Şişkoo! Tırman şimdi o yokuşu!

Bak, dağ taş her taraf orman, sanki başka yer yok, o kelebek, sen gel benim burnuma konmaya çalış. Canım burnumda ya! Yok mümkün değil, bırak ödül törenine yetişmeyi, ‘finish’i de göremeyeceğim.
Burası Antalya, Elmalı. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun üçüncü ayağı. Yarış Kemer’de deniz seviyesinde başladı, 160 kilometre sonra geldi bu dağa dayandı. Son üç kilometre 1850 metrelik Göğübeli Tepesi. Belki şöyle daha iyi izah ederim: Tepeyi aştığınız zaman Toroslar’ı geçmiş oluyorsunuz. Börtü-böcek, manzara anlattıkları kadar hatta daha bile güzel. Doğru; havadaki oksijen oranı, sek rakıdaki aslansütü kadar... Ama yanlış: Benim nikotin delisi bünyemde olsa olsa kafa yapıyor; ne göbekten dolayı yukarı toplanmayan dizlerime can ne de kramptan krampa gark bacaklarıma hayat veriyor.
Yokuş iyice hadsizleşip daha da dikleştikçe iniyorum, bir yandan bisikleti ittiriyorum, bir yandan divane gibi kendi kendime ormanın ortasında söyleniyorum: Şişkoo... Sen kendini yarışın favorisi Mark Cavendish mi sandın? Şu özgüvene bak! Hem bisiklet turuna yancı ol hem de tut, en zor parkuru seç. Cep telefonu: Çekmiyor... Su: Bitti... Yokuş: Kuran musaf çarpsın 35 derece... Dil: Dışarda... Allahım ne işim var benim burada?
Böyle olacağını bilsem vallahi Tour de France’a katılırdım. Hiç olmazsa düz memleket, çevir çevir git. Nefeslenmek için durdukça da şarabını içer, bağını sormazdım.

Sonuç mu? Tabii ki yokuşu tırmanamadım. Telefonun çektiği yerden hem beni hem bisikleti gelip arabayla topladılar.
Ama normal bir insanın o performansı göstermesine imkân-ihtimal yok zaten. Normal insanı geçin, anlı şanlı bisikletçilerin de yok. Yarışların favorisi olarak gösterilen ve ilk iki etabı birinci bitiren Mark Cavendish benden beter çuvalladı mesela. Bırakın dereceyi, ödül törenine bile yetişemedi. Meğer şehir bisikletçisiyle dağ bisikletçisinin farkı burada ortaya çıkıyormuş.
Organizasyonda görevli genç bisikletçilerin sevinçlerini görmeliydiniz. Cavendish’i ‘fazla artist’ buluyorlar ve havasının sönmesinden pek memnundular.
Başlık mı? Doğru çıktı. Aslında pekâlâ kendimi Cavendish sanabilirmişim.
Hadi ona bu senelik bu kadar yeter. Ama seneye gelirsen, bir de düz ovada kapışalım. Bittin olum sen!

Bugün İzmir’deler

Toplam sekiz etaptan oluşan yarışın bugün Selçuk-Karşıyaka parkuru sürülecek. Eurosport’un canlı yayınladığı ve Türkiye’nin tanıtımını da hedefleyen Bisiklet yarışında her parkurda doğal ya da tarihi bir güzelliğin yakınından geçiliyor. Tek istisna, yarışın sponsorlarından Vestel City Fabrikası. Dünyada ilk kez bisikletçiler bir fabrikanın bir ucundan girip diğer ucundan çıkacak.

Yarın Köprü’yü geçecekler

İzmir’den sonra uçakla İstanbul’a gelecek kafile, yarın saat 10.00’da önce tarihi yarımadayı turlayacak. Sonra sahil yolundan Karaköy-Dolmabahçe-Beşiktaş-Yıldız üzerinden saat 12.00 gibi Boğaziçi Köprüsü’ne varacak ve kıta geçen tek yarış unvanını alacak. Önceki etaplarda olduğu gibi güzergâh boyunca izleyicilerin birikip yarışmacılara tezahürat yapması bekleniyor.