’nda izlemiştim. Suna’nın enerjisini gerçekten çok seviyorum. Rahmetli Nisa Serezli’yi de çok severdim. Göksel Kortay, Arsen Gürzap sevdiğim diğer isimler.
*  Kuaförlerle aranız nasıldır?
- Kuaföre gitmekten pek hoşlanmam, kendi saçımı kendim yaparım.
*  “Çelik manolya mısınız?” diye size de sorayım...
- Hayatım boyunca öyle yaşadım. Erken evlendim, bir yıl sonra ayrıldım. Oğlum Emre 1 yaşındaydı o zaman, birlikte büyüdük bir bakıma... Hayatı anne-oğul olarak kotarmaya çalıştık. Mücadele etmeyi çok seviyorum.

Haberin Devamı

ŞENAY GÜRLER: Bu rol için kuaförlük dersi aldım

*  Siz hangi karakteri canlandırıyorsunuz oyunda?
- Truvy... Filmi izleyenler bilir, bu karakteri Dolly Parton oynuyordu. Truvy kuaför salonunun sahibi. Hayata gülümsemeye çalışan, etrafa neşe saçan, romantik ve güçlü biri. Sürekli televizyon karşısında oturan bir kocası ve haylaz çocukları var.
*  Oyunun ikinci psikoloğusunuz o zaman...
- Bir bakıma öyle, kuaföre gelen kadınların dertlerini dinliyor, onları sakinleştirmeye çabalıyor.
*  Bu oyun için kuaförlük dersi de almışsınız.
- Doğru... Çünkü oyunda saç kesiyorum, manikür yapıyor, oje sürüyorum. Sponsorumuz olan Eczacıbaşı Schwarzkopf’un kuaförlerinden eğitim aldım bunun için...
*  Ekibe en son siz dahil oldunuz. Arayı nasıl kapattınız?
- Yönetmen yardımcılarımız bizi çok güzel çalıştırdı. Gecenin bir yarısı kalkıp “Bunu derken tırnak törpülüyorum, şunu yaparken bunu söylüyorum” diye çalıştım. Hem heyecanlı hem de bu yıl tiyatro yaptığım için mutluyum.
*  Kuaförlerle aranız nasıl?
- Kuaför salonlarında zaman harcamayı sevmem. Saçımın rengiyle ve kesimiyle çok oynamam. Doğal renkleri severim. Oyunda ise aksine sarı peruklayım. Çünkü kadın “doğal güzellik yoktur” diyor.
*  Gerçek hayatta bir çelik manolya mısınız siz de?
- Hayatta çok fazla zorluk yaşadım. Buna rağmen dimdik durabiliyorsam ve bir o kadar da yumuşaksam, çelik manolyayımdır.

Haberin Devamı

ASLIHAN ERGUVAN: Kimseye muhtaç olmak istemem

*  Karakteriniz nasıl biri?
- Annelle, 18-19 yaşlarında bir kız. Kocası onu terk ediyor. Ne kadar beceriksiz olsa da kuaför salonunda işe alınıyor. Önceleri kendini, kim olduğunu saklıyor ama o insanların sıcaklığı sayesinde zamanla açılmaya başlıyor.
*  Kuaför salonlarına sık sık uğrar mısınız peki?
- Evet, saçımın rengini değiştirmeyi, modeliyle oynamayı seviyorum.
*  Çelik manolya mısınız?
- Bizim ailedeki kadınların ayakları yere sağlam basar. Ben de yıllardır kendi paramı kazanıyorum ve hayatta tek dileğim kimseye muhtaç olmamak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!