Taşlara fısıldayan adam:<br>Michael Grab

Michael Grab tek kelimeyle bir cambaz. Taşı taş üzerinde durdurma cambazı... Onu izlerken “Taşları hissediyor, onlarla konuşuyor hatta onları yönetiyor” dedim. Kocaman taşların kendinden çok daha küçük taşların üzerinde durabilmesini sağlamanın başka yolu yok.

Doğanın kendi içinde bir dengesi olduğunu biliyorduk ama ufalanmış kayalar arasında müthiş bir denge yaratılabildiğine ilk defa şahit oldum. “Onlar bir zamanlar bütündü, tekrar üst üste durabilmelerine neden şaşırıyorsun” diyebilirsiniz. Yaptıklarını görüp inceledikçe sizin de şaşıracağınıza garanti veriyorum. 

LEGOLAR ZEMİN HAZIRLADI

Önce onu biraz yakından tanıyalım... Kanadalı. 32 yaşında. Küçükken denizaltı biyolojisi okumak istiyormuş. “Çocukken ortalama bir çocuğun yaptığından 50 kat fazla lego yapmışımdır. Sanıyorum bu, şimdiye zemin hazırladı” diyor.

Colorado Üniversitesi’nde mühendislik, mimarlık, edebiyat, son olarak da sosyoloji okumuş. Bu kombinasyonu tembelliğe, ‘partileme’ düşkünlüğü ve özgürlük sevdası yüzünden sürekli okuldan kovulup her iade edildiğinde de başka bir bölümü seçmesine borçlu. İlk taş üzerine taş koyması mezun olduğu yıla denk geliyor. Okulun yakınlarında bir plajda oynamaya başladığı taşlardan bir şeyler yaratabildiğini, bu esnada da müthiş bir rahatlama hissettiğini hatırlıyor.

EN FAZLA İKİ AY DAYANIYOR

Ünü kulaktan kulağa yayılmış. Sosyal medya, özellikle de Facebook’ta kitlelerin ilgisini çekmiş. Bunda bir fotoğraf sanatçısı profesyonelliğiyle çektiği fotoğrafların katkısı büyük. Çünkü yaptığı heykeller kalıcı değil. En fazla iki ay dayanabiliyor. Yarattığının yok olması onu üzmüyormuş. O daha çok taşların dengesini bulma sürecindeki meditasyonla tatmin oluyor...

Onun gibi taşların dengesini bulabilen dünyada belki 100 kişi var ama bu işi seyahat ederek yapan yok. Avrupa’nın dört bir yanındaki film, sanat ve klasik müzik festivallerinde performans sergilemiş. Bienallere davet edilmiş. Geçen sene Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda bile taşlardan heykeller yapmış.

“Taşların bir dili var mı” diyorum, anlatmaya başlıyor: “Birbiri üzerine koyduğum taşların kesinlikle bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Zaten evrendeki her şeyin bir enerjisi var. Konuştuğumuz dili konuşmasalar da o taşların kendi arasında ve benim taşlarla aramda enerji olduğu kesin. Bu yüzden ‘Hinduizm’de taşların ayrı bir değeri vardır.”

‘BURASI BİR TAŞ CENNETİ’

Grab temmuzda açılması planlanan Canyon Ranch Wellness Otel'de sergilenecek taş fotoğrafları çekmek üzere Bodrum’a geldi. İzlenimlerini şöyle aktarıyor: “İlk iki gün hava, bölge halkını bile şaşırtacak kadar rüzgârlıydı. İki gün sonra yumuşayınca fark ettik ki o sert rüzgâr birçok farklı taş getirmiş. Kaplankaya tam bir taş cenneti. Griden kızıla giden bir renk skalasında çok çeşitli taşlar var. Hepsinin sertliği, yıpranmışlığı, üzerlerindeki desenler farklı. Hayran oldum”. “Tıpkı Türkiye gibi” diyorum Michael’a...

‘BEKLENTİLERDEN SIYRILDIM’

Grab’in çalışma saatlerini güneş belirliyor. Güneş doğarken çıkıyor, batana kadar plajda kalıyor. Bölgede suni bir gürültü yoksa müzik dinlemiyor. Öğle yemeği olarak sandviç yiyor.

Paraya gelince... Bir hayat dersi niteliğindeki felsefesini kendi anlatsın: “Beklentilerden sıyrıldım. Hiçbir amacım yok. Beklentisizlik en doğrusu. Çünkü öbür türlüsü hayal kırıklığı getiriyor. Bu benim felsefem... Mail kutumda okumadığım, belki de bana çok para kazandıracak yüzlerce e-mail var ama umurumda değil. Kazanacaksam zaten kazanacağım.”

Grab, Kaplankaya’da 15 gün boyunca yaptığı heykelleri fotoğrafladı. Buraya gelecek konuklar bu fotoğraflara bakıp rahatlayacak. Taşların dengesine hayran olurken yapılış sürecindeki meditasyonu hissedecek.

GÖL, DAĞ, DELTA VE PARKLA ÇEVRİLİ

Kaplankaya’nın sınırlarında Bafa Gölü, Beşparmak Dağları ve zengin sulak alanlarıyla Türkiye’nin en yeni milli parklarından biri var. Hemen yanındaysa göçmen kuşların doğal sığınağı Menderes Deltası bulunuyor. Önemli arkeolojik alanlarla çevrili olması da dikkat çekici. Bu merkez, çevresel ve sosyoekonomik sürdürülebilirliğe bağlı kalınarak tasarlanmış. Temmuzda lüks ev ve otel olarak hizmete girecek. 40 yıllık birikimiyle sağlıklı yaşamın dünyadaki öncülerinden Canyon Ranch, Arizona’daki merkezinden sonra ilk uluslararası projesini burada açacak.