Hayal kuranların okulu İstanbul’da açılıyor

Güncelleme Tarihi:

Hayal kuranların okulu İstanbul’da açılıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2005 00:00

‘Tanrılar Okulu’ adlı kitabıyla en çok satanlar listesine giren Stefano E. D’Anna, European School of Economics’in de rektörü. Sertab Erener’in, okulu Türkiye’ye getirme fikrini kabul eden D’Anna, ‘Hayal kuran herkese bu okulda yer var’ diyor.

- Sertab Erener’le okul projesi için nasıl bir araya geldiniz?

Bir hayaliniz olduğu zaman bazı şeyler kendiliğinden gelip sizi bulur. Sertab ‘Tanrılar Okulu’ kitabını buldu, ya da belki kitap onu buldu! Özel insanları hazırlamayı hedefleyen okulumuzun prensiplerini anlatan kitabı okuduktan sonra anlatılanlar onu ikna etmiş ve o sırada kitabın yazarının bir konferans için İstanbul’da olduğunu öğrenmiş. Benimle tanışmak için konferansa geldi. Konferansı dinledikten sonra yanıma gelip kendini tanıttı. Daha sonra birçok kez bir araya geldik, fikir alışverişinde bulunduk ve sonunda ‘Neden okulu İstanbul’da da açmıyoruz?’ dedi.

- Bu buluşma öncesi İstanbul’da okul açmayı düşünüyor muydunuz?

Hayallerle dolu bir projeniz olduğu zaman, hiçbir şeye karar vermeniz gerekmez. Örneğin ben hiçbir zaman kitabın Türkçe’ye çevrilmesine karar vermedim.

- European School of Ecomomics’den biraz bahsedebilir misiniz?

Farklı bir tavırla ve yeni bir düşünce tarzıyla yeni jenerasyon liderleri yetiştirmek için bu okulu kurduk. Daha çok bir psikoloji okulu gibiyiz. Aslında iş okulu, ama iş de psikolojidir. İş sizin düşünce tarzınızdır. Düşündüklerinizden farklı bir işe sahip olamazsınız. Biz okul olarak ekonominin düşünce tarzı olduğunu düşünüyoruz. Eğer düşünce tarzınızı değiştirirseniz, ekonomiyi de değiştirirsiniz.

KAHRAMANLARI HAZIRLIYORUZ

- Neden ‘Tanrılar Okulu’ olarak adlandırıyorsunuz?

Eğer diğer okullar okulsa, bu okul Tanrılar için! Bu, herkesin okulu değil. Kahramanlar hazırlayan bir okul. Tanrılar Okulu, hayal kuranların okulu. Bizim öğrencilere yaklaşımımız oldukça farklı. Onları tek tek tanımalısınız, gerektiği anda onların yanında olmalısınız ve onların nelerden hoşlandığını bilmelisiniz. Her öğrenciye kişisel bir proje olarak bakmalısınız.

- Okulun diğer okullardan birçok farkı var sanırım...

Okula burada İstanbul’da başlayabilir, Milano’da devam edebilir, daha sonra bir dönemi Londra’da geçirebilir ve eğitimi New York’ta tamamlayabilirsiniz. Hiçbir okul bu özgürlüğü tanımaz. Okulumuzun oldukça başarılı olan şirketleri var. Otel yönetiminden bahsederken altı yıldızlı bir otel yarattık. Kozmetikten bahsederken şirket kurduk. Konuştuklarımızı uygulamamız lazım.

- Bu okula girmek için ne yapmak gerekiyor?

Bir sınavımız var, ama asla öğrencilerimizi yani bir hayal kuranı okul dışında bırakmıyoruz. Eğer bir hayaliniz varsa ve ona gerçekten inanıyorsanız, bu okulda yeriniz var demektir.

- Okul Türkiye’de ne zaman hizmet vermeye başlayacak?

Sanırım çok yakında... İstanbul’da birçok özel üniversite var, yeni bir tanesine ihtiyaç yok. Tabii bu okul çok özel değilse. Çokulusluluk, pragmatik yaklaşım, diğer ülkelerde ve şirketlerde deneyim European School of Economics’i farklı kılıyor. Türkiye’nin işçilere ihtiyacı yok, işçi yetiştirecek birçok okul var. Sorumluluk alabilecek kişiler ve liderler yetiştirmeliyiz. Okulda sadece konuları çalışmıyorsunuz, aynı zamanda fikirler ve prensipler de benimsiyorsunuz. Okulumuz herhalde felsefesini anlatan bir kitaba sahip, tek okuldur.

Beş farklı ülkede eğitim

Sertab Erener ve Demir Demirkan’ın Türkiye’deki şubesinin kurucuları arasında olduğu European School of Economics, İtalya’daki sekiz kampüsün yanı sıra New York, Londra ve Paris’te de bulunuyor.

İnsanın kendini sevmesi çok önemli

En önemli şey insanın kendisini sevmesidir, çünkü kendimizin en kötü düşmanı olabiliyoruz. O yüzden bunun farkına varmalı ve kendi kendimizi sabote etmemeliyiz. Bu, bir lider olmak için gereken en önemli şeylerden biridir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!