Sevil Atasoy: Ani sinirlenenlere ve içine kapananlara dikkat edin

Güncelleme Tarihi:

Sevil Atasoy: Ani sinirlenenlere ve içine kapananlara dikkat edin
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2016 12:17

Her gün dehşet veren yeni cinayet haberiyle karşılaştığımız bugünlerde ‘Kanıt: Ateş Üstünde’ gerçek vakaları ele alan hikâyeleriyle Kanal D ekranına geri döndü. ‘Kanıt’ denince akla gelen ilk isim olan Prof. Dr. Sevil Atasoy’la buluştuk. Pedofiliden tecavüze toplumun geldiği noktayı ve sebeplerini masaya yatırdık. Atasoy: “Toplumda şiddet arttı. Sebepleri; ekonomik güçlükler, eğitimsizlik, yalnızlık, sevgisizlik...”

Haberin Devamı

Kötü olayların görünürlükleri mi arttı yoksa biz daha kötü insanlar mı olduk?

- Toplumda şiddet ve sosyal problemler arttı. Bunların sebepleri de; ekonomik güçlükler, eğitimsizlik, aile içi şiddet, uyuşturucu madde bağımlılığı, yalnızlık, sevgisizlik... Mesela bu hafta ortaya çıkan Antalya vakası (Sezgi cinayeti) yıllar önce yaşanmış bir olay, o tarihte aydınlatılamamış olmasında hatalı olanlar var. Bana göre, bu tip durumlarda hatası olanlar teşhir edilmez ve cezalandırılmazsa böyle vakalar görmeye devam ederiz.

Toplumda ahlak algısı değişir, sansür artarken aksine tecavüz haberleri çoğalıyor. Bunun bastırılmışlıkla ilgisi var mı?

- Zannetmiyorum. Tecavüz bir şiddet. İçindeki intikam duygusunu ve kızgınlığı yansıtma gösterisi.

 

Haberin Devamı

TOPLUM ÇOCUKLARINI TERK ETTİ, ONLARA OLAN İLGİSİNİ AZALTTI

Sevil Atasoy: Ani sinirlenenlere ve içine kapananlara dikkat edin

 

Peki pedofili vakalarının ve çocuk ölümlerinin artışını neye bağlıyorsunuz?

- Pedofillerin sayısında bir artış yok. Olayların artış sebebi, çocukların yalnız bırakılması. Toplum çocuklarını terk etti, onlara olan ilgisini azalttı. Artık bilinçsizce, çok sayıda çocuk yapılıyor. Sonra bu çocuklar tenise, havuza, kulübe gönderiliyor. Çocuk, orada tek başına kalıyor. Pedofiller de orada çocuklarla karşı karşıya gelme fırsatı buluyor. Oysa eskiden öyle değildi. Servis otobüsleri bile yoktu. Aile çocuğunu okula kendi götürür getirirdi.  Bu yüzden çocukların üzerindeki kontrolümüzü hiçbir zaman bırakmamamız gerekiyor.

Sosyal medyanın yükselişi ne derece tetikleyici?

- Sosyal medya kullanımının artması, cinayet, intihar ve depresyonların sayısını artırdı. Kendi içimize döndük. İçimizi başkasına dökemez olduk. Paylaşımlarımız bitti. Artık tek paylaştığımız şey, fotoğraflarımız. 

Filmlerden, edebiyattan ve haberlerden  Amerika’daki ve Rusya’daki seri katillere aşinayız. Peki bizde de seri katiller var mı?

Haberin Devamı

- Hiçbir ülke ‘Bende seri katil yok’ diyemez. Nasıl kanser, şeker hastalığı varsa bu da bir akıl hastalığı ve her ülkede görülüyor. Türkiye’de de geçmişe yönelik aydınlatılmamış pek çok cinayet var. Onların bir seri katil elinden çıkıp çıkmadığını henüz bilmiyoruz.

 

BEBEK YÜZLÜ OLDUĞU İÇİN KATİL OLDUĞUNA İNANAMADIM

Sevil Atasoy: Ani sinirlenenlere ve içine kapananlara dikkat edin

 

Amerika’da Ted Bundy ya da Edward Gein gibi seri katillere aşk mektupları yazan kadınlar olduğunu biliyoruz. Sizin bir katille duygusal bağ kurduğunuz oldu mu?

-  Bütün deliller karşınızdakinin katil olduğunu gösterir ama siz kabullenmek istemezsiniz. Ben de bir keresinde böyle bir durum yaşadım. İnanmadım. Bu bir zaaf. Tabii grup halinde çalışırken bundan çıkılıyor. Benim böyle hissetmemin nedeni katilin bebek yüzlü oluşuydu.

Haberin Devamı

Peki psikopatların, onları diğer insanlardan ayırt edebileceğimiz ortak özellikleri var mı?

- Hepsinin farklı özellikleri var. Ama ani sinirlenenlere, içine kapananlara, hep yukarıda ve hep aşağıda yaşayanlara dikkat etmeli.

Arka arkaya işlediği cinayetlerle gündeme gelen Atalay Filiz sizce bir seri katil mi?

- Seri katil, iki ya da daha çok kişiyi arada uzun soğuma evreleri olmak kaydıyla öldüren kişilere deniyor. Atalay Filiz bu kişileri ortada delil bırakmamak, bir şeyi bildikleri için öldürmüş. Onu bir seri katil olarak kabul etmiyorum.

 

ŞİMDİYE KADAR HİÇ AĞLAMADIM

Sevil Atasoy: Ani sinirlenenlere ve içine kapananlara dikkat edin

 

‘Kanıt’ ekrana döndü. Siz bu sefer hikâye anlatmak dışında oyuncu olarak karşımızdasınız...

Haberin Devamı

- Bu kez diğer formattan farklı olarak alttan akan bir hikâye ve dram görüyoruz. Ayrıca yine her bölümde gerçek hikâyelerden esinlenilen farklı bir cinayet çözülüyor.  Her ne kadar bu sefer oyunculuk yapsam da misyonumda değişen bir şey yok. Amacım yine geniş kitlelere; delil toplamak, hak aramak, adaletin tecellisi gibi şeyleri öğretebilmek.

Bu tip işlerde katillerin yakayı nasıl ele verdiklerini izliyoruz. Bir yandan da katillere yol göstermiyor musunuz?

- Amerika’da yakalanan katillere “Herhangi bir filmden ya da diziden esinlendiniz mi” diye soruyorlar. ‘Testere’ falan gibi bir-iki film dışında şimdiye kadar bir yapımdan etkilendiğini söyleyen çıkmamış. Çünkü öldürme içgüdüsü bir anda olan bir şey.

Haberin Devamı

Sizin meşhur sözünüz: “Kusursuz cinayet yoktur.” Peki bir katile cinayet sonrası yakalanmayacağını düşündüren ne?

- Aptallık. Bugün teknoloji çok ileride. Her köşe başında MOBESE kameraları var. Cep telefonlarınızdan son görüşmeleriniz bulunabiliyor.

 

BAZILARI TAVUK BİLE KESEMEZ

Herkes cinayet işleyebilir mi?

- Hayır. Bazı insanlar tavuk bile kesemez.

Peki size ne cinayet işletirdi?

- Hiçbir şey. Gerçi bu da üzerinde durulması gereken bir sorun. Hiçbir şey sizi infial ettiremiyorsa bu da normal değil.

Dışarıdan çok sert duruyorsunuz... Sizin nelere zaafınız var? Mesela sizi nasıl bir olay ağlatır?

- Ben ağlamam. Şimdiye kadar da hiç ağlamadım. Anne ve babamı kaybettiğimde bile... Gerçi beklenen kayıplardı ama  bu da normal bir durum olmayabilir.

30 yıldan fazla evli kaldınız. Ardından boşandınız. Ve sonra altı senelik bir evlilik daha... Her ne kadar ağlamasanız da bu sert görünümün altında, aslında bir aşk kadını mı var?

- İnsan âşık oluyor! Benim hayatıma girecek kişi, kültür-sanat konuşabileceğim biri olmalı. Entelektüel insanlarla konuşur, geri kalanıyla konuşmam. 

Aşk defteri kapandı mı artık sizin için?

- Hiç belli olmaz, hayat (gülüyor)...

 

BAKMADAN GEÇME!