Hanım bugün sana pırlanta alayım mı

Güncelleme Tarihi:

Hanım bugün sana pırlanta alayım mı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2004 00:00

GEÇEN gün hazır giyim ihracatçılarının sohbetlerine tanık oldum.İplik fiyatlarının ‘keyfi’ oynamasından bunalmış, dedikodu yapıyorlardı:‘Çok saygı duyduğumuz iplikçi abimiz işi çok ileri götürdü. Neredeyse, ‘Hanım bugün sana pırlanta alayım mı?’ diye sorup, ‘Al’ yanıtı üzerine ipliğe zam yapar hale geldi. Dayanılacak gibi değil. Bir çözüm bulmalıyız.’Hazır giyimcilerin dertleşirken şakayla karışık verdikleri örnek ilginçti. Yani, ortada keyfi fiyat artırma gücüne sahip olma durumu vardı.Olayı biraz kurcaladım, altından ilginç ayrıntılar çıktı.Bazı iplik üreticileri biriken stoklardan bunalınca soluğu ilgili bürokratlar ve dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in yanında almıştı. Lobi etkisini göstermiş, üstelik yerel seçimlerin hemen ardından 10, 16, 20 ve 30 numaralı ipliklerin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) çerçevesinde de olsa ithalatına sınır getirilmişti. Gerekçe de masum ve haklıydı:‘Dahilde İşleme Belgesi’yle (DİB) uygun koşullarda ithal edilen iplikler ihraç ürünlerinde kullanılacağına, içerdeki bazı üreticilere satılıyor. Bu durum iplik üreticilerini zora sokuyor. İthalatı yasaklamakta yarar var.’Yerli iplik üreticilerini memnun eden bu karar, başta Denizli’deki havlu ve bornoz üreticileri olmak üzere hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçılarını ayağa kaldırdı. 10 ve 16 numaralı iplikler havlu-bornoz üretiminde, 20 numaralı iplikler ABD’ye, 30 numaralı iplikler de Avrupa’ya dönük üretimde kullanılıyordu.Kürşad Tüzmen’e çekilen fakslar, doğrudan yapılan görüşmeler derken, karar biraz yumuşatıldı:‘İhracatçı üretici ihtiyacının yarısı kadar ipliği Dahilde İşleme Belgesi ile ithal edebilir.’Karar böyle yumuşatılıncaya kadar aradan üç hafta geçmiş, ‘Düşük doların darbesini yedim, iplik stoklarım arttı’ diye yakınan bazı işadamları rahatlamıştı.Yüksek sesle konuştuklarında ‘tekstilcilerle barıştık, artık kavga etmiyoruz’ diyen hazır giyim ve konfeksiyon üreticileri karardaki yumuşamaya karşın, durumdan pek memnun değil. Onların önerisi şu:‘Bir karar alınırken tüm taraflara danışılsın. Zaten yüksek maliyetler yüzünden bıçak sırtında yürüyen işlerimize darbe vurulmamaya özen gösterilsin. Bir tarafın sorunu çözülürken, diğer tarafa darbe vurulmasın.’Birilerine yarayan ve ‘seçim teşekkürü’ görüntüsü veren kararlar almak...Bazılarını, ‘Hanım bugün sana pırlanta alayım mı’ havasına, geri kalanları zora sokmak...Olacak iş mi?Türkiye, dünyaya neler kazandırdı iyi tanıtınİRLANDA’nın Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinden sorumlu Devlet Bakanı Dick Roche konuyu önce Ezcabışaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile bir-iki gazeteciye açıyor:‘İtalyanlar Makyavel’den Da Vinci’ye dünyaya kazandırdıklarını 50 makaleyle anlatan bir kitap hazırladı ve büyük yankı uyandırdı. Böyle bir iş, ülke tanıtımı için önemli. Gelin siz de Türkiye’nin dünyaya neler kazandırdığını ortaya koyan bir tanıtım kitabı hazırlayın. Bu, sizin AB’ye dönük çabalarınıza da katkı yapar.’Roche, daha sonra bu önerisini Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’e de iletiyor. Eczacıbaşı da, öneriyi değerlendirmeye alıyor.Kıbrıs’ta referandum bitti. KKTC ‘Evet’, Rumlar ‘Hayır’ dedi.Şimdi hem KKTC, hem de Türkiye yeni diplomasi ve tanıtım ataklarına ihtiyaç duyuyor... Üstelik AB’den müzakere tarihi beklediğimiz Aralık 2004 için de takvim giderek sıkışıyor.Öyleyse Türkiye’ye dostça yapılan önerileri dikkate almakta yarar var...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!