Hayvanlar insanlaşırsa

Şimdi de filme çekildi.

Orwell bir tür modern La Fontaine gibi hayvanlar alemini göstererek insanlar aleminin durumunu yargılıyordu.

Neydi komünizm?

Yeni bir dünya düzeni.

İşçilerin, proletaryanın iktidarı, işçi sınıfının yönetimi.

Evet, onlar yönetecekti ama ünlü sözde dediği gibi bütün hayvanlar eşitti ama bazıları daha çok eşitti.

Yönetici hemen bu düzende diktatör oluyor, eleştirilere tahammül edemiyordu.

Çünkü iktidar tatlı geliyor, onun nimetlerinden yararlanmaya başladığı anda, rejim eskisinin aynı oluyordu.

Filmde insanlarla hayvanlar birlikte rol alıyor, hayvanların insanlara karşı dayanışması başta gerçekten bir direncin, bir başkaldırının simgesi, ancak daha sonra onlar da yozlaşıyor.

Yayınlandığı yılları düşününce, onun tartışma fırtınaları kopardığını bugün bu filmi seyrederek anlamak mümkün değil.

Çünkü yıkılmış bir rejimle alay etmenin, dalga geçmenin bugünkü kuşağa, seyirciye bir şey söyleyeceğini sanmıyorum.

Ne var ki komünizm dışında insanı ezen bütün rejimlerin de serüveni aynı.

Belki Hayvan Çiftliği'nde bunu görmek mümkün.

Neden yönetici olarak domuzları seçmiş, bunun anlamı açık.

Çoğunlukla teba olarak da koyunları, tavukları kitapta işliyor.

Ancak, hayvanın protestosuyla insana göndermelerde bulunuyor, zavallı tavuklar bile diktatöre baş kaldırmak için ahırın tepesine çıkıp yumurtalarını aşağıya atarak vermiyorlar.

Böylece üretim hikayesinin de komünist rejimde fos çıktığını anlatmak istiyor.

Filmin en hoş sahnelerinden biri de yumurtalarını kıran tavukların idam edilmesi.

Propaganda sahneleri de çok hoş ama yayınlandığında taze bir eleştiri olduğunda ilgi çekiciydi.

Bazı kitaplar, filmler var ki eleştirdikleri rejim yıkılınca onlar da kaybolup gidiyor.

Hayvanlar Çiftliği bunlardan biri, belki de birincisi.