Hayatımda iki tane zıplayan balık var

Güncelleme Tarihi:

Hayatımda iki tane zıplayan balık var
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2009 14:40

Kıyafet seçimleriyle beğeni toplayan Ebru Akel, sırrını İstanbul Life dergisine açıkladı.

Haberin Devamı

EBRU AKEL FOTOĞRAFLARI

İstanbul Life dergisi, Ebru Akel’le Sedef Adası’na bir yolculuk yaptı. Kısa bir tatil havasında geçen tura martılar, masmavi deniz ve yemyeşil çam ağaçları eşlik etti. Akel, hakkında merak edilen her şeyi ve kendi İstanbul’unu adanın muhteşem manzarası eşliğinde anlattı

Yaz aylarında “Benimle Dans Eder misin?” yarışmasıyla ekrandasınız. Nasıl gidiyor çekimler?
- Çok renkli, içeriği çok dolu ve dili çok sağlam, mesajı çok güzel bir program. Yaz için kıpır kıpır, eğlenceli bir yarışma. İçinde olmaktan çok mutluyum.

Program canlı yayınlanıyor. Siz canlı yayın konusunda uzmanlaştınız gibi.
- Canlı yayın beni çok ilgilendiriyor. Gerçeğin peşinde biriyim. Sahne üzerinde canlı performans bence heyecan verici. Canlı yayın bir anlamda yaşamın bir parçası. Sen evde koltuğunda otururken ben orada bir şeyler anlatıyorum. Geriye dönüşü olmayan bir şey.

Haberin Devamı

OYUNCULUK BENİM İÇİN UZUN BİR MARATON
Son yıllarda sizi dizi, sinema, sunuculuk gibi farklı alanlarda gördük. Aralarında en çok ağır basan hangisi?

- Oyunculuk hayatımda hep vardı. Konservatuvarı bitirdiğim andan itibaren sahneden televizyona geçiş oyunculukla başladı. Ama sunuculuk da çok sık yaptığım bir iş oldu. Çok ayıramıyorum birbirinden. Ama oyunculuk benim için bambaşka bir şey. Hiç kopmayacağım uzun bir maraton, yolculuk.

Bu kadar farklı projeleri bir arada yürütmenin sırrı nedir? Disiplinli misinizdir?

- Çok disiplinliyimdir. Sistemli de denebilir. Ben çalışmaya çok inanıyorum. Hiçbir şey durduk yerde olmuyor. “Oldum” dememek benim en önemli felsefem diyebilirim. Bu da bana çok küçük yaşlarda şöyle gelmişti; efsanevi balerin Margot Fonteyn, 60 küsur yaşında jübilesini yapıyor. Jübilesini yapmadan önce ısınıyor, çok genç öğrencilerinden biri de onun ısınmasına yardımcı oluyor. Derken kolunda bir noktaya dokunuyor. O dokunduğu nokta o kadar iyi hissettiriyor ki, “Dans hayatımda hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Bundan sonra bunu da düşüneceğim” diyor. O dünyanın en iyi dansçısı olmuş ama öğrenmeye kendini kapatmamış. Bu çok önemli. Onun için yaptığım her işte, her alanda, tanıştığım her insanda mutlaka kendimi bir şeyler öğrenmeye bırakıyorum.

HAYATIMDA İKİ TANE ZIPLAYAN BALIK VAR

Yeni projeler var mı? Yeni sezonda neler yapmayı düşünüyorsunuz?
- Yeni sezonda farklı ve sürprizli bir program yapacağım. Ayrıca bir sitcom projesi, bir drama projesi var, bir de sinema projesi var. Filmin senaryosunu çok beğendim. Ancak bu işler çok zor yapılıyor, zaman alıyor. Hayal ettiğim güzel şeylerde oynamak bana onları daha yakınlaştırıyor.

Giydikleriniz, aksesuvarlarınız çok beğeniliyor. Tasarım yapmayı ya da bir şeyler üretmeyi düşündünüz mü hiç?

- Ben yazıyorum. Yıllardır günlük tutarım, şiirler yazarım.

Yazılar yazdığınızı ilk kez duyuyorum.

- Yazdığınız her detay, hayatınızda iyi bir anı ve iyi bir hafıza olarak kalıyor. Yaptığınız işte de çok yardımcı oluyor. Özellikle oyunculukta. Ben balık burcuyum. Hayatımda iki tane zıplayan balık var. Bunlar renkliler ve meraklılar. Her şey onların başının altından çıkıyor. Bazen taktığım aksesuvarın bir an kostümüme uymadığını fark ediyorum, “Bir de şöyle olsa nasıl olur” diyorum. Çok da şanslıyım, çevremde çok yaratıcı insanlar var. 8-10 yıldır birlikte çalıştığım insanlardan yaratıcı fikirler geliyor. Benim tasarımım kendimle alakalı. Biraz daha iyi eğitim almak, biraz daha fazla okumak... Hepsini tasarlıyor ve hayata geçiriyorum.

ÖNYARGIYI VE KÖTÜ BAKIŞI SİLMEK LAZIM

Çok da çalışıyorsunuz. Geçen günlerde bir workshop’a katıldınız...
- Çok güzel geçti. 2,5 yıl önce Eric Moris ile başlayan çalışmam oyunculuğa ve hayata bakış açımı değiştirdi. Anthony Vincent Bova’nın workshop’u da çok heyecan vericiydi. Burada en büyük soru şu: “Ne hissediyorum?” Bu çalışmalarla ne hissettiğinin farklı anlamlarını buluyorsun. Onun için artık her şeye “Ne hissediyorum İstanbul?” diye bakıyorum. Böyle olunca her şeyin anlamını, gerçekliğini biraz daha kabul ediyorsunuz. Anın değerini anlıyorsunuz. Dün arkadaşlarım şaşırdı, tek başıma bir yerde yemek yedim, dergi okudum... Kendi başıma olmaktan da mutluyum, çevremde birileriyle olmaktan da mutluyum. Yaşadığımız ana değer vermek ve kendi anlarımıza saygı duymak, bir de önyargısız olmak çok önemli.

Haberin Devamı

Sabah çekim için Emirgan’da buluşmadan önce o beş dakikalık arayı değerlendirmiş, Boğaz’ı seyrediyordunuz. Oradaki keyfiniz gerçekten görülmeye değerdi...
- Evet, İstanbul beni çok heyecanlandırıyor. Ben İzmirliyim. Nereye gidersem gideyim, dönüşte o yeşili, ışıkları gördüğümde heyecanlanırım. İstanbul çok büyülü bir şehir. İstanbul’u seviyorum çünkü bana çok şey verdi. Bu yüzden onun değerini bilmeye çalışıyorum. Önyargıyı ve kötü bakışı silmek lazım. Dünyada ve ülkemizde ilgilenmemiz gereken öyle çok şey var ki! Yüzeyden çok derinlerde yaşamak lazım

EBRU'NUN İSTANBUL'U
AŞIK OLMAK İSTERMİSİN

Akşam yemeği için tercih edeceğiniz ilk üç yer?
- Tarabya Balık, Cihangir’de Doğa Balık, Ulus 29.

Mahalle esnafından en sevdikleriniz?

- Çocukluğumun kasabı Yayla Kasabı, Laz Bakkal.

Şimdiye kadar nerelerde oturdunuz?

- Nişantaşı, Ulus, Arnavutköy, Bebek, Emirgan.

İstanbul’da sizi en mutlu eden semt?

- Denizi ve maviyi görebildiğim her yer. Bebek, Tünel, Balat.

İstanbul’da hiç gitmediğiniz bir semt var mı?

- Sanırım yok.

İstanbul bir sevgili olsaydı, onu elde etmek için ne yapardınız?

- Her yere ağaçlar, çiçekler dikip, üzerine incilerle süslerdim.

Bir kahve hakkınız var. Nerede içersiniz?

- Pierre Loti.

Kitap ve müzik alışverişlerinizi nereden yapıyorsunuz?

- D&R.

İstanbul’un en depresif ve en neşeli bölgeleri?

- Ortaköy, Beyoğlu, İstinye... İstanbul’a hiç depresif bakmamışım.

Gece dışarı çıktığınızda tercih ettiğiniz yerler?

- Kuruçeşme Arena, NuPera.

En sevdiğiniz alışveriş merkezi, mağaza, marka?

- İstinye Park, Akel, A46, Nike.

Çok önemli bir misafiri nerede, nasıl ağırlarsınız?

- Sunset ya da 360 İstanbul.

En sevdiğiniz sinema?

- İstinye Park AFM, Hillside  City Club.

İstanbul’dan silmek isteyeceğiniz manzaralar var mı?

- Kirlilik, kaldırımlardaki arabalar, trafik...

İstanbul olmasaydı hangi şehirde yaşamak isterdiniz?

- İzmir, İzmir, İzmir...

Bu şehrin tadını en çok kimler çıkarıyor sizce?
- Her anını hissedenler.

“Gerçek İstanbullu” diyeceğiniz kişiler?

- Ara Güler, Orhan Veli, Murat Bardakçı.

Haberin Devamı

İstanbul için bir proje düşündünüz mü?
- Evet, her zaman daha çok sahne... Sahneler kapanmasın.

Keşfetmekle övündüğünüz salaş ve küçük bir meyhane, balıkçı vs. var mı?

- Kemer Göktürk İskele Balıkçısı...

İstanbul’u hiç görmemiş birine şehri nasıl anlatırsınız?

- Aşık olmak ister misin?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!