Hangi Bodrum sorusunun cevabı hepsi

Güncelleme Tarihi:

Hangi Bodrum sorusunun cevabı hepsi
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 19, 2001 00:00

Eskiden Bodrum neyse ona gelirdi insanlar; ÅŸimdi her ÅŸeylerini Bodrum'a getirerek onu farklılaÅŸtırdılar, herkesin bir Bodrum'u oldu! Bir yandan ‘‘Bodrum bitti’’ serzeniÅŸleri, dudak bükmeler. Hepsi külliyen yalan! Herkes, hálá akın akın geliyor, hem yerleÅŸmeye, hem eÄŸlenmeye, hem dinlenmeye. 1970'lerde, bohem hayatı ve el deÄŸmemiÅŸ muhteÅŸem koylarıyla turizm ve tatil gündemine düşen Bodrum bombası, bugün nasıl tanımlanabilir? Beach-club'larında kalan manken, 'güzel sanatçı' ve kazanovaların geyik eÄŸlenceleriyle Televole'lere ‘düşmüş’ Bodrum mu? Ardı ardına açılan Ä°stanbul meyhanelerinde sahne ve masa üstü performanslarıyla coÅŸan Bodrum mu? Yoksa, köpük partileriyle Dürüm House'ların, Türkü Bar'la pavyonların, Oy Nurcanım çalan Çin lokantalarıyla damardan Türkçe Pop ÅŸarkıların birbirine karıştığı kakafonik kasaba mı? Kıyılarda konuÅŸlanmış süper lüks ve süper pahalı ‘‘her ÅŸey dahil’’ tesisleriyle Ä°bizavari tatil cenneti belki. Ya da demirlemiÅŸ teknelerin doldurduÄŸu otoparka dönüşen koylar... O koylardan yukarılardaki köylere, köylerin de mevkilerine kaçanların, kaçmak isteyenlerin hálá yaÅŸatmaya çalıştığı bir Bodrum mu?Ya da Akmerkez, Metro türü dev alışveriÅŸ merkezleri, kocaman refüjleri, sanayi sitesi, daÄŸları tamamen beyaza boyayan binalarıyla küçük bir Ä°stanbul olan o yer! Ya da o yerin çok yakınında, orman, tarla, muhtar, bakkalın kızı, kır kahvesi çemberinde yaratılan adalar? Peki kim bugünün Bodrumluları? Son model otomobilleriyle daracık köy yolunu Ortaköy trafiÄŸine boÄŸan Havana'cılar mı? Klimalı, verandalı, deniz ve orman manzaralı villasında Havana müziÄŸinden mustarip olarak uyuyamayanlar mı yoksa? Sabaha kadar bira içip, 90 desibel üstü müzikle dans edip, sonra da akÅŸamüstüne kadar uyuyan gençler belki de. Ya da merkezin arka-üst sokak aralarında kendine küçük dünyalar yaratan eski Ä°stanbullu aydınlar! Hálá resim-gümüş takı-mask yapanlar; hálá deliler gibi içip Türkiye'den ÅŸikayet edenler; hálá Mavi'ye, Seyfi'ye gidenler? Döner yiyip ayran ÅŸiÅŸesini sokaÄŸa atanlar mı yoksa; ormanlar, çöpler, hayvanlar için belediyenin, kaymakamlığın kapısını aşındıranlar mı? Orada eÄŸlenenler, dinlenenler mi, Bodrum'un B'sini yaÅŸamadan çalışıp eÄŸlenenlere hizmet edenler mi?Bu sorular uzayıp gider. Ama bugün için hepsine verilecek tek, kısa ve klasik bir cevap var: Hepsi! Tatil baÅŸkentinin suyu elektriÄŸi yokSu problemi, yüzyıllar öncesindeki gibi, çözülemiyor. Mumcular Barajı'ndan gelen su, yazın yetmiyor. Artezyen kuyuları, çok kullanılınca tuzlu çıkıyor, ayrıca yumuÅŸak bir su da deÄŸil. Kaymakamlık ve belediye yeni arayışlar içinde. Eskiden develer üzerinde gelirmiÅŸ su, ÅŸimdi tankerlerle geliyor. Bu yöntem, hem zor, hem saÄŸlıksız, hem de tankerler görüntü kirliliÄŸi ve trafik sıkışıklığı yaratıyor. Ayrıca bazı kiÅŸilerin -bir iddiaya göre belediyenin- rant kapısı. Çöplerin toplanması ve yokedilmesi büyük sorun. Bazı iÅŸletmeler günde bir kamyon çöp yaratıyor. Yani bir mahalle çöpü kadar! Ama karşılığında verdikleri çöp vergisi, komik düzeyde.Kanalizasyon hálá bir muamma. Belediye, su, arıtma ve katı atığın bir paket proje olarak ele almayı düşünüyor (Yani, turizm sürekli patlama halinde ama, çözümler henüz düşünce düzeyinde).Resmi kayıtlarda 35 bin nüfuslu (merkez) bir ilçe olduÄŸundan kadrosu da ona göre: Polis sayısı 185. MuÄŸla ValiliÄŸi'nden takviye alınsa da toplam sayı, Bodrum'un yoÄŸunluÄŸuna, giderek artak hırsızlık, kapkaççılık vs. olaylarına, trafik akışına yetemiyor. Bodrum'a özel bir statü, Yarımada'ya özgü bir master plan yapılması gerektiÄŸi hep söyleniyor, ama sadece söyleniyor.Bu kadar bilinçlenmeye, uyarıya raÄŸmen, plansız geliÅŸme tüm vahÅŸetiyle devam ediyor. SÄ°T alanları yaÄŸmalanıyor. Yöneticiler ne kadar aksini iddia etseler de kent ÅŸantiye görüntüsünden kurtulmuÅŸ deÄŸil.Esnafın ÅŸikayetçi olduÄŸu bir konu da pastadaki payın giderek küçülmesi. Bir sokakta 20 derici, bir sokakta 30 manifaturacı, küçücük bir alan içinde 20 tane diskotek olmasın artık, diyorlar. DoÄŸru dürüst otopark, asfalt yok. Heyhula gibi bir otogar, kentin merkezini kaplıyor ve çirkin bir görüntü oluÅŸturuyor.Devamlı yaÅŸayanlar, büyük büyük tesislerin Bodrum'a bir tek ÅŸey bıraktıklarını söylüyor: Çöpleri! Artan iÅŸletme sayısı, Bodrum'a her türlü iÅŸletmeciyi getiriyor. Kimi iÅŸletmeciler ya da güvenlikçiler müşteriye küfür edip, dayak atabiliyorlar. Bakınız Hipodrom/Köşe Bar: Akrep Nalan'ın sahne aldığı barda, bir gece müşteriler müthiÅŸ küfürlerle eÄŸlencelerine ara verdi. Olay çıkaran iÅŸletmeciydi. Küfür ettiÄŸi ise Nalan'ın da gözyaÅŸları içinde müşterilere ÅŸikayet ettiÄŸi klavyeciden baÅŸkası deÄŸil! Küfürlü bağırmalar, müşterilerin arasında da devam etti. Buna itiraz eden bir kadın müşteri, yine iÅŸletmecinin küfürleri arasında bardan kovuldu. Oda baÅŸkanı piÅŸmanKuÅŸaklardır Bodrumlu olan Mustafa Danacı (73) 1968'den bu yana kooperatif ve Esnaf Odası BaÅŸkanı. Camcılık, tenekecilik derken ailecek tekne turizmine baÅŸlamışlar: ‘‘Mavi yolculuk tekneleri 30-40 metreye doÄŸru gidiyor. Onun tabanında süngercinin kayığı var. Duraklarımızdaki Mercedes arabalarla lisan bilen ÅŸoförleri, yolsuz günlerin cip ÅŸoförlerine borçluyuz. Ama Bodrumlu olarak dağın taşın bina olacağını bilemedik. Sattık çocuk evlendirdik, sattık bankaya koyup para gördük. Ama yerlerini satanlar ÅŸimdi oralara giremiyor.’’HERÅžEY DAHÄ°L'E TEPKÄ° ÇoÄŸu turist, ‘‘her ÅŸey dahil’’ paketleriyle, otellere baÄŸlandığından esnafın yüzü gülmüyor. Bar ve lokantalar ‘‘her ÅŸey dahil’’ iÅŸletmelere karşı korunamıyor. Sattıkları bir bardak içki başına çok vergi ödediklerinden ÅŸikayet ediyorlar. Bakınız Seyfi Bar: ‘‘Birileri bizi soyuyor. Ä°ki yıl önce 400-500 bin lira olan bir ÅŸiÅŸe rakı, bugün 5,5 milyon. Sıfır KDV ile alıp, satarken yüzde 28 KDV ödüyoruz. Böyle bir ticaret olmaz. 10 liraya sattığım ÅŸeyin 2,8'ini daha baÅŸtan veriyorum, sonraki vergilerle bu yüzde 40'a 50'ye çıkıyor. Turizm Bakanlığı tabii memnun olur, çünkü onlar kazanıyor!’ Paket programlardaki ucuz fiyatlar yerli turist için geçerli deÄŸil. Bu durumda iÅŸletmelerin kimden kazandığı ortaya çıkıyor.Ä°lter Türkmen’in isyanıEski bakanlardan, Hürriyet yazarı Ä°lter Türkmen, çalışma hayatı boyunca yılda 15 gününü hep Bodrum'da geçirdi. Geçen yıl Gölköy aÄŸaçlarının içinde, deniz manzaralı bir villa satın aldı, temmuzda yazı burada geçirmek üzere taşındı. Ancak ‘‘Servetin gürültülü küstahlığı’’ adlı yazısında yazdığı gibi, bir gece bir gümbürtüyle uyandı: Sanki 20 Afrikalı başına oturmuÅŸ tamtam çalıyordu! O günden beri 15 bin kadar Gölköy sakiniyle birlikte, Havana'nın gürültüsüne karşı mücadele ediyor. Ona göre zenginliÄŸi hazmedememiÅŸ, gösteriÅŸ meraklıları vardı hayatta. Bunlar tekneleri ile plajlardaki halkı huzursuz edecek kadar sahile yaklaşır. denize mazot salar, sürat motorları veya jet-ski'leriyle herkesi korkuturlar, yatlarının pis su tanklarını nizami uzaklığa varmadan boÅŸaltarak denizi kirletirler, otomobillerinin markası ne kadar ünlüyse, o derecede fütursuzca trafik güvenliÄŸini tehdit ederlerdi. Yine söylediÄŸine göre Havana'nın müdavimleri arasında çok katlı muhteÅŸem yatlardan bir müfreze koruma ile gelenler de vardı ki, bu güne kadar bir ilerleme kaydedemedi Türkmen. Arada bir kapatıldı Havana, ama bir süre geçince, eski sisteme dönülüyordu. Ä°ÅŸletmeci de ‘‘Ne yapayım, müşteri kapalı alanda eÄŸlenmek istemiyor’’ diyordu.Türkmen gibi düşünenlerin sayısı hiç az deÄŸil. Ama karşı taraf da kalabalık. Mesela Seyfi Bar'ın sahibi Seyfi Bey. Sakin kış Bodrum'unu seviyor ama yaz aylarının gürültüsünün normal karşılanması gerektiÄŸini düşünüyor: ‘‘Biz bugüne kadar gürültüden hastalanana hiç rastlamadık. Bodrumlu zaten gürültüden ÅŸikayet edemez çünkü geçimini sadece bu yoldan saÄŸlar. Evinin altını diskoya kiralayan kiÅŸinin ÅŸikayet etmeye hakkı var mı? Åžikayet ediyor çünkü onu çıkarınca seneye daha fazla paraya kiraya verecek! Yurtdışındaki tüm fuarlarda Bodrum hep eÄŸlence dünyası olarak pazarlanıyor. Ayrıca o insanların oluk gibi aktığı caddeye bir baksalar. Bu Tanrı'nın bir nimeti.’’Kaymakam Cumhur Güven TaÅŸbaşı da en çok uÄŸraÅŸtıkları konunun bu olduÄŸunu söylerken, ağırlığını gürültüden yana koyuyor: ‘‘Bodrum'a insanlar eÄŸlenmek için geliyor. Turistleri öne sürüyorlar ama bize onlardan hiç ÅŸikayet gelmiyor. Åžikayet edenler daha çok ikinci konutları olanlar.’’ KÄ°M NEREDE ÇIKIYORSeyfi Bar: Bir Türk Trio, Latin, Türkçe Pop ve Türk Sanat MüziÄŸi çalıyor.Halikarnas: Bol Türkçe pop ve disko müziÄŸi. Cuma cumartesi ‘‘köpük partisi’’, pazar Ladies Night. Zevk-i Sefa: Fatih Ãœrek, Asena, Ali PoyrazoÄŸlu. Temple: Modern dans müziÄŸi.Hadigari: Gece yarısına kadar Latin, sonrasında hızlı underground. Red Lion: House, Türkçe Pop.Günay: Fedon ve haftada bir baÅŸka bir ünlü.Batı Yakası: Canlı Türkçe pop ve Latin.Sensi: En son yabancı liste dans müzikleri. Dev ekran futbol.Åžaziye: Kenan DoÄŸulu.Green House: Yabancı dans müziÄŸi. Dev ekran futbol.Küba: Latin, caz.Han 13: Cenk ErenCampanella: ‘‘Orta yaÅŸ ve üstü müziÄŸi’’, cansız.Lodos: Yabancı disko müziÄŸi.Beyaz Ev: Rock, Türkçe pop, yabancı dans müziÄŸi.Dedikodulu Meyhane: Grup Dedikodulu, Tıpatıp Åžov. Dr. Bilal. Ashk Club: Altay, Cihan DoÄŸan.Ãœzüm: Fasıl.Ä°KÄ° BENZEMEZ YÖNETÄ°CÄ°: GÃœVEN TAÅžBAÅžI VE MAZLUM AÄžANKaymakam barlar sokağında mışıl mışılCumhur Güven TaÅŸbaşı bir yıldır Bodrum kaymakamı. Aslen Erzurumlu. Bodrum'da klasik kaymakam kalamamış: ‘‘Kaymakam olarak bir ilçede, bölgenin ekonomik ve sosyal yaÅŸantısını yönlendirirsiniz, kamu düzenini, ahlakını, dengeyi korumakla yükümlüsünüz, eÄŸitim, saÄŸlık, tarımla ilgili görevleriniz vardır. Bodrum'da ise her ÅŸey turizme endeksli, farklı’’ diyor. Ona da tuhaf gelen ÅŸey, kendi başına bir metropol olan bu Yarımada'nın hálá ilçe statüsünde olması. Oysa özel yasayla yönetilen, özel bir yer olması gerektiÄŸini düşünüyor: ‘‘BüyükÅŸehir yapısı olmalı. Ä°mar tek bir master plandan çıkmalı, tek elden denetlenmeli. Her belediye kendi kafasına göre uygulamalar yapıyor. Para bulamayınca kaçak yapılaÅŸmayı körüklüyor, kendilerine kaynak yaratmak için olmadık ÅŸeyler yapıyorlar. Bu planlı geliÅŸmeyi engelliyor. Ama Belediyeler BirliÄŸi kuruldu, ortak karar almaya da çalışılıyor. İçiÅŸleri Bakanlığı önerdim, EÄŸlence merkeziyle konutları ayıralım! Yeni bar açılacaksa, mesela Gümbet'te açılsın, baÅŸka yere izin verilmesin. Barlar Sokağı zaten konuttan büyük ölçüde arınmış durumda. Yeni yer açacaklara buraları gösterelim ve diÄŸer koyları kurtaralım.’’ Ama TaÅŸbaşı, her yıl hızla yenileri açılan mekanlara yetiÅŸemediklerini de itiraf ediyor. Yalnız bir konuda net konuÅŸuyor, inanmak isteyene: Bundan sonra Bodrum'da yapılaÅŸma yok. Belediye, sivil örgütler, herkes bunu denetliyor. Tabii önceden izin alanlar dışında! Çok ÅŸeyle ilgileniyor, çok gecelere, kokteyllere, açılışlara katılıyor ama kaymakam olarak Bodrum'un nimetlerinden yararlandığı söylenemez. Bu yıl denize iki kez girebilmiÅŸ. Geçenlerde bir haftasonu da çocuklarıyla havuza gitmiÅŸ, bir telefonla orman yangını haberi verilmiÅŸ, ailecek geri dönmüşler. Ee bir yere gittiÄŸinde rahat rahat dansedemiyor, ne de olsa Kaymakam! Oynasa bile keyif alamıyor. Bürokrasideki bazı tabuları yıkmak istiyor aslında, ama nereye kadar? Yeri geldiÄŸinde bazı akÅŸamlar kravat takmama noktasında henüz. Biz görüşmeden az önce de çıkarmış kravatı; çünkü Aydın Güven Gürkan boÄŸuluyor, demiÅŸler, deniz kenarına kravatla koÅŸmak istememiÅŸ. Bodrum Kaymakamı'nın en çok uÄŸraÅŸtığı konu gürültü ÅŸikayetleri. Yasal olarak gerekeni yaptıklarını söylerken, gürültüye karşı çıkanlara sitem ediyor. Çünkü diyor ki, burası Bodrum, tabii gürültülü olur! Ä°lk geldiÄŸinde o da çok ÅŸikayetçiymiÅŸ, ama zamanla alışmış, ‘‘tren yolu yakınında oturmak gibi.’’ Ãœstelik evi Barlar Sokağı'nda! Gürültüden deÄŸil de telefondan uykusu kesiliyor: Kimi vatandaÅŸ gecenin bir saati arıyor ve ‘‘Ben uyumuyorum, sen de uyuma!’’ deyip kapatıyor. BaÅŸkan gürültüden uyuyamıyorBelediye BaÅŸkanı Mazlum AÄŸan, Bodrum doÄŸumlu bir mimar. Ä°kinci kez seçilen efsanevi Belediye BaÅŸkanı Emin Anter'in hastalık nedeniyle vefatından sonra iÅŸbaşı yaptı. Bodrum'un belediye baÅŸkanlığı denilince akla gelebilecek ilk isimlerden deÄŸil! Onun için ‘‘Adı gibi adam’’ diyen Bodrumlular'ın sayısı çok. Yerel basına verdiÄŸi demeçlerde de ‘‘Benim bilgim yok’’ cümlesinin çok geçtiÄŸi söyleniyor. KonuÅŸmamız sırasında da sıkça tekrarladı, ‘‘benim bilgim yok’’u. DoÄŸduÄŸu Kumbahçe Mahallesi'nde oturuyor, mahalle DerneÄŸi'nde vakit geçirmekten hoÅŸlanıyor, mecburen gittiÄŸi kokteyllerde mecburen içki içince, uykusu basıyor. Bir de tıpkı Ankara politikacıları gibi olan-bitenden ‘‘sorumlu’’ deÄŸil de, ‘‘şikayetçi’’ gibi konuÅŸuyor:- DoÄŸru dürüst plan yapılamadığı için ÅŸimdi eÄŸlence ve konut birarada. Rahatsız olanlardan biri de benim. Geceleri terasta oturulamıyor, gürültüden dörde kadar uyuyamıyoruz.- Kalabalık olunca mutluluk kalmıyor!- Eskiden kaldığınız otelin sahibiyle birlikte kahvaltı ederdiniz, ÅŸimdi Bodrum'u bilmeyen otel müdürleriyle dolu burası.- Herkes geliyor, eÄŸleniyor, kirletiyor ve gidiyor. Temizlemek bize düşüyor! Bir vergi de ödemiyorlar. - Ä°ÅŸletmeler dikkatsiz. Bu yıl konuÅŸacağım hepsiyle. Çöp odası yaptıracağım. Dışarı çıkarmayacak. Günde üç kez çöp topluyoruz.- Kaçak yapılaÅŸma var. Biraz da yasalardan kaynaklanıyor. Vardı da yapmadık mı!Ä°stanbul Modalı Ãœlkü Malkoç, yedi yıl Türkbükü'nde yaÅŸadıktan sonra Bodrum merkeze taşınmış. Eski adliye binasının yanında, 150 yıllık taÅŸ evin avlusunda Ãœzüm Restaurant'ı iÅŸletiyor. BaÅŸta çevresi Ä°ngiltere'lerde ekonomi masterleri yapmış biri olarak eleÅŸtirmiÅŸ. VerdiÄŸi cevap, Ä°brahim Tatlıses'in ünlü lafından türetme:‘‘Holdinglerde genel müdürlük vardı da yapmadık mı!’’ Lokanta binası daha önce kadın tutukeviymiÅŸ. Adliye binasında ise ÅŸimdi Akdeniz otlarıyla ilgili kursların yeraldığı Akdeniz Akademisi var. Ãœzüm'ün küçük avlusu, tam bir Bodrum mekanı. Tavan, begonvillerden: ‘‘Mutsuz da olsanız mutsuz uyanamıyorsunuz; pencereden bir begonvil sallanıyor, masmavi bir deniz, birden ÅŸenleniyor insan. Kendi grubunuzu kuruyorsunuz, arkadaÅŸlık önemli burada. Gurbette sayılırız, arkadaÅŸlıktan çok aile gibi oluyoruz.’’ O da Bodrumlu kadınlar gibi boyuyor, dolap ya da küçük objeler. Rezil ettiniz köyümüzü, insanımızıNidra Zabcı'nın ilk Bodrum anısı 1974'den: Alaturka -ortak- tuvalet ve hamam böcekleri. Mavi yolculuktaki kaptan ve miçonun sevecenliÄŸi. Kahvaltıda bir arının üzerine oturduÄŸu için iki gün doÄŸru dürüst oturamayışı. Ä°kinci geliÅŸinde kaldığı pansiyonun adı Evim'miÅŸ. Aynen de öyle hissettirmiÅŸler. Piknik yapmışlar Türkbükü sahilinin boÅŸ kumsalında. ‘‘Şimdi Türkbükü'nde sahil, kumsal, boÅŸ meydan gibi ÅŸeylere rastlamak ne mümkün! Koyun gibi bir başından öbürüne, peÅŸpeÅŸe dizilmiÅŸ lokantalar, barlar, cafeler, meyhaneler, oteller. Ä°ki yanyana lokantanın müşterileri birbirlerinin yemek kokuları, müzikleri ve de dedikoduları ile sarhoÅŸ oluyorlar adeta. Kapısından bile giremiyoruz, önden bi 15 milyon geçiriyorlar adama.’’Peki öyleyse hala orada yaÅŸamakta zoru ne? ‘‘Aslında çok basit; paparazzi-magazin programlarının dışında bir Bodrum var. Tırmanılmamış o kadar çok kayalık, daÄŸ, görülmemiÅŸ o kadar çok tarihi yer, gizli saklı antik ÅŸehirler, kaya mezarları ve bir o kadar da daÄŸda bayırda saklanmış köyler!’’ Bu yüzden ayrılamıyor Türkbükü'nden: ‘Evsahibem Sevim abla öyle deyipduru bana: Senin bu evden ölün çıkar gari! Hayırlısı, benden önce Türkbükü ölmese bari!’’Karada marinasında boÅŸ yokKarada bir yıl içinde Avrupa'nın ilk on marinası içine giren Bodrum'un tek marinası. Turban'dan devralındığında 375 tekne kapasitesi vardı; bugün 450 kapasiteye sahip olmasına raÄŸmen, 500 tekneyi misafir ediyor. Marinaya gelen teknelerin yüzde 60'ı yabancı. Kışları yerli ve yabancı tekne sayısı eÅŸitleniyor. Bu yıl tüm tekneleri alamadıklarını söyleyen Marina Genel Müdürü Ömer Karacalar anlatıyor: ‘‘Genellikle Ä°ngiliz, Fransız. Emekli zümre. Ä°ki yıldır Ä°talyanlar ve kuzey ülkeleri geliyor, Yunanlılar yavaÅŸ yavaÅŸ baÅŸladı. Yabancı yatçı, genelde sessizlik istiyor. Bodrum'un bildik gece hayatına karışmıyorlar. Yakıt ikmali yapıp ihtiyaçlarını karşılamak için birkaç gece kalıp koylara gidiyorlar. Daha çok yerliler Bodrum'un gece eÄŸlencesine katılıyor. En büyük rahatsızlık gürültü.Bir de Bodrum çok hızlı geliÅŸti, büyüdü. Bu büyümeyle gelen altyapı eksiklikleri var. Sık sık elektrik arızaları oluyor. Ve susuzluk büyük sorun’’.Merkezde bir, çevresinde 10, toplam 11 belediye var (Bitez, Ortakent, Turgutreis, GündoÄŸan, Yalıkavak, Göltürkbükü, Konacık, Mumcular, Yalı, Gümüşlük)Nüfus kış aylarında, tüm yarımadada 105, merkezde 35 bin. Yazın bu rakam 500-600 bin. Son nüfus sayımına göre, sonradan Bodrumlu olanların oranı yüzde 65 civarında.Yerliler nüfusun ancak yüzde 35'i. Geçen yıl 700 bin yabancı, 350 bin yerli turist ağırladı. Bu yıl yüzde 40 artış görülüyor.Genelde Kos'tan gelen günübirlik turist 55 bin. Bodrum Ticaret Odası'na kayıtlı ÅŸirket sayısı 3 bin 288.Esnaf Odası üyesine kayıtlı esnaf 7 bin. Bu sayı kışın bine düşüyor, yazın 10 bine çıkıyor. Son iki yıldır iÅŸyeri kapatanlar arttı.Toplam otel, motel, pansiyon sayısı 934. Yatak kapasitesi 100 bin.Cafe, bar, disko türü iÅŸletmelerin sayısı ise yazın 2000, kışın 40'a düşüyor.Limana kayıtlı tekne sayısı 4 bin (Faal olan 1.500). Geçen yılki turizm gelirlerinin dörtte biri deniz turizminden. Sene başından bu yana Karada Marina'da 100 bine yakın geceleme olmuÅŸ (Bu yüzde 112 kapasite demek). Geçen yıl bu sayı 75 bin civarında gözüküyor. Yani artış var. Merkezde 7 bin konut var.500 minibüs, merkezle beldeler arasında yolcu taşıyor.Taksi sayısı 600.Alo 155'e ve 156'ya gecede 50 civarında ÅŸikayet geliyor, çoÄŸu gürültüyle ilgili.Pazar yerlerinin hava parası üç milyar.Günlük ortalama 350 ton çöp üretiliyor. Yazları suç oranı artıyor (Son veriler: Yüzde 500). En çok iÅŸlenen suçlar, kavga, hırsızlık, kapkaççılık, trafik, taciz, tecavüz ve uyuÅŸturucu... 4 hakim, 6 savcı, 4 katip, 1 icra müdürünün görev yaptığı Bodrum Adliyesi'nde 18 bin dosya karar bekliyor. Dosyaların 11 bini icra davalarıyla ilgili. Bodrum'da bir hakimin bir yılda bakması gereken dosya sayısı 2000'i buluyor (Makul sayı 200).Ä°ki müze (Bodrum Kalesi, Mozelium), 10 sinema salonu, dört sanat galerisi, 4 tiyatro salonu var.Halen üç hastane faaliyette: Bodrum Devlet, Özel Bodrum ve Universal hastaneleri. Bodrum Özel'de tam gün çalışan 19 uzman, 8 konsultan uzmanı ve 10 pratisyen doktor, 35 hemÅŸire ve saÄŸlık memuru, 9 teknisyen var. Yazın günde ortalama 100'e yakın poliklinik ve 10 civarında yatan hasta baÅŸvurusu oluyor. Universal'de, 16 uzman hekim, 25 hemÅŸire çalışıyor. 18 yataklı yoÄŸun bakım ünitesi, 52 tek kiÅŸilik odası var. Yatak kapasitesi 95. Günde ortalama 120-130 hasta baÅŸvuruyor; yarısı acil. Bodrum'da çalışıyor köyünde oturuyorlarBanu Topemre'ye göre Bodrum'da süzme alkolikler, süzme üçkağıtçılar, süzme entelektüeller var. EÅŸi AteÅŸ Genç de ‘‘Türkiye'nin en derbeder kasabası Bodrum. Her yere moloz atabilir, istediÄŸin yere çöp dökebilirsin. En derbeder ve belediyeleri en cahil kasaba’’ diyor.Banu Topemre (32) Mimarsinan Ãœniversitesi Sahne Görüntü Sanatları Tiyatro Kostüm Dekor Bölümü mezunu. Biri resim atölyesi, diÄŸeri modaevi iki güzel iÅŸi varmış Ä°stanbul'da. Ancak sadece giderlere çalışmak, natürel yaÅŸama isteÄŸi; annesi, kızkardeÅŸi ve yeÄŸeniyle birlikte Bodrum'a ulaÅŸtırmış yolunu. Önce Antalya'ya gitmiÅŸler ama ‘‘şehir elbisesi giydirilmeye çalışılan kasaba’’dan hemen kaçmışlar Bodrum'a: ‘‘Önce Turgutreis'e geldik. Bir kafeterya açtık. Yemek yapıp servis ediyorduk. Klasik müzik, newage çalardık, kütüphane vardı, herkes kitap okurdu. Ä°stanbul'dan gelen genç, biz yaÅŸlarda insanlardı müşterimiz. Muhtar hanımları da gelmeye baÅŸlamıştı, geceleri salep içmeye, gerçi müziklere pek alışamadılar ama...’’Ona, bir Çinli'ye aynı öğünde üç porsiyon Çin yemeÄŸi sunma; Ä°ngilizler'e ÅŸapka uçurtan Ä°ngiliz müziklerini çalma zevkini tattıran Bodrum, aynı zamanda yıllarca Londra'nın ünlü Savoy Oteli'nde, Hilton Champain Bar'ında barmenlik yapmış, Charlie Chaplin'e, Kraliçe Elizabeth'e servis vermiÅŸ olan AteÅŸ Genç'le de tanışmasına vesile olmuÅŸ. Åžimdi Bodrum merkezde ev tekstili, giyim, vitray ve duvar boyası üzerine butik tasarımlar yapılan bir atölyeyi ve İçmeler tarafında bir küçük, salaÅŸ plajı iÅŸletiyor eÅŸiyle birlikte. Onlar, Bodrum'da çalışıp, dışında yaÅŸayanlar grubundan. Evleri KızılaÄŸaç köyünde, aÄŸaçlar içinde. Topemre, Bodrum deyince, bunu anlıyor, barları, çılgın eÄŸlenceleri deÄŸil: ‘‘Dostlarımızla komÅŸuculuk oynuyoruz. Şömineyi sonuna kadar kullanıyoruz. Belgesel izliyoruz. Sinemaya az gidebiliyorum maalesef. Konserleri özlüyorum. Ama sıkılmıyorum. Müstakil yaÅŸama lüksünüz hálá var burada. Baharın pembe beyaz olduÄŸunu burada gördüm. Köydeyim, bakkala telefon ediyorum, Mehmet Ali Bey, minibüs gelirse beklesin diyorum, bekliyor. AteÅŸ Londra'ya gidiyor, bir dönüm arazi içinde kalıyorum, bir kilometre yakınıma kimseyi sokmazlar. Bunlar çok önemli lüksler.’’ CHEROKEE'DEN ATILAN ÇÖPYine de her ÅŸeyin dört dörtlük olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸil: ‘‘Bodrum'u Bodrum yapan naturelliÄŸi ve bohemliliÄŸiydi. SalaÅŸ restoranlar, kaldırımların üzerinde kilimler vardı. Åžimdi dev gibi refüjler yapıldı. Burası ÅŸehir mi ÅŸantiye mi belli deÄŸil. Kamyon tamircileri, havuz yapıcıları, kiremitçiler... Küçük sanayiden ÅŸehre giriyorsunuz. DehÅŸetli bir otogar. Ondan sonra görebilirseniz Bodrum'un bohemliÄŸini görüyorsunuz.’’ SÄ°T alanlarının villalarla doldurulmasına isyan ediyor. Öyle kızgın ki SÄ°T kelimesinin son harfini deÄŸiÅŸtirip küfüre çeviriyor. Yarımada Çevreyi DoÄŸayı Hayvanları Koruma DerneÄŸi kurmuÅŸlar. KızılaÄŸaç ormanlarını ‘‘Molozistan’’ yapmaya kalkanlara karşı mücadele veriyorlar. Ormanın ortasında kurulan et kesim yerini Kaymakam'a ÅŸikayet ettiklerini, ‘‘Bir daha görmeyeceÄŸim’’ emri veren Kaymakam'ı bir süre sonra oradan et alırken gördüklerini anlatıyorlar. ÇoÄŸu ÅŸeye sinir mi yapsınlar, gülsünler mi ÅŸaşırıyorlar. Bazen, ‘‘Aaa Cherokee Jeep'den'den pet ÅŸiÅŸe atıldı, ha ha ha’’ yapıyorlar. ÇoÄŸunlukla espri yapacak halleri de olmuyor: ‘‘Yaz baÅŸlıyor, Gümbet'te dünyanın en iÄŸrenç görünümlü su kamyonları, on dakikada bir turistlerin üzerinden geçiyor. Konacık'ta yol inÅŸaatı haziran ayında baÅŸlıyor, turistleri asfaltlayacaklar neredeyse. Ya kardeÅŸim bütün kış ne yaptınız? Bahaneleri de olamaz yaÄŸmur çamur diye, burası kurak bir yer.’’Bu evin içinden Bodrum Sokağı geçiyorOrdu'da doÄŸan, liseyi Sarıkamış'ta bitiren, Ankara'da üniversiteye giden 40 yaşındaki Fuat Yıldız Bodrum'a ilk kez 1981'de ayak basmış. O tarihten bu yana, git gel, hep Bodrum var hayatında. BeÅŸ altı yıldır yerleÅŸik. Bugüne kadar yapmadığı iÅŸ kalmış mı, bilinmez. Bir saymaya çalışalım: Ä°lk iÅŸi yine Bodrum'da, deri mask yapımcılığı. Ardından, gümüş bilezikler, çantalar, Türkiye'nin ilk siperlikli eÅŸarpları, Antalya Kalkan'da full çeken bir bar. Ä°spanya'nın Ä°biza adasında mask satışı, iki kış Güney Afrika'da bir Jaguar'ın arkasında dönercilik... Ressamlık. Bodrum'da oto-galeri, pazarda tişört tezgahı...Åžimdi Bodrum'un Mumcular beldesine baÄŸlı MeÅŸelik köyü mevkisinde bir ev sahibi. BaÅŸtan aÅŸağı kendisi yapmış. 1950'lerden, daha çok da '70'lerden eÅŸyayla döşemiÅŸ. Salonun bir bölümüne de bir Bodrum Sokağı kondurmuÅŸ! İçinde de muhteÅŸem bir Bodrum Barı: ‘‘Çünkü Bodrum'da barlar çok fena oldu, ben Türkçe pop dinlemiyorum. Burada kendi barımı yarattım. Kendi müziÄŸimi çalıyorum.’’ 20 dönümlük arazisinin içine yüzme havuzlu ikinci bir ev inÅŸa ediyor; yaÅŸadığı ev misafir evi olacak, kalan arazi de tarla. Sabahları kazmayı alıyor, aÄŸaçlarıyla, sebzeleriyle zorlu bir çalışma temposuna giriÅŸiyor. Haftada bir-iki gün pazarda tezgah açıyor, bir günde bir memur maaşı, zaten fazla paraya gerek duymuyor. Kapının dışında tilkiler, yaban domuzları. Artezyen kuyunun suyu. Tarlada sebze. Kuzinede ekmek. Ona göre gerçek Bodrum burası! Dostluktan öteye gidilmeyen bir Bodrum. Ä°lk eÅŸini, ikinci eÅŸini, ÅŸu anki sevgilisi Belma Ãœngün'ü Bodrum'da tanımış. SöylediÄŸine göre burası apayrı:‘‘Üretimse, üretim. Bir mask yapıp satmakla, kendi yetiÅŸtirdiÄŸin bir meyveyle reçel kaynatıp arkadaşına hediye etmek aynı ÅŸey.’’ Aynı zamanda ‘‘ideolojiye uygun’’ bir hayat onlarınki. Evlerine sadece Türk malları giriyor. Malboro deÄŸil Bafra ya da Samsun içiliyor. DoÄŸaya dönecek çöpler ayrıştırılıyor. Otomobil, bütün iÅŸler biriktirilip minimumda kullanılıyor. ÇIT ÇIT ÇIT TUUU TURÄ°ZMÄ° Nuran AltuÄŸ kumaÅŸ desenleri üzerine aldığı eÄŸitimini Yalıkavak'ın ‘‘Sanat Meydanı’’ nda kova boyayıp resim yaparak sürdürüyor. Ä°stanbul'un kalabalığından Bodrum'a oranın kalabalığından da köye kaçmış. Ona göre, Bodrum'da sadece otel animasyonları, çılgın bar partileri yok ‘‘çıt çıt turizmi’’ de var.‘‘Okullar kapanınca, geliyorlar. Apartlarda bir odada sekiz kiÅŸi, yemek yapıp yiyor, sonra da çekirdeklerini alıp çıkıyorlar. Çıt çıt tuu, çıt çıt tuu...’’BODRUM BODRUM DEĞİL ARTIK Sekiz yıl önce Bodrum'a gelip, Türkbükü'nün ünlü Ship Ahoy'unda yemeÄŸi ilk baÅŸlatan Melek Boz, ÅŸimdi yine Türkbükü'nde Melek Boz Restaurant'ı iÅŸletiyor: ‘‘Ben burada sığınağımda gibiyim, koyun öbür tarafındaki köfte ızgaraları, müzik kakafonisini görmüyorum, duymuyorum’’ diyor. Bir adresi bile yokAltan Özer (38) 1986'da gelmiÅŸ Bodrum'a. Teknelere, otellere catering servisi veren bir firmanın ortağı olarak, tam beÅŸ yıl iÅŸadamlığı yaptığı Bodrum'da, o meÅŸhur gece hayatını da dibine kadar yaÅŸamış; gece onlara kadar iÅŸ, sonra bir banyo ve doÄŸru barlara! Ardından bu bohem hayattan; köklü olmayan, biraz da kaypak iliÅŸkilerden, sayısı çok ama baÄŸlanılamayan kadınlardan sıkılış ve aile ortamı arayışı. 10 yıllık evlilikten sonra bir kere daha Bodrum sokaklarına ‘‘düşen’’ Özer artık istediÄŸine ulaÅŸmış. Kabuk halinde satın aldığı geleneksel Bodrum teknesini, tamamen kendi imkanları ve elleriyle sekiz ayda tamamlayıp, iki ay önce denize atmış. Orada bir hayatı var; evini yakında kapatıyor ve televizyonsuz, müzik setsiz, adressiz, faturasız hayatına hazırlanıyor. Eski iliÅŸkilerden izole etmiÅŸ kendini; birkaç dostuyla, her ÅŸeye, olan bitene kızarak yaşıyor. Denize geçmesinin bir amacı da parayla iliÅŸkisini tamamen minimuma indirmek, yavaÅŸ yavaÅŸ Bodrum'dan uzaklaşıp, aÅŸağılarda bir yerde, önüne teknesini baÄŸlayabileceÄŸi bir küçük ev bulabilmek ve orada kökleÅŸmek. DERDÄ°M EN TAZE BALIK Mehmet Yılmaz, Ä°zmitli. Sanat Okulu Elektrik Bölümü mezunu. Türkiye'de müteahhitlik, ABD'de bulaşıkçılık, pizza ustalığı gibi iÅŸlerden sonra Güvercinlik'te atmış demiri. Åžimdi iÅŸlettiÄŸi Dolphin Restaurant'ta bir aÄŸacın altında nefis balık ızgaralar yapıyor, bundan sonraki derdi, insanlara en taze balığı satmak. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!