Hasan Pulur niyâbeten kızmışmış

Güncelleme Tarihi:

Hasan Pulur niyâbeten kızmışmış
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2005 12:46

Dün, Hasan Pulur’dan bir alıntı yaptım. (Aşağıda) ‘Hasan Abi’nin bu kadar kızdığını hatırlamıyorum’ dedim. Aslında ‘Hasan Abi yeri geldiğinde cesur fıkralar anlatmaktan, lafı oturtmaktan çekinmez, ama bu sefer...’ demeye cesaret edemediğim. Bugün bir açıklama koymuş köşesine, der ki:


ZORUNLU AÇIKLAMA
: Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımızda, meramımızı anlatamamışız... Okurundan o mektubu alan yazar biz değiliz, elbette okuruna o cevabı veren yazar da biz değiliz... Dedik ya meramımızı anlatamamışız. Belki yine de anlatamamış olabiliriz, daha açık yazalım: Bir okur, bir yazara böyle bir mektup atmış, o yazar da okuruna o cevabı vermiş. Diyeceksiniz, "Bu yazılı atışma senin eline nasıl geçti?" Eee, serde gazetecilik var! (Hasan Pulur - Olaylar ve İnsanlar, 30 Mart)

Böylece, o enigmatik final cümlesinin (‘Böyle yazara, böyle okur, böyle okura böyle yazar! Hayırlı, uğurlu olsun!’) meali de anlaşıldı...

Doğrusu, biz okurları böyle anlamamıştık ve ... nasıl söylesem, biraz da endişe duymuştuk!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!