ZORUNLU AÇIKLAMA
: Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımızda, meramımızı anlatamamışız... Okurundan o mektubu alan yazar biz değiliz, elbette okuruna o cevabı veren yazar da biz değiliz... Dedik ya meramımızı anlatamamışız. Belki yine de anlatamamış olabiliriz, daha açık yazalım: Bir okur, bir yazara böyle bir mektup atmış, o yazar da okuruna o cevabı vermiş. Diyeceksiniz, "Bu yazılı atışma senin eline nasıl geçti?" Eee, serde gazetecilik var! (Hasan Pulur - Olaylar ve İnsanlar, 30 Mart)
Böylece, o enigmatik final cümlesinin (‘Böyle yazara, böyle okur, böyle okura böyle yazar! Hayırlı, uğurlu olsun!’) meali de anlaşıldı...Doğrusu, biz okurları böyle anlamamıştık ve ... nasıl söylesem, biraz da endişe duymuştuk!