David Garrett: Türkiye hakkında çok güzel şeyler duydum

Bu Türkiye’ye ilk gelişiniz olacak. Nasıl bir beklenti içindesiniz?
Heyecanlıyım. Türkiye’yi, İstanbul’u görmek için sabırsızlanıyorum. Hakkında çok güzel şeyler duyduğum bu ülkeyi fırsat bulup gezmeyi umuyorum. Daha önce tatil için bile gelmemiş olmam, bu konseri benim için daha özel kılıyor.

Bence de kesinlikle gezmelisiniz...
Bunun için şartları zorlayacağımdan emin olabilirsin (gülüyor).

Şurayı gezerim, şunların tadına bakarım gibi planlar yaptınız mı?
Hayır, turnede olduğum için hâlâ sıkı bir programım var. Plan yapamadım. Sadece konserden birkaç gün önce gelip gezmek niyetindeyim.

İSTANBUL KONSERİNDE SADECE KLASİK MÜZİK VAR

Farklı müziklere ilgi duyuyor, Michael Jackson gibi popun efsane isimlerinin müziklerini yeniden yorumluyorsunuz. Peki İstanbul’daki konserde neler bekliyor bizi?
Daha klasik bir repertuvar olacağını söyleyebilirim. Çok sevdiğim isim Johannes Brahms’ın “Thuner Sonate”, “Andante Tranquill” ve “Regenlied-Sonate” gibi klasiklerinin de yorumlanacağı bir konser olacak. Konserde piyanoda Julien Quentin bana eşlik edecek. Kendimi klasik müzik sanatçısı olarak gördüğüm için İstanbul’daki ilk konserimin de çeşitli müzik türlerinden oluşan bir seçki yerine klasik müzik ağırlıklı olmasını tercih ettim.

Bir rock star gibi görünüp de keman çalıyor olmanız bazen yadırganmıyor mu?
Görünüşüm konusunda bir şey diyemem. Hayatımın büyük bir parçası olan enstrümanım konusunda da öyle... İkisi arasında bir seçim yapmam gerekmiyor diye düşünüyorum.

Ne zaman yeni eserler dinleyeceğiz sizden?
Bütün albümlerimin yapımcılığını ve aranjelerini ben üstleniyorum. Her yeni işte orijinal parçalara yeni ritimler ekliyorum. Gelecek albümde yine sevilen parçaların benim elimden çıkmış versiyonları olacak ama yüzde 80 yeni parçalar yer alacak. Bunun için de çok heyecanlıyım. Umarım yayınlandığında dinleyiciler de benim gibi düşünür, sever.

MÜZİK İÇİN GÖRÜŞMEYE GİTTİM
FİLMİN BAŞROLÜNÜ ALDIM

Hem müziklerini hazırlayıp hem de başrolü üstlendiğiniz “Devil’s Violinist”i es geçmeyelim. O filmde Paganini’yi canlandırdınız. Nasıl bir deneyimdi sizin için?
Benim için gerçekten zorlu bir deneyim oldu. Hatta beklediğimden daha da zorluydu diyebilirim. Çekimlerini 1,5 ayda tamamladık. Ne kadar zorlu bir deneyim olsa da o süreçten müthiş keyif aldım. Benim için önemli olan bu filmin müziklerine imza atmaktı aslında. Ama film müziği için görüşürken başrol teklifi geldi. Bundan da anlayacağınız üzere müzik benim için her zaman öncelikli.